9.0

350K 20.1K 14.2K
                                    

A: Bravo.

A: Cidden bravo sana be.

Mustafa'nın attığı mesajla nedensizce kalbim sıkışmaya başladı. Valla ben bravoyu dondurma markası olarak biliyorum. Ne diyorum ben yahu, açlıktan Bahar Candan'a rakip mi olacağım ne.

Nida: Hı?

Hı mı hı?

Nida: Ne bravosu?

Al işte. NidaSu, HuriyeSu derken bir de bravosular çıktı başımıza. Ya siz bakmayın, ben şu an aşırı stresliyim kafa bir milyon benim.

A: Nasıl yaptın ya bunu bana?

Nida: Ne yapmışım?

Ellerim titreye titreye yazdım.

A: O sıçanla nasıl konuşursun sen? Nasıl lan aklım almıyor.

Ha?

Bizi görmüştü, belki de biri uçurmuştu hemen. Sorun bu değildi sorun her şeyi yanlış anlayıp beni yargılamasıydı.

Nida: Ne konuşması ya? O geri zekâlıyla konuşmadım, o benimle konuştu.

A: Yalan söylüyorsun.

Siktir lan.

A: Sizi gördüm. O boktan resimleri görmez olaydım.

Ne resmi, ne diyorsun sen lan?

A: Bana neden söylemedin. İnkâr da etme sizi gördüm.

Nida: Mustafa yanlış anladın bak. Cidden yanlış yapıyorsun şu an.

A: Ha bir de yalancıyım öyle mi?

Evet öylesin.

Nida: Kim söyledi sana bunları?

A: Kimse kim bize ne?

Nida: O lağım kokulu söyledi değil mi? O ağzına sıçtığımın osuruk çiçeği söyledi.

A: Ne fark eder ki, gerçekleri değiştirebilecek mi? Onunla bir daha konuşma dedim sana ama sen ne yaptın, okulun arka bahçelerinde konuştun.

Nida: Yazık.

Nida: Gerçekten o kıza inanıyorsan yazık.

Nida: Ben yanlış bir şey yapmadım tamam mı? Anlamadan, dinlemeden hesap sorup posta koyan sensin.

Nida: Asıl sana bravo. Güvenine sokayım senin.

Nida: Siktir git.

Ve sinirle telefonu kapattım. Ellerim titremeye başladı. Her şeyi yanlış anlamıştı. Yanlış anlaşılacak bir durum da yoktu halbuki.

İlk defa bir konuşmamız bu kadar canımı yakmıştı. Oysa Mustafa bana güvenirdi, o bilirdi beni. Hatta beni bir tek o iyi bilirdi. Vay be, Nida Azur bir osuruk çiçeğine kurban gitti diyecekler.

Nah derler. Ben de Nida Azur'sam eğer, yarın o pis osuruğunu, kıçına tıkayacağım bekle kızım.

Neyse Nida topla kendini, sen kendini biliyorsun kızım. O yavşak, dur kız sevgilim sayılır daha. Bak sevgilim diyorum hâlâ. Anasını satayım şu durumda bile kafiye yapıyorum, pes.

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. İyi olmam gerekiyordu ama berbattım. İbrahim Tatlıses gibi "Yemin ederim ağlamamak kendimi tutuyorum,"  diyecektim. Ama bok ağlardım, o ağlasın beni kaybettiğine.

ÇEVRİMİÇİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin