Multimedya: Halsey | Colors (Cover)
Keyifli okumalar...
🌍
Yüzümü ifadesiz tutmak için büyük bir çaba harcadım. Şu an hissettiğim şey yoğun bir öfkeydi. Tony'nin beni baygın sanırken ona anlattıklarından sonra beni vurabileceği en iyi yeri yakalamıştı ve şimdi de bunu kullanıyordu. Yine de bu beni hazırlıksız yakalamıştı. Julian kesinlikle tahmin ettiğimden daha sinsiydi.
"Onca şey sorabilecekken neden bu?" diye sordum.
"Mesela?" diye sordu tek kaşını kaldırarak.
"Bilmiyorum, bu senin oyunun değil mi? Başka bir sürü şey sorabilirdin."
"Benim oyunumdu ve sende kabul ettin. Böyle yan çizeceksen boşver, cevap vermeyebilirsin."
"Yan çizdiğim falan yok." dedim sertçe. "Anlatacağım ama ne tek bir soru soracak ne de bu konuyu bir daha açacaksın."
"Anlaştık." dedi dudaklarını yana kıvırarak.
Bir süre sessiz kalıp nereden başlamam gerektiğine karar vermeye çalıştım. O gün hangi anıya elimi uzatsam avuçlarım kana bulanıyordu. Bunun kolay bir yolu yoktu.
"Bir cafede çalışıyordum." diye bir başlangıç yaptım. "Aşağılık sapığın teki bir patronum vardı. İhtiyacım olmasa bir saniye bile çalışmazdım ama kaldığım yerin masrafını bile zor karşılıyordum. 19 yaşındaydım ve o zamana kadar ayakta kalmayı başarmıştım ve bir şekilde hayatımı sürdürüyordum.
Akşam cafeyi kapatıp çıkacaktım ama kapıyı açamadım. İğrenç herif kapıyı kilitleyip bana tuzak kurdu, sonra da üzerime saldırdı. Ben de..." dedim ve duraksadım.
"Onu öldürdüm. Tezgahtan aldığım bir bıçağı göğsüne sapladım." dedim soğukkanlılıkla. Julian dikkatle beni dinlerken yüzü ifadesizdi.
"Sonra cebinden anahtarı alıp kapıyı açtım ve yürümeye başladım. Saatlerce yürüdüm. Yürüdüm... Yürüdüm... Öylesine üşüyordum ki sonunda kullanılmayan bir alt geçide girip biraz ısınabileceğimi düşündüm. Hayatım mahvolmuşken daha kötü ne yaşayabilirdim ki zaten? Ama her zaman daha kötüsü vardır değil mi? Daha kötüsünü yaşadım. İğrenç bir vampir üzerimdeki kan kokusunu aldı ve bana saldırdı. Neredeyse tüm kanımı kuruttu. Sonra da beni öylece acı içinde bırakıp gitti. Saatlerce acı çektim. Saatlerce..." dedim. "Ölmeyi bekledim."
"Onun kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu Julian.
"Soru yok." diye uyardım onu.
"Tamam, soru yok." diye tekrarladı ve dudaklarını birbirine bastırıp devam etmemi bekledi.
"Sonra Tony geldi. Beni buldu ve acıma son verdi." Histerik bir şekilde gülüp Tony'e baktım ve dağılan saçlarında ellerimi dolaştırdım. "Bu çatlak herif beni öldürdü. İyileşmem mümkün değildi ve o da boynumu kırdı. Uyandığımdan beri de onunlayım işte."
Bir süre sessizlik içinde öylece oturduk. O günleri hatırlamam sorun değildi. Zaten çoğu zaman kabuslarımda hala o anı yaşıyordum, artık alışmıştım. Hatta kabuslar unutmamı engelleyip öfkemi diri tutuyordu. Anılarım sorun değildi, asıl sorun bunu Julian'a anlatmamdı. Ona anlatmak kendimi hala o zavallı kız gibi hissettirmişti.
"Bu yüzden Noah'ı ısırdın." dedi Julian sessizliği bölerek. "Hayatındaki en acı şey bu olduğu için."
Ona sert bir bakış atıp "Konuyu kapatacağın konusunda anlaşmıştık." dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/99788184-288-k149635.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR
Mystery / Thriller(TAMAMLANDI) Yıkılan bir dünya... Ve vampirlerin hüküm sürdüğü bir yeraltı ülkesi... Sepulcrum... Kurt adamların işgalleri başlamışken artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. İki vampir savaşçı büyük bir görev üstlenirken yeraltı t...