7.6

397K 21.4K 13.7K
                                    

"Peki bunun ne işi var burada?"

Annemle dünyanın en saçma bakışmasını yaşamaya başladık. Nefes alma düşün Nida. Zaten nefes alamıyorum, ben de ne diyorsam. Annem benden bir cevap beklerken, ona masumane bir bakış atıp gözlerimi pencereme çevirdim. Güneş ne ka güzel anne. Hava falan bayağı sıcak, böcekler erimese bari ya da ne bileyim araba tekerleri yapışmasa yola. Hele şu pencere pervazında ki kuş pisliği ne kadar hoş duruyor orada, adeta bir Picasso tablosu.

Ah! Canım oklavada buradaymış. Varlığının neden benim odamda olduğunu anlayamadığım garip alet.

Anam! Oklava aha oklava.

Başında ampul yanan çizgi film karakterleri gibi anneme döndüm. Kadın tornavidayı sallayarak bana bakıyordu. Anne gerilim filmi çekmiyoruz bir sakin kız.

"Nida cevap verir misin?"

"Anne," dedim düz bir sesle. Son derece rahatım. İdmanlıyım ya ondan olsa gerek. "Odamda oklavanın olmasına şaşırmıyorsun," derken gözlerimi pencere dibinde ki oklavaya diktim. "Tornavidanın olmasına mı şaşırıyorsun sen Allah aşkına?"

Annem şaşkınlıkla oklavaya bakarken, elinde ki tornavidayı vakit kaybetmeden aldım. "Hem boş ver benim odamda, kurcalasan Mezopotamya uygarlığına ait şeyler bile bulursun."

Annem gözlerini bana çevirirken, "Kalk da temizle o zaman. Eşek kadar oldun ben mi döneceğim arkanda senin?"

Vay be. Anneminde bana söyleneceği varmış.

Usulca yatağıma kıvrıldım ve peçetemi burnuma götürdüm. "Hastayım ben. İnzivaya çekiliyorum."

"Ne yapıyorsan yap," dedi yüzünü ekşiterek. "Benim dizim başladı. Bir şey istersen mutfağa gidebilirsin."

"Ya çişim gelirse?"

"Saksı var odanda git ona işe," deyip gözlerini büyüterek ellerini havaya kaldırdı. "Tövbe estağfurullah."

Yatağımın içinde kıs kıs güldüm. Ama valla kıs kıs ha. Annem söylene söylene odadan çıkarken Derin bir nefes alıp oklavaya baktım.

Sağ ol koca yürekli oklava. Neden orada olduğunu hiçbir zaman anlamasam da hayatımı kurtardın.

Zaten kurtarılacak bir hayatım yok. Bak çok depresif konuştum şimdi, neyse gideyim de az daha burun çekip kafa bulayım.

Gittim.

Ertesi gün okula gittim. Evde oturup annemle garip hayatımıza gariplikler katmak yerine okula gelip hocalarımla vakit geçirmek istedim.

Aslında şey; hoca bahane Mustafa şahane.

A: Kaç dakika ulan bir zil dmksls

Nida: 15 dakika falan herhalde kdkd

A: İngilizce ne saçma lan. Hav ar yu ne var yu.

A: Ben de ayem fayn tenks end yu. Anladık aq anladık.

Nida: İngilizce ağlıyor şu an.

A: Gebersin djdkkd

A: Bu arada sen iyileştin mi?

Nida: Yoo.

A: Bok mu varda geldin? Daha çok hastalanacaksın.

Nida: Bir gün zor dayandım o yatağa.

A: Ha dersler daha cazip geldi?

Nida: Yav ders bahane...

A: Derken? 😎

ÇEVRİMİÇİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin