Multimedya: Ruelle | Whose Side Are You On
Keyifli Okumalar...
♥
Kapı tekrar çalındığında artık fazlasıyla sıkılarak iç geçirdim. Julian lütfedip Tony ve bana Atratus resmi binasının en görkemli odalarını tahsis etmişti. Odadaki her eşya sanki parlıyordu ve bu fazlasıyla rahatsız ediciydi. Hatta köşede duran tuvalet aynasını kaç kez pencereden fırlatmak istediğimi ben bile saymamıştım.
Dün ne kadar konuşmak isteseler de ne onu ne de Tony'i dinlemiştim. Julian'da onu dinlemeyeceğimi anladığında Valeria'ya beni dinlenmem için götürmemi söylemişti. Odaya geldiğimde biraz kendimi toparlayıp banyoya girmiştim. Çıktığımda ise yatağın üstünde temiz kıyafetler bulmuştum.
İlk işim gidip kapıyı kilitlemek olmuştu. Tony bir kaç kez gelip benimle konuşmak istese de ona ne kapıyı açmış ne de tek kelime etmiştim. O da en sonunde pes ederek beni rahat bırakmıştı.
Kapı tekrar çalındığında yattığım yerden doğruldum. "Melanie artık aç şu kapıyı." dedi Sara.
Botlarımı ayaklarıma geçirip en sonunda kapıya yöneldim. Kilidi çevirip kapıyı açtığımda Sara'yı eli havada tekrar kapıya vurmak üzereyken yakaladım. Elini aşağı indirirken "Tanrıya şükür." dedi. "Bir an o odadan hiç çıkmayacaksın sandım."
Tek kaşımı kaldırıp ona ne var der gibi bakınca "Julian seni salonda bekliyor." dedi. Güldüm.
"Liderimizi bekletmeyelim o zaman." dediğimde çoktan yürümeye başlamıştım. Sara bana yetişip yön bildirirken onu dinlemekten başka tek ses çıkarmadım. İki taraflı bronz bir kapıdan geçip en sonunda geniş salona ayak bastık.
Yerde eskitilmiş bir halı vardı. Tam ortada krem rengi bir oturma grubu bulunuyordu. Duvarlar kirli beyaz rengindeydi ve üzerlerinde tam da kurtlara uygun dolunay ve orman resimleri vardı. Sadece bir tanesinde net olmayan bir kadın ve bir kız çocuğu resmedilmişti.
Pencerenin olduğu duvarın önüne ise geniş bir yemek masası konulmuştu. Kurtların insanlar gibi yemek yedikleri düşünülürse bu normaldi de şayet vampirler sadece dekorasyon için masa kullanırlardı.
Julian ve Tony'de masanın etrafındaki sandalyelerde karşılıklı oturuyorlardı. İlk defa birbirlerini öldürecek gibi değil hatta fazlasıyla sakin gibiydiler. Valeria ise Julian'nın yanında elinde kan dolu bir bardakla arkasına yaslanmıştı. Gözler bir an bana çevrildiğinde Valeria gülümser gibi oldu ama Tony ve Julian'nın yüzünde tek kas oynamamıştı.
Sara beni bırakıp salondan çıkarken Julian'a bakıp yine abartılı bir reverans yaptım ve "Beni çağırmışsınız efendim." dedim.
Julian'ın hem hareketlerimden hem de efendim derken ki vurgumdan sonra yüzü kasılsada kendini toparlayıp "Bizi dinleyecek kadar sakin misin?" diye sordu.
İlerleyip hepsinden uzak bir sandalye çektim ve oturdum. "Lidere karşı gelecek kadar aptal değilim."
"Melanie şu saçma lider konuşmalarını artık bir kenara bırak ve bizi dinle." dedi emir verir gibi sert bir tonda.
Başımı dikleştirip "Dinliyorum." dedim ve kollarımı önümde bağlayıp arkama yaslandım.
"İlk olarak bunu yapmaktan başka çaremiz olmadığını anlamanı istiyorum. Başka bir yol olsaydı..."
"Sadede gel Julian." diye sözünü kestim. Bunun onu sinirlendirdiğini görebiliyordum ama umurumda değildi.
Julian öfkeli ifadesini bastırıp derin bir nefes aldı ve "Sen sığınaktayken metroya bir çok kez gidip geldim." dedi. "Son gün gittiğimde de Calina metroya geldi ve benimle önemli bir şey konuşacağını söyledi. Onu o an öldürebilirdim ama bunu onu dinledikten sonra da yapabileceğimi düşünerek vazgeçtim. Avcıların yuvasını seni almaya geldiğimizde kaçıp gizlenmiş. Sonra da Darian'a sığınmış. Bana işbirliği teklif etti. Atratus'u alabilmem için bana yardım edeceğini söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR
Mistério / Suspense(TAMAMLANDI) Yıkılan bir dünya... Ve vampirlerin hüküm sürdüğü bir yeraltı ülkesi... Sepulcrum... Kurt adamların işgalleri başlamışken artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. İki vampir savaşçı büyük bir görev üstlenirken yeraltı t...