Multimedya: BrytonKeyifli Okumalar...
🌙
Yaklaşık bir saattir odanın içinde dolaşıp duruyordum. Bir gram uyku uyumamakla birlikte fazlasıyla da ayıktım.
Bryton'ın söyledikleri saatlerce kafamda dönüp durmuştu. İlk başta saçmaladığını düşünsem de Noah'ın benim kanımı içtikten sonra gözlerinin sarı parıltısı aklıma gelmiş ve bana acaba dedirtmişti. Bir de ölümden hızlı bir şekilde geri dönmesi vardı ki bu kesinlikle normal değildi.
Yine de bu çok saçma geliyordu. Eğer genlerimde kurtlara dair izler varsa 19 yaşıma kadar bunu anlamaz mıydım? O zamana kadar çoktan dönüşüm geçirmem gerekirdi. Dahası bir kurt adam olsaydım vampir zehri bende etki etmezdi. Tony beni kanla beslese de vücudum bunu kabul etmez ve ben en sonunda diğer tarafı boylamış olurdum.
Ah! Vampirler kurt kanını sevmezdi bile ama Bryton neredeyse tüm kanımı içmişti. Şu an düşünüyordum da buna rağmen Tony gelene kadar bilincim hala yerindeydi. Onun gelişini ve beni beslemesini hatırlıyordum. Bir insan olsaydım da durum o raddeye gelmeden bayılmış olurdum.
"Tanrım!" diye mırıldandım. Kafam yine allak bullak olmuştu. Benim bunları düşünmem değil Bryton'ı öldürmeye odaklanmam gerekiyordu ve eğer söylediklerinde doğruluk payı varsa beni hiç iyi şeyler beklemediğini hissediyordum. O yüzden elimi çabuk tutmalıydım.
Kapı iki kez tıklatıldığında, "Gel!" dedim ve Natalie içeri girdi. Bana selam verip, "Efendim Lider sizi salonda bekliyor." dedi.
"Tamam, geliyorum." dedim ama Natalie'nin gitmediğini fark ettiğimde iç geçirip kapıya yürüdüm. Salona doğru ilerleyip içeri girdim ve yine anılar beni ele geçirdi. Görev için seçim yapıldığında Tony'nin Bryton'a kafa tutuşu aklıma gelince güldüm. Keşke onu ardımda bırakmayacak bir yol olsaydı ama yoktu. Şimdi yanında en azından güçlü bir müttefiki vardı. Umarım Julian onu dizginlemeyi başarırdı.
"Oldukça iyi dinlenmiş gibisin." Ne demezsin?
Bryton'ın sesiyle bulunduğum ana geri döndüm. "Evet efendim." diyerek yapma gülümsememi takındım. Ne iyi dinlenme ama!
"İsim konusunda hala sıkıntı yaşıyoruz Melanie." dedi ismimi garip bir tonda söyleyerek.
"Şey..." dedim. "Alışkanlıklar kolay terk edilmiyor."
Güldü ve oturmam için kendi oturduğu koltuğun karşısını işaret etti. İlerleyip gösterdiği yere oturduğumda, "Öncelikle özrümü kabul et." dedi. "Babam plan konusunda pek iyi değildir. Sizi ölüme gönderdiğini sonradan öğrendim ve onun adına üzgün olduğumu bilmeni istiyorum."
Bu özrünü içimdeki şeytana anlat demek istesem de sessizce başımı sallamakla yetindim.
"Başına neler geldiğini merak ediyorum Melanie. Andrey'le nasıl tanıştınız?"
"Argentum'dan çıktıktan bir kaç saat sonra onu kurtlardan kurtardık." dediğimde şaşırmıştı. "Ama onun kim olduğunu bilmiyorduk. Bize pek bir şey anlatmadı. Sonra da bizi tuzağa düşürdü. Amacı Marlon Harwood'a suikast düzenlemekmiş. Kurtlar bizi yakaladı ama Andrey zindandaki kurtları kendi safına çekerek kaçmayı başardı. Sonra da Atratus'u almak için bulabildiği kadar yanına adam topladı."
"Anthony Evans da onunla birlik içindeymiş. Bunu biliyor muydun?"
Öfkeli bir ifadeyle dişlerimi sıktım. "Hayır," dedim sert bir tonda. "Adi herif Andrey'le birlik olup bana oyun oynadı. Andrey sizinle buluştuğumuzda her şeyi size anlatacağımı anladığı için bana üvez zehir verip bağladı ve tüm bunlar Anthony'nin gözünün önünde olduğu halde o Andrey Komarov'un yanında yer aldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR
Mystery / Thriller(TAMAMLANDI) Yıkılan bir dünya... Ve vampirlerin hüküm sürdüğü bir yeraltı ülkesi... Sepulcrum... Kurt adamların işgalleri başlamışken artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. İki vampir savaşçı büyük bir görev üstlenirken yeraltı t...