"Bugün gelir değil mi?"
"Evet hanımefendi, gün içerisinde siparişinizi teslim alacaksınız," dedi telefonda ki adam.
Memnun bir tavırla gülümseyip, "İmzalı ama değil mi?" diye sordum.
Adam sıkıntıyla iç çekti. Ay hasbam, şurada iki iş yapacağız hayır ne olmuş yani 67. sorumu da cevaplayıversen. "Evet, olacak hanımefendi. Dediğiniz gibi Alex imzalı."
Aynen canım, Alex imzalı. Fenerbahçeli olandan.
Mıstığım, bak Galatasaraylı sevdiceğin senin için neler yapıyor. Ama olsun değer sana, lacivertli sarılı yiğidim benim.
"Tamam," dedim. "Teşekkür ederim."
"Olur mu öyle şey," dedi adam. "Ben teşekkür ederim. Valla sonunda bitirdiniz Allah razı olsun."
"Siz sağ olun," dedim. Hı?
"Aa," dedi adam. "Müşteri geldi, kapatıyorum." Kapattı. Hiçbir vatandaş benim yüzüme telefon, kapatamaz neden mi? Çünkü kulağımla dinliyorum kulağıma kapatmanız gerekiyor.
Hadi kusun ama yerleri yeni sildim, az öteye kusun.
Telefonu şaşkınlıkla kulağımdan indirdim ve masumane bir şekilde söylenip, annemin yanına gittim.
Oturma odasında ayaklarını uzatmış, hunharca çekirdek çitliyordu. Ben de yanına gittim ve tabağı bir miktar avuçlayıp, içinden çekirdek alarak dişlerimin arasına sıkıştırdım.
"Hayırdır?" dedi annem gözlerini televizyondan ayırmayarak. "Menfaat kokusu alıyorum."
SherlockSu seni.
"Ya beni bu kadar iyi tanıma anne, vallahi Mustafa'ya haksızlık ediyorsun," dediğimde beklemediğim bir anda omzuma vurdu. "Kız seni ben doğurdum, herhalde tanıyacağım."
"Yavaş HuriyeSu ciğerimi söktün ya," dedim omzumu sıvazlayarak. Annem ağzında ki çekirdek çöpünü suratıma üfleyip, "Başlayacağım HuriyeSu'na ha," dedi.
Bu şey değil mi? Cennet Mahallesi Pembe. Anam izin vermez be Ferat derken şaka yaptığımı mı sandınız?
"HuriyeSu'dur onun adı, iki tane çete üyesi doğurup, başıma musallat edecek onları."
Keyifli keyifli söylenirken, annem de kendine engel olamadan güldü. Elimle yanaklarını sıktım. "Annemsin diye demiyorum ama, çok seviyorum seni ya essahtan."
"Ben senin için aynılarını söylemeyeceğim," dediğinde gözlerimi irileştirdim. "Anlamadım?"
"Benim duygularım daha başka, tarifi yok," dedi sonra. Kız HuriyeSu yüreğime iniyordu. Ben de bir an beni evde zorla besliyorsun falan diye düşünmeye başlamıştım.
"Ee?" dedim gözlerimi televizyona çevirerek. "Ne izliyordun?"
"Şu oğlan şu kızı seviyor, kızın abisi de oğlanın kuzenine yanık galiba. Kız da oğlanın kuzeniyle arkadaş, kızın abisi de çekiniyor biraz. Oğlan da kıza bir türlü aşkını itiraf edemiyor, kızı çalıştığı yerin sahibi seviyor. Valla oğlan almadan alacak kızı."
"Ha Dallas izliyorsun anladım."
"Aman ne bileyim, izliyorum işte," dedi çekirdeği çitlemeye devam ederek. Derin bir nefes alıp verirken, "Ah ah," dedim. "Para lazım."
"Beyin mi alacaksın?" diye sordu.
Çok komikti kız. Sana yılın anneliği ödülünü takdim etmek istiyorum.
"Hayır," dedim ve kendimden emin bir şekilde annemin gözlerine baktım. "İleri de ki Beyime hediye alacağım."
Mıstığım'dan bahsettiğimi anlamışsınızdır umarım. Onun başına kaldım valla, ondan başkası almaz beni zaten.
