Üçlü kapı önüne mevzilenmişti.
Biri bağırdı: "Kim var orada?.. Biliyorum, oradasınız, ışığınızı gördüm."
Yabancı kapıyı açtı ve içeri adım attı.
Musa feneri yakıp surata tuttu. Ayhan ise yangın söndürücüyü tutmuştu. Yabancı yere yıkılmıştı. Ayhan sopayla vuruyordu.
"Dur;vurma!" dedi Yusuf, onu tuttu, "onu tanıyorum, kasabadan arkadaşım Musa bu. "Bilader ne işin var burada!?"
"Ne bileyim. Yolumu bulurum dedim. Burada hazine olduğunu duydum."
"Hayatının planı bu değildi? Askere gidip orada kalacağını ve iyi bir maaş verdiklerini söylemiştin?"
"Benim kızdan ayrıldım. Başkasını bulmuş. Beni parasızım diye bıraktı, paralı birini bulmuş. O kadar tepem attı ki; çok param olursa ondan çok güzel ve iyilerini bulurdum diye düşündüm. Peki sen neden buradasın? Sen de altınların peşindesin, değil mi?"
Musa Yusuf'a pis pis bakıyordu.
"Hayır!"
"Saçmalama! Çok altın var. Ortak mücadele edebiliriz. Size çok faydam dokunur. Bu moruk ortağın mı? Diğeri de kör ediyodu beni nerdeyse. Sorun değil. Altınları dörde böleriz."
Yusuf dedi ki: "Musa dayı bakma bu aptalın ağzına, bilip bilmeden konuşuyor. Ben buraya altınlar için gelmedim."
"Yeme beni. Buraya hepiniz altınlar için geldiniz." dedi yaşlı adam, Musaya döndü: "Evlat, burada altın ve mücevher olduğunu nerden kimden duydun?"
"Kasabada öyle bir söylenti vardı. Başta inanmadım. Ama sonra belki doğrudur diye şansımı deneyeyim dedim, kızla ayrılmam tuz biber ekti tabi."
Uzaktan bir ses duyuldu: "Hepinizi geberteceğim! Fare kimmiş göstereceğim size!"
"Küpeli pislik" dedi yaşlı adam. "Geliyor, kaçsak iyi olacak!"
Musa en öndeydi, karanlık koridoru aydınlatıyordu, sola saptılar, sonra sağa.Yerde oturan birini görünce yavaşladılar ve dikkatle yanaştılar.
"Cemil amca bu" dedi Yusuf. Genç karısını öldürüp kasabayı terk ettiğini duymuştum."
Cemil dedi ki: "Birinin ateş ettiğini duydum. Kaçıp buraya geldim. Korkudan kıpırdayamadım. Çakmağımın gazı da bitmişti."
"Cemil abi karın öldü" dedi Musa. "Onu sen öldürdün diyorlar?"
Cemil ağlamaya başladı.
Yaşlı adam dedi ki: "Bu nasıl iş be! Bakıyorum da bütün tanıdık sefiller burada, sözleşmiş gibi."
Ayhan dedi ki: "Dayı, sefil demesek, hayatı trajedi olmuş çaresiz insanlar desek."
""Kes be!" dedi Musa Cemil'in kafasına hafifçe vurdu: " Zırlama! Kalk. Hemen gitmemiz lazım...İlerleyelim beyler. Daha hızlı..."
İlerliyorlardı.
Cemil dedi ki: "Hayat, olaylar, insanlar beni çok yordu, çok hırpalandım. Ama ne kadar yorgun olursam olayım önemli değil; bırakmam. Devam ederim. Bana sorsan mutlu musun şimdi; yorgunum ama iyiyim derim sana. Hiçbir şey yapmadan da yorulabiliyor insan, düşündükleri ağır geliyor mesela. Ve kalbinde taşıdıkları da çok ağır gelebiliyor insana. İnsanı asıl yoran bu. Önemsediği ama karşılığını alamadığı insanları kafasında ya da kalbinde taşıması ne zordur. O manyak bizi öldürmeden buradan hemen çıkalım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABADAKİ GENÇ KIZ
Romance18 yaşındaki Yusuf kasabadaki en güzel kıza aşıktır. Onu ve parayı elde etmek isterken başına gelenler. Yusuf ailesiyle çiftlikte yaşamaktadır... Hayatta yüksek bir noktaya gelmek için çözüm arayan gençler, lise sonrasındaki gençlerin çıkmazlarda yü...