Çevrimiçi bebeğim çevrimiçi. 😏
"Nida, kalk kız ezan okunacak beş dakikaya."
"Beş dakika daha," dedim yarım yamalak, duyduğum sese karşılık vererek.
"Beş dakikaya kadar okunacak diyorum, salak."
"Ya," dedim mızmızlanarak. Şu an bilincim açık ama ne söylediğimi bilmiyorum. Ellerimi yastığımın üzerine atmamla, kollarımdan sürdürülmem bir olmuştu.
"Kızım kalksana."
"Ya anne Allah âşkına git mercimekle uğraş, beni bir salın ya."
"Şimdi salacağım ben seni ha," dedi tehditkâr bir sesle. Gözlerimi kırpıştırıp anneme baktım. Başımın üzerinde dikilmiş bana uzaylı gören ördek gibi bakıyordu. Aslında yo, hiçte öyle masum bakmıyordu.
Bu şey değil mi ya? Kalk kız soğan doğra. Ha! Bu bakış işte.
Derin bir nefes aldım ve kafamı yastığımdan kaldırdım. Affet beni tüylü bamya, birazdan kavuşacağız merak etme ama. Aha, kafiyeli şey ettim yine.
"E beş dakika geçti," dedim uyuşuk bir şekilde. Annem gülmeye başladı. "Kandırdım, bir saat var daha."
"Ya," dedim elimi havaya kaldırarak. "Sen anasın ana, ne bu HuriyeSu havaları?"
"Ya ben anayım ana, hani şu senin oğlanı saklayan kişi," dediğinde küçük dilim boğazımda kalıp, kendini köprüden atmaya hazırladı.
Dudaklarımı ıslatıp geri çektim ve dizlerimi yer yatağımın üzerine bastırarak doğruldum. "Ya sen mükemmelsin kız."
"Az da şuramı öv," dedi sol kaşını kaldırıp, yüzünün diğer tarafını çevirerek.
Kadın yeni jenerasyon anneleri gibi. Mercimek sakın annemin kafasından çekme, sen de hatalı çıkma tamam mı ablası?
Mesaj gönderilemedi.
"Huriye," diye bir ses işittiğimde annem sert sayılmayacak bir biçimde koluma vurdu. "Baban bağırıyor kalk hadi."
"Tamam geliyorum, HuriyeSu," diyerek kıkırdadım.
"HuriyeSu ne be?"
Elimle havada saçma sapan bir şeyler çizip ses tonumu arttırdım. "En safından, en tok tutanından ve en hatasızından su markası efenim. Su mu? Bizim işimiz," deyip güldüm. "Aha da HuriyeSu."
Annem bana boş boş bakınmakla yetinirken kafama vurdu. "Ben de diyorum senin bu zekân niye gelişmedi. Aha da NidaSu."
Körle yatan şaşı kalkar lafına selamlarımı iletiyorum lakin annem şaşı olmadı, kör olup beni bile geçti.
Yatağımdan çıkıp, hırkamın kollarını sündüre sündüre lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda, ananı...
The Walking Dead için yeni sezon oyuncu aranıyorsa ben adayım hatta koy beni başrole, makyaja da gerek yok.
Kendimle uğraştıktan sonra lavabodan çıkıp, mutfağa gittim. Babaannem usulca çayını içiyor, babam da menemene ekmek banıyordu. Annem çayları koyarken göz göze geldik. Bana dişlerini sıkıp kafasını sallarken, gözlerimi yarı bayık bir şekilde devirip yerime oturdum.
Elimi yanağıma bastırdım ve kafamı yan yatırıp, sofraya kedinin ciğere baktığı gibi bakmaya başladım.
"Nida yesene yavrum."
Mıstık?
"Efendim yiğidim?" dedim bir anda. Babaannem dahil babam ve annem bana tuhaf tuhaf bakarken, öksürüp yutkundum. "Şey," dedim dikkati üzerimden çekmeye çalışarak. "Dün akşam yatmadan bir dizi izledim de, oradan aklımda kalmış galiba?"