İYİLEŞTİRME GÖLÜ
Simya olanları kimseye anlatmamaya karar verdi. Ama bunu Profesör Arel'e söz verdiği için değil arkadaşlarını korumak için yapacaktı. Vera ya da herhangi biri onlara ulaşıp simya gücünün olduğunu öğrenebilirdi. Arkadaşlarını tehlikeye atmamak için bu konuyu sonsuza dek kapattı. Zaten olanlar içinde hiçbir zaman Tibet'e hesap sormadı. Aralarında gizli kalması gereken şeyi Profesör Elena'ya söylediği için kızmadı da biliyordu ki niyeti iyiydi. Asla sahip olmak istemediği bir güce sahipti artık. Annesinin ölümüne sebep olan güç şimdi onun avuçların içindeydi. Mümkün mertebe kullanmaktan sakınsa da yalnız kaldığı zamanlarda gücünü deniyor, ilk defa sahip olmadığı kadar altına sahip oluyordu.
Yazın tamamıyla güzel yüzünü göstermesi uygulamalı sınavların eziyet katsayısını da arttırmıştı. Devam eden yasaklar, bitmek bilmeyen sınavlar herkesin yaşam enerjisini sömürüyor en fazla da Tibet'i etkiliyordu.
"Göle girmek istiyorum artık" dedi Tibet kulenin penceresinden mükemmel mavilikte gözüken göle bakarak "Artık yaz geldi ve biz hala bu okulun içinde tıkılıp kalmış durumdayız. Hem bu aptal çember hala duruyor"
"O aptal çember bizi koruyor" dedi Beliz kucağındaki kocaman kitaptan kafasını kaldırmadan "Profesör Elena onu yapmak için kim bilir ne kadar uğraştı. Hem Simya anlatmıştı ya odasındaki küçük çember büyünün kaynağı. Yani direk Profesör Elena kaldırana kadar kimse kaldıramaz. Ve sanırım ana merkezine bir şey olana kadar"
Simya'da kulenin boşta kalan penceresinden dışarıyı izliyordu. Bir ressamın tablosu gibi milim milim çizilmiş gözüken manzara bu güne dek gördüğü en güzel manzaraydı. Güneş ışıklarının göl yüzeyinde bir dansçı gibi dans edişini izledi, yeşeren çiçekler sanki bir ressamın fırçasından çıkmış gibi parıl parıl parlıyordu. Yüzüne çarpan sıcacık güneşin keyfini sürdü. Uzun ve yorucu geçen kış mevsiminden sonra güneşin sıcaklığını özlemişti. Burada kulede olmak okulun diğer yerlerinden daha güvende hissetmesini sağlıyordu. Yanında onu yargılamayan arkadaşları ile kendisini dokunulmaz hissediyordu. Öğrencilerin dedikodu furyasına rağmen dik duruşundan asla vazgeçmedi. Arkasından söylenen sözleri kulak ardı ediyor, kimsenin moralini bozmasına izin vermiyordu.
Can, Tibet ve Beliz hastalığının ne olduğunu, nasıl geçtiği sorsalar da onlara bir şey anlatmadı. Bu konu hakkında bilgi veremeyeceğini söyledi. Can dâhil herkes bu düşüncesine saygı göstermişti. Neticede Simya asla onlardan bir şeyi saklamazdı. Ve gerçekten öğrenmemeleri gerekiyorsa öğrenmemelilerdi.
*
Sıcak ve güzel havaya rağmen kütüphanede oturuyorlardı. Beliz her zamanki gibi kitaplara gömülmüş yeni iksirler icat etme derdindeydi. Tibet ise tüm sene yaptığı aylaklıklarının bir cezası olarak kaldığı koruma büyüleri dersi için ek dersler alıyor, kurtarma sınavına hazırlanıyordu. Simya kütüphanenin en köhne, tozlu raflarının arasında geziyor, çok eski tarihlerde yazılmış bir kitabı araştırıyordu. Ve Can'da mesajı çözmek için çevre ve doğal yaşam alanları ile ilgili kitaplara bakıyordu.
"Bu neden olmadı" dedi Beliz masanın üstüne saçtığı türlü türlü ot, yaprak ve çiçeğe bakarak "Bir türlü yapamıyorum"
Simya elindeki Coğrafi Bakımdan Hayvan Türleri isimli bir kitaba kafasını gömmüş, şifreli mesajdaki yerle ilgili ipucu arıyordu. Profesör Elena'nın hayvan dönüşümü dersinde gördüğü küçük cüce su yaratıkları ile ilgili bir paragraf okumaya başladı.
"Cüce su yaratıkları olarak da bilinen su şeytanları tehlikeli hayvanlardır. İnsanları kızdırmayı ve kışkırtmayı sever. Büyük iri gözlere ve küçücük kulaklara sahiptirler. İnsan formuna benzeseler de balık gibi kokarlar ve kolları yoktur. Tatlı sularda ve sessiz sakin yerlerde yaşamayı severler. Rahatsız edilmekten hiç hoşlanmayan bu yaratıklar balıkla beslenir. Biri tarafından saldırıya uğrarsanız tam burnunun üstüne yumruk atmalısınız bu onu korkutup kaçırır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)
Fantasy"İki yaşam çizgisinin ortasında kalan genç bir kız" Kendisini ait hissetmediği bir hayatın içinde bir yaprak gibi savuran 16 yaşında Simya'nın varoluş hikayesi. Simya açıklayamadığı şeyler yapan hayvanlarla konuşabilen, dokunmadan eşyaları hareket...