Eve geldiğimde kalbim küt küt atıyordu. Beni öpmüştü lan, beni beni... Şey işte beni öptü yani. Azıcık yanaktan. Elimi yanağıma götürdüm ve aptal aptal sırıttım. Ne oluyor bana böyle, ona tokat atmam lazımdı. Yani filmlerde öyle oluyordu.
Kendimi kapı önüne konulmuş enikler gibi hissederken hızla telefonumu elime aldım ve Alp'e mesaj attım.
Nida: Beni öptü.
A: Siktir.
A: Lan nasıl öptü seni? Nerenden öptü?
Nida: Yanağımdan.
A: Ha iyi bari.
A: Lan ben ne diyorum ne iyisi? Nasıl öptü lan nasıl?
Pardon Alp kıskançlık mı yapıyorsunuz acaba?
Nida: Öptü işte. Ne bileyim ben.
A: Bak dellendim ha. Taktik maktik ayağına
Nida: Taktik maktik ayağına?
Nida: Sen niye bozuldun ki şimdi bu kadar?
Cevap vermedi. Bekledim. Çevrimiçiydi ama yazmadı.
Nida: Alp?
A: Ondan etkilendin mi?
Bilmiyorum. Ama var işte bir şeyler. Peki sen Alp? Keşke seninle gerçekte konuşma fırsatım olsaydı da, bana bunu yaşatmasaydın.
Nida: Sanırım.
A: İyi.
Nida: İyi?
A: Amacına ulaştın. Artık bana ihtiyacın yok.
Nida: Neden böyle söylüyorsun? Mustafa mı girecek aramıza?
Bir anda kendimi inanılmaz kötü hissetmiştim. Belkide onunla konusurken en zorlandığım andı.
A: Üzgünüm kıvırcık. Hayatında bir başkası varken kendimi kara kedi gibi hissetmek istemiyorum.
A adlı kullanıcı sizi engelledi.