∞ 23 ∞

19.7K 1.6K 86
                                    

YARIYIL TATİLİ

Neredeyse yarıyıl tatili gelmişti. Öğrencilerin aileleri ile hasret giderip, birazcık da olsa nefes alabilmeleri için okul her zaman senenin yarısında kapanıyordu. Öğretmenlerde dâhil olmak üzere okuldaki herkes evlerine gidiyordu. Simya'nın gidecek bir ailesi yoktu. Gidecek hiçbir yeri yoktu. Kar yağışını izlediği odasındaki şöminenin çıtırtıları burayı gerçek bir ev olarak hissetme duygusunu daha da arttırıyordu. "On güncük tatil" dedi kendi kendine "Elbette okulda kalmama izin verirler"

Okulun kapanmasına sadece iki gün kalmıştı ve cuma günü bütün herkes ailesinin yanına dönecekti. Ama hala Profesör Elena ile gidip konuşmamıştı. Odanın kapısı hızlıca açıldı. "Ne yapıyorsun?" dedi Beliz üstündeki koca yeşil montuyla içeri dalarken. Soğuktan kızarmış yanaklarını eldivenleriyle ısıtmaya çalıştı, buhar yapan gözlüklerini çıkarıp soğuktan donmuş saçlarına taktı. Hiç der gibi omzunu çekti Simya. "Çantamı hazırlamam lazım" dedi Beliz gardıroba yönelerek "Cuma günü gideceğiz malum"

Birden çoğul eki kullandığına pişman olmuştu. "Şey özür dilerim Simya" dedi mahcup şekilde "Yani sen bir yere gidecek misin?"

Simya yine omzunu çekti. Diyecek bir şeyi yoktu zaten gidecek bir yeri de yoktu. Okulda kalıp kalmayacağını bile bilmiyordu. "Eğer istersen bize gelebilirsin" dedi Beliz biraz çekinceyle. Simya başkasının evinde kalmaktan hoşlanan biri değildi, çok fazla başkasının evinde de kalmamıştı ama yine de on günlüğüne bile olsa tanımadığı insanların evine gitmek zor geliyordu. O anda Bade halasını bile özlediğini fark etti. Belki de eniştesi bile... En azından orası eviydi, orada kalıyordu ailesinin emanetiydi onlara. Eğer bu dünyada olsalardı, belirsiz muallâkta kalmaktansa onlarla kalmayı tercih edebilirdi.

"Bilmiyorum Beliz" dedi kelimeleri uzatarak "Sanırım Profesör Elena izin vermez malum reşit değiliz"

"İstersen konuşabilirim onunla" dedi Beliz büyük bir mutlulukla. "Hadi montunu giy, Profesör Elena'nın ofisine gidelim"

Profesör Elena, Simya'nın beklediğinin dışında okulda kalabileceğini söylemişti ama şimdi de koca okulda tek başına kalmak istemiyordu. Beliz'in ısrarlarına daha fazla dayanamayan Profesör Elena "Reşit olmadığın için Profesör Arel'den ve elbette Beliz'in vasisinden izin almamız gerekir" dedi masasındaki dünya kadar kâğıda gömülerek "Biliyorsun ki Profesör Arel senin vasin Simyacım"

Simya evet manasında kafasını salladı, aslında velisi olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. "Ben kendisine bizzat soracağım, lütfen sen Profesör Ares'den izin mektubunu al" dedi Beliz'e dönerek Profesör Elena.

Beliz hemen kütüphane katındaki daha önce Simya'nın hiç girmediği siyah ahşaptan kapısı olan odaya çıktı. Odada pek fazla eşya yoktu, masanın üstünde kalemler ve boş kâğıtlar dışında. Diğer masasının üstünde büyükçe kalaylı siyah bir kazanın içinde şeffaf bir su vardı, fokurduyor olmasına rağmen sıcak gözükmüyordu. Beliz hemen diğer masadaki kâğıda birkaç satır yazdı, küçük bir zarfın içine koydu. 

Zarfın ön yüzüne 'Çılgın Bitkiler ve İksirler/Profesör Ares' yazdı. Zarfı yalayıp kapattıktan sonra cebinden çıkardığı silindir şekline benzeyen mühür yüzüğünü işaret parmağına taktı. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin