KASABADAKİ GENÇ KIZ

KENDİNİ BULDUĞUN YERDE Bölüm 84

Cemil dedi ki: "Fırtına. Ne olsun. En son çocukluğumda tanık olmuştum. Kasabayı yerle bir etmişti."

İlerlediler. Derken Rıdvan katıldı gruba.

İlerledikleri labirent aniden kesildi ve çıkış demir parmaklıkla kapalıydı.

"Çekiç ya da balyoz lazım!" dedi Ayhan, vurdu parmaklığa, "şunu bir aşabilsek!"

Yaşlı adam dedi ki: "Oturup dinlenelim. Çok yoruldum. Güç toplayayım. Düşüneyim. Burada birden fazla çıkış var. Dinlenmem lazım ama."

İçeri orman kokusu doluyordu. Yağmurun şakırtısını dinliyorlardı.

Yaşlı adam el fenerini söndürmüştü, sigalar yakılmış, birbirlerine sigara ikram ediyorlardı. Cemil cebinden içki şişesini çıkarıp içti ve isteyenlere verdi. Yere birkaç mum koyulmuştu.

Musa Rıdvan'a pis pis baktı: "Senin burada olmana hayret ediyorum. Aslında şimdi seni dövmek isterdim Rıdvan amca."

"Sakin ol evlat. Enerjin sana lazım olacak. Onu boşuna kullanma. Ben zaten ölmüşüm. Babanı içeri almam gerekiyordu. Bana bu yüzden kızma lütfen. Yapmam gerekeni yaptım o an."

Yusuf dedi ki: "Rıdvan amca, sen de birçokları gibi buradasın. Kariyerini tehlikeye attın? Seni meslekten atmazlar mı?"

"Kimse söylemezse bir sorun olmaz ki. Aman canım beni atarlarsa atsınlar. Dünya kadar borcum var. Burada herkes hırsız. Hırsız hırsızı polkise şikayet etmez ki. Ederse adidir zaten."

Birinin sesi yükseldi: "Ben buraya yanlışlıkla geldim. Ben hırsız değilim. Ağzından çıkanlara dikkat et; yoksa yolarım saçlarını!"

Musa dedi ki: "Yusuf Rıdvan amcanın saçları peruk demiştim. Kendisine sor."

"Bunun sırası mı, saçmalama!"

Rıdvan köpürdü: "Evlat, peruk olsa ne olur, olmasa ne olur, beynim çalışıyor mu, kalbim var mı; bu önemli değil mi?"

"Sıkıntıdan işi gırgıra, eğlenceye vurdum işte."

Öteki yine bağırdı: "Ben hırsız değilim! Sakın bana kimse hırsız demesin! Onurumla yaşadım! Onurumla ölürüm!"

Rıdvan Cemil'in şişesinden viski içti ve dedi ki: "Elbette sen hırsız değilsin. Sen Mekke'ye hacca gidiyorsun, Hira dağına tırmanacaksın. Ya da sen Hz. Musa'ın yanındaki Harun'sun."

Sustular.

İçerinden biri dedi ki: "Bu kasaba beni delirtti."

Öteki lafa girdi: "Bu ne yahu, geri zekalılar toplantısı gibi. Kesin be sesinizi! Altınları bulsanız birbirinizi hiç acımadan gebertirsiniz. Dostane muhabbetleri, iç dökmeleri benim külahıma anlatın! Sersemler!"

Biri dedi ki: "Stres içindeyim, bu karanlık tünel herkesin ruhsal dengesini bozdu, ben de berbat hissediyorum; ama kimseye söylemiyorum, bu ölüm çukurunda ölmek istemiyorum."

9.'=2Ny