Multimedya: Our Last Night | Same Old War
Keyifli Okumalar...
👤
Çoğu insan kadınların çok konuşmasından yakınırdı. Bu eski dünyada da öyleydi, bizim yeraltı yaşamımızda da ama şüphesiz ki onlar Tony'le bir kaç saat geçirseler bu düşünceleri kökten değişirdi.
Julian'ı bulduğumuzdan beri ona tüm olan biteni anlatmıştı. Buna Bryton'ın bana takık olduğu da dahildi. Julian ise sessizce onu dinlemekten öteye geçmemişti. Biraz garip bir yapısı vardı ve evet, Tony'den de garipti.
Şu an bizim hakkımızda gereğinden fazla bilgiye sahipti ama biz hala onun hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Tony'i susması için bir kaç kez uyarsam da herzamanki gibi beni dinlemeyip bildiğini okumaya devam etmiş ve umursamamış gibi ona hiçbir şey sormamıştı. Aslında bu onun birine güven verip sonra kendini açtırma şekliydi ama anlamadığı nokta bunun Julian'da işe yaramadığıydı. Ona doğrudan soru sormadan cevap alabileceğimizi sanmıyordum.
En sonunda Tony sustuğunda Tanrı'ya Şükür dedim içimden ve sessizce oturan Julian'a baktım.
"Anlat bakalım." dedim direk konuya girerek. Önce başını yerden kaldırıp bana baktı. Sonra ise ne demek istediğimi anlamamış gibi gözlerini kıstı ama anladığını biliyordum.
"Ne anlatma mı istiyorsun?" diye sordu hiçbir şey okunmayan yüz ifadesiyle. Bu bana yabancıydı çünkü genelde ifadesiz yüzlerin altında yatan anlamları bile sezerdim.
"Hangi bölgedensin mesela?"
"Atratus." dedi kısaca. Tony ona yan bir bakış atarken devamını beklediği belliydi ama Julian başka bir şey söylemek yerine yaptığı en iyi şeyi yapıp tekrar sessizliğe gömüldü ama ben pes edecek bir yapıya sahip değildim. Merak ettiğim her şeyin cevabını alana kadar onu rahat bırakacağımı sanıyorsa yanılıyordu.
"Orada sağ kalan birilerinin olmadığını sanıyordum."
Julian belli belirsiz gülümsedi. "Zindanda esir tuttuklarına sağ kalan gözüyle bakılırsa evet, sağ kalanlar var." İşte buna şaşırmıştım. Kurtadamlar neden vampirleri esir tutmak istesinlerdi ki? Hemde onları ezilmesi gereken iğrenç bir böcekmiş gibi görürlerken.
Aklımdan geçenleri Tony sordu. "Neden vampirleri esir tutsunlar?"
"Çünkü..." dedi Julian bıkkın bir şekilde. "Sadist pislikler bizim acı çekmemizden zevk alıyorlar."
"Bu bana geçerli bir neden gibi gelmedi." dedim hemen.
Julian derin bir nefes aldı. Benim gibi davranması dikkatimi çekmişti. Sanırım o da hala eskilerden kalan bazı davranışlar sergiliyordu. "Diğer bölgelerle ilgili bilgi toplamaya çalışıyorlar. Vampirler hakkında daha fazla bilgi toplamak için herbirimize yıllarca zindanlarda işkence ettiler."
"Kaç kişiden bahsediyorsun?" diye sordu Tony.
"Bilmiyorum ama çok fazla değil."
"Senden bilgi almak istediklerine göre önemli biri olmalısın."
"Bu önemli kelimesinden kastettiğin anlama bağlı ama çoğu bölgeyle ilgili fazlasıyla bilgiye sahibim. Buna sizinki de dahil."
Tony bana kısa bir bakış atıp Julian'a döndü tekrar. "Andrey Komarov onun nerede olduğu hakkında bir bilgin var mı? Kurtlar Atratus'a saldırdığında kaçtığı duydum."
Julian'ın çenesi gerildi. Gözlerinden açık bir nefret okunuyordu artık. "Her şey onun suçuydu. Onu uyarmaya çalıştılar ama o kadar aptal ve kibirliydi ki kimseyi dinlemedi. Tüm klan onun yüzünden vahşice katledildi. Kaçması ya da ölmesi kimin umurunda ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR
Mystery / Thriller(TAMAMLANDI) Yıkılan bir dünya... Ve vampirlerin hüküm sürdüğü bir yeraltı ülkesi... Sepulcrum... Kurt adamların işgalleri başlamışken artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. İki vampir savaşçı büyük bir görev üstlenirken yeraltı t...