28 • Yeni Kölem

10.5K 1.4K 213
                                    

Multimedya: Red | Darkest Part

Keyifli Okumalar...

🗡

Tünel neredeyse boştu. Kurtların eskiden kol gezdiği yollarda şimdi sadece bir vampir, bir kurt ve bir de baygın bir avcı geziniyordu. Düşününce bu komik duruma gülmeden edemedim.

Sara'ya tekrar bakıp serumun etkisinin geçip geçmediğini anlamaya çalıştım. Yüzündeki ifadeye ve hala öylece beni takip etmesine bakılırsa bir sorun gözükmüyordu ama neredeyse 3 kilometre yol almıştı ve benim artık onu geri göndermem gerekiyordu. Daha fazla uzaklaşırsak geri döndüğünde tek başına ve serumun etkisiyle kendisini koruyamazdı.

Sara bir an sendeler gibi olunca onu durdurdum. "İyi misin?" Rengi biraz solgun gibiydi ve nefes alışları hızlıydı.

"İyiyim." dedi gülümseyerek. O an bir şey kafama dank etti. Yaratıkların zehrine kurtların bağışıklığı yoktu. Bu onu kötü etkiliyor olmalıydı ama sadece bir kaç damla köle serumuyla öleceğini düşünmüyordum. Yine de artık daha hızlı olmalıydım.

Yan bir tünele sapıp biraz ilerledikten sonra Sara'ya Calina'yı yere bırakmasını söyledim. Sara Calina'yı bırakınca karşısına geçip, "Atratus'a gireceğin şifreyi hatırlıyorsun değil mi?" diye sordum.

"Evet." diye sabit sesiyle cevap verdi.

"Güzel. Şimdi olabildiğince hızlı bir şekilde geri gitmeni istiyorum. Atratus'a gir ve evine gidip uyu. Sabah görevin yok. Sadece kendini kötü hissedersen Julian'ı bul ve ona sana köle serumu verdiğimi söyle. Tony'e kendi kanımdan bir şişe hazırladım, bana verdiği kan yeminini bozması için. Julian bir yolunu bulup ona içirsin ve onu sakın bırakmasın. Bana kan yemini verdi. Tony'nin ölüme gittiği bir yol Julian'ı da ölüme götürür."

Tony'nin bana verdiği kan yemininin etkileri ne zaman başlar bilmiyordum. Onun öldüğünü düşündüğüm ve birbirimizden ayrı geçen süre boyunca etki etmemişti. Tony benden vazgeçmedikçe etki etmezdi ve o da benden kolaylıkla vazgeçmezdi ama yine de işimi garantiye almıştım.

Sara'ya gülümseyip, "Son olarakta..." dedim. "Julian'a yerlere saçtığım kibrini toplamasını söylediğimi ilet."

Sara tepki vermeyince, "Anladın mı?" diye sordum. "Evet." diye gülümseyerek cevap verdi. Umarım anlamışsındır Sara. Bence Valeria seruma köle serumu yerine Polyanna serumu adını vermeyiydi çünkü serumun etki ettiği süre boyunca yüzünüzde hep aptal bir gülümsemeyle dolaşıyordunuz.

"Şimdi git." dedim. Sara yine gülümsedi ve hızla gözden kayboldu. Bende oturup Calina'nın uyanmasını bekledim. Onu yanımda dolaştıracak değildim. Günlerce ona bana yaptığı gibi işkence etmek isterdim ama o kadar vaktim yoktu.

Acı çekerek öldür!

Aynen öyle yapacağım diye cevap verdim şeytanıma. Acımasız biri hiç olmamıştım ama sanırım artık acıma duygumda körelmişti. Bu kıza karşı en ufak bir merhamet duygum yoktu. Canımı yakan herkesin canını fazlasıyla yakacaktım.

Sıralamam belki değişmişti ama bununda önemi yoktu. Ha önce ha sonra, ne fark ederdi? İçimde beslediğim şeytanı her türlü tatmin edecektim.

Calina bir süre daha uyanmayınca artık fazlasıyla sıkılarak yanına gittim ve yüzüne sert bir tokat attım. Acıyla inleyip göz kapakları aralandığında gözleri önce beni buldu. Sonra korkuyla eli tırnaklarımın çizdiği yanağına gitti. Eline bulaşan kana baktığında duvara daha çok sindi.

"Günaydın Calina," dedim gülümseyerek. "Gerçi artık seni artık parlak bir gün beklemiyor ama."

Calina korkarak etrafına bir bakış atıp, "Sen nasıl Atratus'tan çıktın?" diye sordu.

MEZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin