"Anne?"
Mustafa'nın kolu hâlâ omuzlarımda dururken, etrafa saçılan çöplere baktım. Anam, geçen gün kaybettiğim çorabımın eşi. Seni güzel hatırlayacağım demek isterdim lakin burnun delikti ve üstelik iğrenç kokuyordun.
Saçmalamayın kokan ayağım değil, çoraplarım tabii ki.
"Kız?" dedi annem şaşkın şaşkın bakarak. Sertçe yutkundum ve anneme bakmaya devam ederek fısıldadım. "Ulan Mustafa cenabet misin? Şom ağzına ayar vereceğim artık, her yerde yakalanıyoruz lan."
"Onlar bizi yakalıyor, anasını satayım. Köstebek gibi anan baban var ben ne yapayım?"
"Sus laf etme ebeveynlerime," dedim sertelerek. "Sustum etmiyorum ebeveynlerime laf. Yani kayın şeylerime işte."
Biz Mustafa ile fısıldaşırken annemin kızgın ve şaşkın bakışları sabitliğini koruyordu. "Kız, sana diyorum."
"Oldu o zaman size iyi günler," dedi Mustafa hızla kolumdan çıkıp ileri doğru yürümeye başlayarak. "Sen?" dedi annem Mustafa'ya bakarak.
Ürkek bakışlarımı annem ve Mustafa arasında getirip götürdüm. Mustafa aniden duraksadı ve anneme bakınmadan sağa sola baktı. "Bana mı dediniz?"
Ulan Mustafa. Ulan Mıstık.
"Zaten benim kızın doğru dürüst bir arkadaşı olsa şaşardım," deyip öfkeli bakışlarıyla bana baktı. Başımı öne eğip, hemen masum Feride imajıma sığındım.
"Gelin bakayım buraya."
"Bakın yanlış anladınız," dedi Mustafa araya girerek.
"Ha anlaşılacak bir şey var yani."
HuriyeSu. Yavaş gel annem ben de romatizma var. Kalp hastalığım yok, romantizma kabul mu doktor bey?
Çünkü kalbim yok, Mıstığıma emanet o.
Harikayım, aksiyonun içine dram katıp Hollywood'a selam çaktım ve usulca annemin yanına ulaştım. Annem elini beline koymuş bizi karşısına aldığında bana baktı.
"Kim bu çocuk?" diye sordu.
Nasipse damadın, kısmetse kocam anacım. Ha olursa bebelerimin babası, mercimeğin abisi, kalbimin yiğidi. Sayayım mı daha?
"Arkadaş," dedim zorlayarak.
"Nasıl bir arkadaş?" diye sordu tek kaşını kaldırarak. "İyi bir arkadaş," dedim homurdanarak. Mustafa'nın sıkıntılı nefesini duyabilmiştim.
"Askerlik arkadaşın mı, çocuğun kolu boynunu sarmış ahtapot gibi."
Dudaklarımı araladığımda, Mustafa benden önce araya girdi. "Teyzeciğim sen yanlış anladın."
"Teyzeciğim mi kim? Annen yaşında kadınım ben," dedi annem. Gülmemek için kendimi sıktığımda Mustafa'da bunu fark etmiş olacaktı ki bir şeyler mırıldandı. "İleride o da olacak inşallah."
"Duyamadım?" dedi annem gözlerini kısarak.
"Yani," dedi Mustafa öylesine konuşur gibi. Sakatla lan bir yerini çabuk, sıyrılmamız lazım oğlum bu işten.
"Anne şey," dedim geveleyerek. Nida aradığın beyin şu an çekmiyor kızım. Sesli mesaj bırakın olmazsa ödemeli arayın ama acilen ulaşın.
Sonuç şarj dâhi yok.
"Ben kızınızı seviyorum."
Aniden öksürdüm ve gözlerimi irileştirerek Mustafa'ya baktım. Höst, kadın iki canlı ne diyorsun sen lan?