6.0

427K 28.1K 7.6K
                                    

Eve geldiğimde beklemeden banyoya girdim. Kısa bir süre ılık suyun altında yıkandım ve kurulanıp odama geçtim. Elimde ki havluyu saçlarıma sürte sürte yatağın üzerine oturdum.

Saçlarımı kurutmadan havluyu kafama iyice sardım çünkü üşengeçlik. Tüm gün böyle sadrazamlar gibi evde gezerim işte.

Çalışma masamın üzerinde duran kitabı alıp, sırtımı yatak başlığına yasladım. Kitabın kapağını açıp okumaya başladım. İlk sayfayı okumama rağmen kendimi veremiyordum. Aklım hep ondaydı. İstemsizce elim yanaklarıma giderken gülümsediğimi fark ettim.

Tövbe tövbe, neden gülüyorum ben?

Kitaba haksızlık etmemek için, kapağını kapattım ve komodinin üzerine bıraktım. Tam o sırada telefonuma mesaj geldi. Mustafa'dan olduğuna emindim. Gülümseyerek mesajı okumaya başladım.

A: Benden hoşlaşan kız ne yapıyor acaba şu an?

Nida: Banyo yaptım ahshsjs

A: Sıkı giyin üşütme sakın.

Nida: He giyindim ama saçlarımı kurutmadım.

A: Git kurut hastalanacaksın başıma ha

Nida: Üşeniyorum sjjdkd bir şey olmaz

A: Eee?

Nida: Ee?

A: Ne zaman evleniyoruz?

Nida: Uçtun ama sen.

A: Kanadımı kırdın ama sen.

Salak. Güldüm.

A: Aslında düşündümde böyle iyiyiz. Yani ilişkinin en güzel zamanları.

A: Birbirimizi seviyoruz ama bir türlü adını koyamıyoruz.

Nida: Ne diyon lan sen benimle gönül mü eğlendiriyorsun?

A: Ulan sağır dedem bile bu kadar götten anlamazdı aq.

A: Geri zekâlı

Lafına bozulmadım çünkü o benim dilimde güzelim benim, sevgilim falan gibi bir şeydi. Böyle de değişik bir kızım işte, ne yapayım. Kahrolsun bazı şeyler.

Nida: Bok.

A: sedjdjdnijdjdsefjdkdvisjsjyosnjsrum

Sebepsizce attığı randomu inceledim. Seni seviyorum yazıyordu. Yok artık.

A: Klavye bile âşka geldi sen gelemedin zalımın kızı.

Sırıttım ve yazmaya devam ettim.

Nida: Yahdjslldjjsah

Ama bu benim dilimde aynı şey değil tabi.

A: Eyvallah yavrum 😎

Nida: Ne eyvallahı?

Bilmemezlikten gelmek çok güzel bir şey.

A: Çok tatlısın ama salaksın.

Nida: Sende djkdkd

A: Ha beni tatlı buluyorsun?

Nida: Sağır dedene haksızlık ettin.

Bir süre bekledi ve çevrimdışı olup saniyeler sonra geri döndü.

A:

A: Şu fotoğrafı sil fazla güzel gülmüşsün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

A: Şu fotoğrafı sil fazla güzel gülmüşsün.

A: Ayrıca sosyal medya hesaplarında ki erkekleri engelle.

A: Ya da sen ver bana şifreni ben hallederim.

Gözlerimi irileştirdim.

Nida: Çok merak ediyorum adını koymadan bunları yapıyorsan adını koyduktan sonra ne yapacaksın?

A: Deneyelim?

Nida: Fırsatçı, ama yok.

A: Lan ne yok. İlla Mecnun olup çöllerde kavrulmam mı lazım?

Neden olmasın Mustafa Alp Levendoğlu Bey?

Nida: Ya bir şey demek istiyorum.

A: Söyle yavrum. Sabaha kadar dinlerim.

Ha utandır bir de.

Nida: Bazı şeyleri akışına bırakmak lazım.

Nida: Yani tamam hadi sevgiliyiz biz demek çok şey değil mi?

A: Ney?

Nida: Yani saçma. Ben sana karşı hislerimi belli ettim bırak da içimden geldiği zaman elini tutayım.

Aferin kız Nida. İlk kez doğru bir şey söyledim. Kendimle az gurur duyup mesajını okudum.

A: Yavrum ben seni zorlamıyorum ama artık yeter aq. Sene sonu yaklaşıyor daha elini tutamadım. Okul bahçesinin arkalarında gizli gizli buluşup sarılmak sonra mal müdüre yakalanıp ifşa olmak istiyorum.

A: Çok şey mi?

Ya sen nasıl bir insansın? Allah'ım ben galiba gittikçe kapılıyorum.

Nida: Tamam ya

Nida: Daha çok yakalanırız merak etme.

Nida: İyi hadi ders çalışacağım ben. Gece de mesaj atma uyurum erkenden.

Atma çünkü aklımı senden alıp derslerime veremiyorum.

A arıyor...

Telefonu hızla yatağın üzerine bırakırken toparlandım ve derin derin nefes almaya başladım. Bu bizim ilk telefon konuşmamız olacaktı.

Bir süre daha çaldığında telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Sesini duymak istedim. Bu gece ölürsem duyduğum son ses seninki olsun."

Ses tonu buğulu çıkarken gözlerimi kapattım. "Deme öyle ne ölmesi. Allah korusun be."

"Ölürsem üzülür müsün?" diye sordu.

"Cevabını bildiğin soruları sormaz mısın? Hayırdır ak sakallı dede mi yokladı ne ölmesi akşam akşam?" diye hırladım.

"Neyse git ders çalış, zeki kızım benim."

"Hmm."

"Bekle," dedi ve dudaklarını hoparlöre bastırdığını hissettim. Minik bir öpücük sesi duyduğumda tebessüm ettim. "Şimdilik bununla idare edelim."

"Yapma şunu," dedim hızla.

"Neyi?" diye sordu kuşkuyla.

"Senden daha çok hoşlaşmama müsaade etme."

Ama olanlar oldu be kızım.

"Sen bırak hoşlaşmayı bana öyle bir âşık olacaksın ki..."

"He?" dedim gülerek.

"Neyse," dedi iç çekerek. "Zamanı geldiğinde görürüz."

Tepkisiz kaldığımda ona veda edip telefonu kapattım. Kalbim deli gibi atarken sırt üstü yatıp telefonumu karnıma koyup dişlerimi göstere göstere sırıttım.

Sanırım zamanı geldi Mustafa.

Kızzz 100K olmuşuz. Hepinize teşekkür ederim.

SEVİLİYORSUNUZ ❤ ❤

Bu arada Veda Caddesi kitabımı okuyorsunuz değil mi? Okuyun okuyun 🤗🤗

ÇEVRİMİÇİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin