Keyifli Okumalar....
(Ek bölümdür. Eski okuyucularım, haberiniz ola!)Anthony EVANS
✴Uzun yıllardır ezildiği suçluluk duygusu katlanarak her geçen gün artıyordu. Söylediği tek kelime yalan olsada boğazında büyük bir yumru bırakmıştı.
'Kabul'
Halbuki bu hayatta asla kabul edemeyeceği tek şeydi onun ölümü. Nasıl kabul edebilirdi ki? Ama bunu yapmalıydı. Onun yaşaması için bunu yapmalıydı. Yine lanet bir oyunun içine onu sürükleyecekti belki ama eğer bunu yapmazsa Melanie'nin tüm güçsüzlüğüne rağmen bir yolunu bulup kaçacağını biliyordu. Onu tanıyordu.
Şimdi ise ondan nefret etmesi pahasına kendi oyununu oynamaktan çekinmiyordu Anthony. Zaten Darian onu bulduğunda her şeyi anlatacak ve Melanie sonunda ondan gerçekten nefret edecekti. Darian'ı bir şekilde engelleyebilirse tüm olanlardan sonra Melanie'nin kendisini affedeceğini biliyordu. Asıl soru Darian'ı engelleyebilecek miydi? Neden o lanet herif onun babası çıkmak zorundaydı ki?
"Mel!" dedi kollarındaki acı çeken kıza bakarak. "İyi misin?"
Onun teklifini kabul ettikten saniyeler sonra yine lanet ağrıları baş göstermiş ve kıvranmaya başlamıştı. Anthony onu sıkısıkıya kavrayıp ayağa kalktığında sanki onun acısını kendi acısı gibi hissediyordu.
Melanie cevap vermeyince Anthony, evin kapısına bir tekme savurdu ve üst kata yönelip onu yatağa bıraktı. Endişeyle yüzüne dökülen kısa saçlarını yüzünden çekerken acıyla kasılan çehresi ona daha fazla acı verdi. "Mel, biraz daha dayan! Sirena'yı çağıracağım!"
Aceleyle ayağa kalkmaya yeltendiğinde kolundan kavrayan el izin vermedi. Gözlerini tekrar Melanie'e çevirdi. Onun yarı yarıya açılan gözleri de Anthony'nin üzerindeydi. "Kimseyi istemiyorum."
"Mel iyi değilsin!" diye itiraz etti Anthony.
Melanie acı içinde güldü. "Git! Beni biraz yalnız bırak! Kendi başıma halledebi-lirim." Sona doğru sesi acıyla bölünse de ses tonu kararlıydı.
İçindeki karmaşayı da kendine nefretle bakan gözlerini de görüyordu Anthony. Ona yaşatmak istemediği her şeyi bizzat yine kendisi yaşatıyordu ama sonunda onu mahkum olduğu ölümden kurtaracaksa yapmaya da devam edecekti. Her ne kadar gitmek istemese de ayağa kalkıp, "Peki," dedi. Yine de Sirena'yı onu kontrol etmesi için gönderecekti.
Odadan çıkıp alt kata hızla indi ve evden çıktı. Yine aynı hızlı adımlarla evin köşesini döndü ve aynı anda omzunu bulan eller onu sertçe geri itti.
"Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?" diye öfkeyle soludu Sirena.
"Büyü!" diye uyardı Anyhony.
"Duyamazlar, şehri korumaya aldım. Şimdi söyle! Bu yaptıklarında neyin nesiydi? Orada kendini öldürtebilirdin, üstelik müdahale etmeme bile izin vermedin. Gücüm tükendi saçmalığından bahsediyorum seni aptal herif! Senin yüzünden yalanlar söyleyip duruyorum. Julian'ı daha fazla büyüyle tutamam, ne kadar güçlü olduğunu gördün. Onun gittiğini bana söylettirirken aklından neler geçiyordu ha?!"
Onun öfkeli hararetli konuşmasını, "Sırası değil Sirena." diyerek böldü Anthony. "Mel'i kontrol et. Acısını al ve uyumasını sağla. Ona görünmeden yap bir şeyler işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR
Misteri / Thriller(TAMAMLANDI) Yıkılan bir dünya... Ve vampirlerin hüküm sürdüğü bir yeraltı ülkesi... Sepulcrum... Kurt adamların işgalleri başlamışken artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. İki vampir savaşçı büyük bir görev üstlenirken yeraltı t...