"12 Nisan
Sevgili günlükBunları yazmaktan ne kadar üzgün olduğumu söylemem gerek. Kız kardeşimle olan problemlerimiz ikimizin arasından çıktı, insanları da etkilemeye başladı. Onun isteklerine boyun eğmeyişim, istediği şeyi vermemem daha büyük felaketlere yol açtı. En son karşılaştığımda bana saldırdı. Gerçekten de canımı yakmak için saldırdığını biliyorum çünkü düşüncelerini okudum. O benim kardeşim ama beni öldürmek istediğini söyledi. Sanırım bu durumdan tek kurtuluşum buradan kaçarak olacak. Nereye giderim ne yaparım bilmiyorum ama bir şekilde buradan kaçmam gerek. Vera'nın beni bulamayacağı bir yere gitmeliyim. Arel ve Elena eminim bana yardım edecektir. Aslında Arel'i nasıl ikna ederim bilmiyorum. Buraya yazmak bile istemediğim şeyler oldu. Arel son günlerde kendinde değil, sürekli okuldan kaçıyor. Burada kalmak istemediğini söylüyor. Arel'e ne desem bilmiyorum. Acı çektiğinin farkındayım ama elimden hiç bir şey gelmiyor. Asla hatırlamak istemediğim şeyler yaşadık ve bu hepimizden çok Arel'i etkiledi. Çoğunluğu benim yüzümden oldu ama engel olamadım. Kendimi inanılmaz kötü hissediyorum. Bu yaşadıklarımızın gerçekleşmemesi için canımı bile verirdim ama artık her şey için çok geç"
"Annem bir şeyden bahsetmiş" dedi Simya okuduğu sayfayı tekrar seslice okuyarak "Sizce ne olmuş olabilir? Neden Profesör Arel bu kadar kötü olmuş ki?"
"Ayrıntı vermemiş. Bunu direk sormadan öğrenemeyiz sanırsam" dedi Can taş duvara yaslanmış okuduğu kitabından kafasını kaldırarak "Belki birine bir şey olmuştur?"
"25 Haziran
Sevgili günlükBu sana sanırım son yazışım. Çünkü artık burada kalamam. Bu kadar şeyden sonra ben burada kalamam. Bunları yazarken bile canım çok yanıyor. Ben artık ne kendimi ne de kardeşimi tanıyabiliyorum. Aramızdaki aptal mesela kocaman bir soğuk savaşa dönüştü. Önce okula, sonra kasabaya kadar sıçradı. Vera'nın sebep olduğu korkunçlukların altından kalkamıyorum. Bizim yüzümüzden binlerce insan öldü. Hiçbir şeyle alakası olmayan, masum insanları öldürdüler. Ben burada oldukça ne okul ne de kasaba huzur bulacak. Artık burada kalmam mümkün değil. Kendimi ve bu insanları Vera'dan korumam lazım ama ona karşı çıkamıyorum. Okulumu, arkadaşlarımı burada sahip olduğum aileyi kendimden korumak için kaçmalıyım. Henüz nasıl yapacağımı bilmiyorum ama Arel bana yardım edecektir. Aslında onunla da aram son zamanlarda oldukça kötü durumda, hoş bana olan mesafesini anlayabiliyorum. Elena'nın da desteğini kabul etmemesi asıl beni endişelendiren. Son sınavlara bile girmedi, zaten bende girmedim ama mezun olma derdim yok. Ama Arel'in büyük hayalleri vardı. Arel mezun olunca öğretmen olmak istiyordu. Okulu bitiremezse hayallerine kavuşamayacak. Sanırım Eliz'i kaybetmesi yaşama sebebinin de kaybolmasına sebep oldu. Eliz'in adının geçtiği yerde bile Arel durmak istemiyor, kendisini suçluyor. Arel bu durumdayken onu kendi dertlerimle sıkamam ve giderken yanımda Vera'nın asasını da götüremem. Evet, yazdıklarım doğru Vera ile son karşılaşmamızda asasını ondan aldım. Asayı yanımda götüremeyeceğimden dolayı bir yere saklamam gerek. Öyle bir yere saklayacağım ki herhangi biri günlüğümü bulsa bile asla asanın yerini bulamayacak. Aslında asasını kırmayı çok düşündüm ancak asası kırılan büyücülerin yaşadıkları acıları biliyorum. Kötü de olsa kız kardeşime böyle acı yaşatamam."
Simya okurken annesinin neden bahsettiğini bir türlü çözemedi. Sadece adını günlükten okuduğu kıza ne olmuştu? Profesör Arel ile arasındaki ilişki neydi? Eliz'e ne olmuştu? Kaybetmek derken ölmesinden mi bahsetmişti? Bu kadar şeyin içinde annesi Vera'nın asasını saklamayı nasıl başarmıştı? Asa şuan da bir yerde onu mu bekliyordu yoksa? Oturduğu yerden doğruldu. "Asa" diye bağırdı yanındaki arkadaşlarının akıllarını başlarından alarak "Annem onun asasını saklamış"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)
Fantasy"İki yaşam çizgisinin ortasında kalan genç bir kız" Kendisini ait hissetmediği bir hayatın içinde bir yaprak gibi savuran 16 yaşında Simya'nın varoluş hikayesi. Simya açıklayamadığı şeyler yapan hayvanlarla konuşabilen, dokunmadan eşyaları hareket...