∞ 46 ∞

13.1K 1.2K 97
                                    

VERA

Akşam yemeği oldukça sakindi. Simya tabağındakilere bile dokunmamış yorgun geçen günü düşünüyordu. "Neden yemiyorsun?" dedi Can yanına sokulup "Hasta mısın?"

"Sadece pek iştahım yok ve parmaklarım acıyor" dedi Simya kafasıyla tüm gün yazı yazmasına sebep olan Profesör Elena'yı göstererek "Bu gece yıl sonu not düzenlemeleri yapılacakmış. Toplantı olacağından tüm öğretmenlerin not girişlerini bitirmesi gerekliymiş. Profesör Elena birkaç farklı derse girdiğinden not girişi daha fazlaydı. Neredeyse tüm okulun notlarını deftere işledim."

"Neden ona yardım ediyorsun ki başka öğrenci mi kalmadı?" dedi Tibet soğan çorbasından bir kaşık alıp "Hem senin zaten başında bir sürü şey var"

"Evet, ama Profesör Agev'le zaman geçirmekten iyidir" dedi Beliz tüm günü Profesör Agev'in odasında not listesi hazırlamaya harcadığı için mutsuzdu. "O kadın beni deli ediyor. Not karşılığı bile olsa çekilecek gibi değil. Yemeği yedikten sonra hemen uyuyacağım"

"Profesör Elena bana bu denli iyi davranırken, asa dersleri verirken onun için not çizelgesi doldurmuşum, nedir ki" dedi Simya.

İkisi de çok yorgun ve bitkindi. Yıl sonu işlerini  yardım etmeleri Simya için bir teşekkür bahabındaydı. Beliz ise sadece ek puan için bu işe gönüllü olmuştu. Yıl sonu demek okulun bitmesine kısa zaman kalması demekti ve bu onların sevineceği bir şey değildi. Çünkü okulun bitmesi birbirlerinden ayrılmaları demekti. Simya arkadaşlarından ayrılmak istemiyordu. Zaten yaz tatili boyunca ne yapacağını düşünmemişti. Geçen yaz olduğu gibi okulda mı kalacaktı yoksa yetimhaneyi gönderilecekti bilemiyordu. Ara dönem tatili gibi kısa olmadığından dolayı da arkadaşlarında kalmasına izin verilmeyeceğine emindi. Zaten izin verilse de birinin evinde o kadar süre kalmayı istemezdi. Yıllarca halasının evinde yaşadıkları düşünülünce başka bir yerde kalacağına yetimhane de kalmaya razı olabilirdi. 

Dört köşeli ufak oda Simya içinde Beliz içinde koca bir dünyaydı. Boydan boya açık yeşil sarmaşıklarla kaplı duvarlar, kurdele ile süslenmiş yatak başları, duvardaki kara kalem çizimler, büyük elbise dolabındaki balo gecesinden kalma elbise, kitaplıkta yığılı bir sürü kitap, camdan içeri yansıyan ay ışığının ahenkli dansı hepsi onlar için büyük bir dünyaydı. Simya ay ışığının vurduğu tavandaki gölgeleri şekillendirmeyi seviyordu. Tüm gün çalışmış olmasına  rağmen yorgun aklının bir köşesinde her zaman Can'ı düşünüyordu. Geçen yaz buraya geldiğini andan başlayarak bu ana kadar olan zamanı düşündü. Koca yıl gözlerinin önünden geçiyordu. Sahip olduğu güçleri hayal bile edemezdi. Kitaptan geçtiği zamankinden daha güçlü bir kızdı. O zamana göre de yatakta daha huzursuzdu. Bazı şeyleri bilmediği zamanları düşündü. Ailesi ölmüştü ama kazaydı diye biliyordu. İntikam ateşiyle içi yanmıyordu. Bazen bazı şeyleri bilmemek daha iyiydi.

İlk geldiği zamandan balo gecesine kadar olan kısım tam bir keşmekeşti. Sonra annesi hakkında öğrendikleri, öz teyzesinin yaptıkları, Can'a duyduğu büyük aşk, Profesör Arel tarafından güveninin sarsılması, arkadaşlarıyla yaşadığı iyi kötü anılar...

Duvardaki saatin tik tak edişi eşliğinde göz kapakları kapanmaya başladı, saat çoktan onu geçmişti. Ne kadar uyuduğunu bile anlayamadan elektrik çarpmışçasına bir şey hissetti. Aynı hissi belli ki Beliz'de hissetmişti, uykusu ağır olmasına rağmen yataktan fırladı.

"Neler oluyor?" dedi Beliz konsoldaki gözlüğü takıp, panikle yerdeki kıyafetlerini üstüne geçirerek. "Bilmiyorum ama-" dedi Simya sonra camdan gördüğü şeyle şok oldu. "Beliz koruma kalkanı kopuyor"

Koşup camdan dışarı baktı. Hissettiği elektrik çarpması hissi koruma kalkanına çarptığında yaşadığı hisle aynıydı. Kalkan yer yer kopuyor, bahçede siyah kıyafetli değişik insanlar beliriyordu. Üstüne birkaç kıyafet geçirip asayı da alarak bir koşu aşağı okulun girişine doğru koştu. Merdivenlerde, odalarında çığlık çığlık bağıran diğer öğrencileri geçmeye çalıştılar.

BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin