∞ ∞ 2. Bölüm Devamı

47.4K 2.7K 257
                                    

Kapının çarpma sesiyle herkes kapı tarafına döndü. İçeri okulun zorba çocuğu Faruk girdi. Simya içinden umarım benimle uğraşmaz diyordu. Ama Faruk'un okulda en sevdiği şey insanlarla uğraşmaktı. 100 kiloya yakın, kısa boylu, esmer biriydi Faruk. Sürekli Simya'nın çilleri ile dalga geçerdi. O günde sınıfa girer girmez.

"Bakın bakın burada kim varmış. Turuncu kafalı çilli hala okula geliyor musun sen?" dedi iğrenç gülümsemesiyle. Simya cevap vermek yerine defterine bir kedi resmi çizmeye devam etti. Faruk defteri masanın üstünden çekti ve havaya kaldırdı.

"Havuç kafalı konuşan kedilerini mi çiziyorsun" dedi. Simya ayağa kalktı, defteri elinden almaya çalışıyordu ama Faruk onun iki katıydı. "Benimle uğraşmaktan daha iyi bir işin yok mu?" diye sordu sinirle.

Faruk defteri yere doğru çarparak "Senin dilin pek uzamış kesmek gerekiyor sanırım. Kiminle konuştuğuna dikkat et" dedi ağzındaki tükürükleri saçarak. Simya iyice sinirlenmişti, elinin altındaki kitabı kafasına vurmamak için kendini zor tutuyordu.

"Kiminle konuştuğumun farkındayım. Benimle uğraşma pişman ederim seni" dedi gözlerini sanki içini delip geçecek gibi Faruk'a dikerek. Sınıftan bir ses yükseldi. Herkes Faruk'un cevabını beklerken içeri tarih hocası Mehtap Hanım girdi.

"Herkes yerine geçsin" diye bağırarak derse başladı, o kadar hızlı konuşuyordu ki ne dediğini zor anlaşılıyordu. 50'li yaşlarda kısa boylu, kilolu, hiç evlenmemiş bir kadındı Mehtap hoca, kendini beğenmiş huysuz ve yaşlıcaydı. Simya not almaya dalmıştı ki sinirden titreyen elleriyle zor yazıyordu. Ders akıcı ancak bir o kadar da sıkıcıydı. Mehtap hoca yarınki sınavla ilgili birkaç açıklama yapıyordu ki zilin sesi duyuldu. Sonunda teneffüs olmuştu. Öğrencilerin çoğu çıktı, sınıfta pek kimse kalmamıştı. William kantine inmiş, Simya ise fizik notlarına son bir kez göz atıyordu. Faruk yine Simya'nın tepesine dikildi. Defterlerine vurdu. "Hey deli kız!" dedi gülerek "Fizik sınavında kâğıtları değiştireceğiz benimkileri de yapacaksın"

Simya suratını ekşitti, kaşlarını çattı. "Ne münasebet, ben neden böyle bir şey yapacakmışım?" dedi masadaki kitaplarını bir hışım toplayarak. Faruk o kocaman elini büyük bir yumruk şeklinde sıktı yoksa seni gebertirim kızım diye bağırdı. Simya ayağa kalmıştı ama Faruk'un yarısına anca geliyordu.

"Sen bana baksana, ben senle uğraşmıyorum emin ol uğraşsam pişman olursun" diye çıkıştı. Faruk ve arkadaşları gülmeye başladılar. Sınıfta onlardan başka kimse kalmamıştı. Faruk ve üç salak arkadaşı Cenk, Galip, Hasan. Arkadaşları da aynı onun gibi zorba, aptal ve sadece ebeveynlerinin paraları sayesinde böyle bir okulda okuyabiliyorlardı. Simya'nın kolundan tutup sallamaya başladı. Ağzından tükürükler saçarak yapacaksın kızım ben ne diyorsam yapacaksın diye bağırıyordu. Simya'yı yüzüne o kadar çok yaklaştırmıştı ki Simya onun yeni çıkan siyah bıyıklarını bile net görebiliyordu.

Bırak kolumu diye Faruk'u ileri doğru itti. Kendisinin iki katı olan birini nasıl bu kadar uzağa itebildiği anlamamıştı ama pek de önemi yoktu. Faruk kıpkırmızı oldu, koca burnundan bir boğa gibi nefes veriyordu. Bir iki adım ileri attı ama Simya gözüne tebeşir kutusunu kestirmişti. Yavaşça parmaklarını hareket ettirdi. Kutudaki tüm tebeşirler son sürat hızla üstlerine doğru fırladı. "Ahhh" diye bağrışmaya başladılar, Faruk sınıftan kaçarken bile hala "SEN GÖRECEKSİN" diye bağırıyordu. Simya gülmemeye çalışsa da pek başarılı değildi. Onların yaptıklarının yanında bu azdı bile. Nasıl yaptığını bilmiyordu, kendisinin yaptığından bile emin değildi ama bazen böyle tuhaf şeyler yapabiliyordu.

Nihayet gün sonu gelmiş, dersler bitmişti. Fizik sınavı oldukça zor geçmişti. Elif hoca her zamanki en kazık soruları hazırlamıştı. Simya ondan korkuyor, sınavlarına tükenmez kalemle giriyordu. Ne olur ne olmaz ya cevaplarımı silerse diye düşünüyordu. Belki de doğru düşünüyordu. Sınav boyunca Elif gözünü bir an bile üstünden çekmemişti. Aynı halasına benziyordu. Sıskaydı, uzun boyluydu, kocaman çirkin bir burnu vardı. Sanki yolunmuş gibi gözüken kabarık saçları hemen dikkat çekiyordu.

BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin