KENDİNİ BULDUĞUN YERDE Bölüm 78

16 17 0
                                    

"Bana yardım edersen seni polise vermem."

"Söyle dayı; nedir? Elimden gelen yardımı yapmaya hazırım."

"Bir genç kız var içerde bir yerde. Yalnız; çok tehlikeli. Onu bulup zaptetmemiz lazım. Bağlayacaktım elimden kurtuldu."

"Sana bu konuda yardım ederim. Kolay iş."

Yaşlı adam Ayhan'ın ellerini ayaklarını çözdü.

Mutfağa geçtiler, yaşlı adam çorba servisi yaptı.

"Dışarda hava berbat. Yemek yedikten sonra sarı kızı aramaya çıkarız."

Yaşlı adam sigara yaktı, Ayhan'a ikram etti. Ayhan sigara yaktı.

"Çay demleyeyim mi?" diye sordu Musa.

"Çok iyi olur" dedi Ayhan.

Musa ocağa çay koyup masaya gelip oturdu.

Ayhan sordu: "Dayı buranın sahibi sen misin, nedir?"

"Hayır, kahyasıyım."

"Nasıl bulaştın bu işe?

Musa dedi ki: "45 yıl önce iş hayatına atıldım. Bir akaryakıt firmasının bayiliğini almıştım.Zamanla işini büyüttüm. İnşaat sektörüne de atılarak 25 yıl müteahhitlik yaptım. İstanbul'un sayılı işadamları arasına girdim. O dönemde renkli bir hayatım vardı. Yurtdışı seyahatlerine çıkardım. Tanınmış şarkıcı, politikacılarla aynı fotoğraf karelerine girdim. Yemek yemeye gittiğim eğlence mekanlarında masa üstüne çıkan dansözlere para takardım. Sonra işlerim ters gitmeye başladı. Birçok neden vardı. Toparlamaya çalıştım ama başaramadım. Çok sayıda daire, dükkan, arsayla akaryakıt istasyonumu kaybedip iflas ettim. Piyasadan tahsil edemediği 20 milyon lira alacağım vardı. 1000 liralık emekli maaşıyla geçinemeyince arayışa girdim. Çareyi evimde yaptığım işkembe, kelle paça, ezogelin çorbasını çevredeki esnaf ve beni tanıyan vatandaşlara satarak geçimini sağlamaya başladım.50 milyonu batırdı, sokakta çorba satıyor dediler, güldüler, umursamadım, mücadeleyi bırakmamak gerekir diye düşündüm. Servetimi kaybettim ama umudumu değil dedim. "Sokak Çorbacısı" isminin patent başvurusunu yaptım. Hangi iş olursa olsun yapılabileceğini göstermek istedim. Sokaklarda çorba satmanın utanılacak bir durumu yoktu. Hijyenik ve damak tadına uygun şekilde hazırladığım çorbayı tüketenler çok beğeniyordu. Bu hayatta mücadeleyi bırakmamak gerekiyordu. Zamanla işlerimin daha iyi olacağına inanıyorum" dedim bana acıyanlara, gülenlere. Beni tanıyanlar telefon ediyor, ben de siparişlerini ısıtıp sefer tasına koyuyorum, küçük boyutta kesilmiş poşetlenmiş ekmeklerle götürüp veriyordum. Uzun mesafeleri de otomobilimle servis yapıyordum. Günün birinde Adem bey'le tanıştım, çorbamı ve beni çok sevdi, sık sık gelir oldu kafeye, çay ya da kahve içmeye, bana telefon açıyordu, ben de kafeye gidip çorbasını götürüyordum, zamanla gide gele aramızda bir güven, saygı sevgi ve dostluk gelişti. Bir gün telefon açtı, çok hasta olduğumu, gelemeyeceğimi söyledim, soğuk hava dışarda dolaşmak hasta etmişti beni, yaşlılık dolayısıyla bazı sıkıntılar da çıkmıştı, karım da çekip gitmişti. Eve geldi Adem bey, bir gece kondum var, yiyecek sıkıntısı yok, gel benle yaşa dedi. Kabul ettim. Bir de gelince ne göreyim, koca şato onunmuş. Böylece buranın çavuşu, kahyası, her şeyi oldum. Bir kızım var bir yerlerde, onunla da yıllardır kopuğuz. Hep para istedi. Verdim. Sonra gül gibi kocasını boşadı. Zibidi bir müzisyenle yaşamaya başladı. Ses etmedim. Tabi müzisyen kızın kocası gibi kel kafalı, şişko ve gözlüklü değildi. Parlak suratlı, kız gibi uzun saçlı, atletik yapılı filandı." Bu lafları içeri giren beyaz kedi böldü. Döndü kendi çevresinde kuyruğu havada, miyavladı, yaşlı adam onu okşadı, kucağına aldı.0

"Ne diyordum?" dedi, "ha, kızım... yeni ilişkisine ses etmedim, hayat onun hayatıydı. Adem beyin bana sahip çıktığını işitmiş birilerinden. Beni ziyarete geldi, seni çok özledim diyerek, yalan olduğunu anladım tabi; derdi paraydı; çaktırmadım. Ona bir miktar para vermeden edemedim. Gitti. Sonra bir daha geldi, zibidi bar açacaktı ve para lazımdı, bendekini sana verdim dedim, yetmez o dedi, efendinden iste dedi, isteyemem dedim. Çekti gitti. Daha gelmedi. Ama ben şöyle bilirim kitaptan: Babalar ellerini uzatsa kızları cehenneme bile gider. Değilmiş. Çok geç olmadan kızım düşlerimde uzattığım ellerimi görse bu dünyada huzurlu öleceğim. Neyse." 

KASABADAKİ GENÇ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin