9.2

345K 20.3K 19.3K
                                    

Sevdiğiniz çocuğun annesiyle tanışacak olsanız ne yapardınız?

Ben mi? Valla şu an ağzımda ki pipeti mideme kadar sokmadan soluk borumu tıkar, temizinden bir ölümü yaşarım.

Ha kusadabilirim, şey pek temiz olmayabilir yani güvenemiyorum da. Yine baş döndüren, saç sevdiren bir Nida Azurla baş başasınız. Kıymet bilin kız şam şeytanları.

"Bir daha söyle," dedim Mustafa'nın suratına bakarak.

"Annem seninle tanışmak istiyor."

"Anlamıyorum çocuk, bir daha söyle," dedim tekrar ederek. Anlamamazlık yapmayı çok severim. Mesela şey, hoca bir ders anlatır ve anlamadık bir daha anlatın deriz. Sonra anladınız mı dediğinde he bu sefer oldu deriz.

Külliyen yalan.

Hiçbiriniz anlamıyorsunuz sizi sizi.

Ya da ben herkesi kendim gibi görüyorum. Ama anlamıyorum yani, yalan mı söyleyim?

Öpülecek zekâm derslerimi yad ettikten sonra, pipeti ağzımdan çektim. "Seni doğurup, bu yaşlara getiren kadından bahsediyoruz değil mi?"

"Yok beni buraya getiren dolmuşcudan bahsediyoruz," dedi alayla. "Anam lan anam. Huriye annemin Esma versiyonu."

"Annenin adı Esma mı?"

"Senin beynine bir cila çekelim, hayır yediğin şekerler mi kafa yaptı anlamadım ki?" diye homurdanmaya başladığında, gözlerimi kısıp düşündüm.

Kızım Nida, acaba annesi nasıl bir kadın, yani beni sever mi? Beğenir mi?

"Şey annene EsmaSu diyebilir miyim?" dediğimde yüzünü ekşiterek, "O ne lan?" diye sordu.

"Tik oldu bende, şu eklemeyi yapmadan duramıyorum."

"Salaksın sen," dedi gülerek. "Teşekkür ediyorum, harika iltifat için. Benden bir EsmaSu Hanım Teyze kazandın."

"Anneciğim diyeceksin," dedi yalandan bir sinirle.

"Dur oğlum daha tanışmadık, kadın beni sevmezse ya?"

"Ya ben sevmişim seni, o da sever merak etme," dedi gönlüme su serpiştirerek. Hatta elime su şişesini aldım ve sol avucuma döküp boynuma boynuma çarptırdım.

"Ne zaman tanışacağız?" diye sordum sıkıntıyla.

"Yarın."

"Yuh," dedim aniden. Sesim biraz fazla yüksek çıkmış olacaktı ki etraftaki kızlı erkekli şam şeytanları yönlerini bana çevirdi. Onları umursamadan üzerime hızlı hızlı su serpiştirmeye devam ettim.

HuriyeSu moduna girdim, Allah'ım NidaSu olarak çıkmayı nasip et.

"Merak etme basılma gibi bir durum yok, her şey önceden planlı," dedi sesli bir şekilde gülerek.

Duraksadım ve boş boş bakınmakla yetindim. "Çok planlı canım."

"Kasma ya kendini, kayınvaliden diye demiyorum aşırı minnoş bir kadındır," deyip arkasına yaslandı.

"İyi de sen bana da minnoş diyorsun arada, minnoş muyum ben?"

"Yo değilsin."

Umutsuzca bakışlarımı çevirdim ve, "Biliydim beyle olacağını," deyip kendimi suya vurdum. İç Nida içinin yangınını söndürsün.

Mustafa'yla biraz daha vakit geçirdikten sonra eve geldim. Iy, kapının önü araba kaynıyor. Azur Familyası toplanmış belli. Allah parmak uçlarıma kuvvet versin de seke seke gideyim odama.

ÇEVRİMİÇİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin