KENDİNİ BULDUĞUN YERDE Bölüm 80

12 16 0
                                    

"Bu işimi görür." Sırıttı.

"Yapma! Musa dayı çok kızacak. Seni polise vermekten caydı. Söz vermiştin?!"

"Abartma bilader, buradan birkaç değerli eşya alıp gideceğim. Canımı riske atamam. Sapkın bir kızı aramaya vaktim yok. Moruğa kızı hastaymış, acil gitmesi gerekti dersin. Onu yanaklarından öptüğümü de. Selamımı de."

Ayhan mutfaktan çıkıyordu, tavayı buldu suratında. Acayip bir tınlama çıkmış ve tava eğilmişti.

Musa dedi ki: "Öptüm...Ayhan bey, ekibi böyle terketmek de ne oluyor?!"

"Dayı kusura bakma, şeytana uydum. Kulun kölen olayım bağışla beni!"

"Kalk! Sana son bir şans daha veriyorum!"

"Özür dilerim dayı."

"Ayhan yangın söndürücüyü, sopalardan birini ve satırı al."

"Peki dayı."

"Yusuf sen de bir sopa ve baltayı al."

"Tamamdır."

"Kalan sopa benim. Umarım bu palayı kullanmam gerekmez. Ayhan sen arkamda olacaksın. Saldırı arkadan da gelebilir ama; birbirimize yakın gideceğiz. Saldırı geldiği an yangın söndürücüyü açıp kafaya püskürt. Sonra ben harekete geçeceğim Yusuf'la. Bir iki sopa darbesiyle düşmanı etkisiz hale getireceğiz."

Bir acı çığlık duyuldu.

"Gidelim" dedi Musa, sopayı ve palayı kayışına taktı, el fenerini aldı, karanlık koridorla ilerlemeye başladılar, uzaktan gelen ses ara ara gidip geliyordu.

"Ses kütüphaneden geliyor olmalı. Dikkatli olun." dedi Musa.

"Sese doğru gidiyoruz; ama bu bir tuzak olabilir" dedi Ayhan

"Bunu ben de düşündüm" dedi Musa.

İlerlediler. Kütüphanede kimseyi bulamadılar. Odaların birinin önünden geçerken altından sızan ışığı görüp durdular.

Musa uygulanacak taktiği verdi ve Yusuf kapıya bir tekme attı, Ayhan ve Musa içeri daldı, içerde uzun kara saçlı ve küpeli bir genç adam vardı.

Musa odanın deşildiğini farketti: "Ne arıyorsun, fare!?"

Küpeli genç adam yatağın üstüne koyduğu pompalı tüfeği alıp ateş edeceği sırada Ayhan yangın tüpünü sıktı. Ama ıskaladı yüzü.

Üçlü dışarı fırlamıştı. Küpeli genç adam arkadan ateş edecekti ama karanlıkta hiçbir şey göremedi. İçeri geçti.

Musa el fenerini açtı. İlerlemeye başladılar.

Ayhan dedi ki: "Dayı bu neydi böyle!?"

"Yangın söndürücüyü tam surata sıkman gerekiyordu!"

"Heyecanla elim ayağım titredi, ne yapacağımı şaşırdım. Nerdeyse geberiyorduk. En iyisi burayı terk edip canımızı kurtaralım. Polis bunların icabına bakar."

"Sen bu kadar korkak herifsin de neden hırsızlık için geldin buraya! Kalıbının adamı ol be?! Bir silah gördün solucan gibi korktun!"

"Haklısın dayı. Can korkusu işte. Sen de ölürsün dayı. Gitsek buradan?"

"Buranın sorumlusu benim. Öyle kolay değil bu işler. Buradan tava bile alamaz kimse!"

Mutfağa geldiler.

Musa şamdanlardan birini yaktı. Sandalyeye oturdu. Dışarı kulak kesildi: "Biri yaklaşıyor." Mumlara üfleyip söndürdü.

KASABADAKİ GENÇ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin