∞ 39 ∞

16.2K 1.3K 82
                                    

DÜELLO

Turnuvanın bitmesiyle okul tek düze sıkıcı haline geri dönmüştü. Çoğu yazılı sınav bitmiş, uygulamalı sınavlar başlamış Beliz'inde kâbuslarına yenileri eklenmişti. Profesör Agev'in zihin kontrol uygulama sınavı okulda küçük bir kaos ortamına sebep olmuştu. Birçok öğrenci gibi Beliz'de panik bir haldeydi. Diğer dersler ne kadar kolaysa zihin kontrol Profesör Agev geldi gelesili o kadar zordu.  Git gide takıntıya dönüşen bu nefret etme durumu dersteki başarısını etkiliyordu.

"Bu kadından nefret ettiğimi söylemiş miydim?" dedi Beliz masanın üstündeki küçük not defterine gözlerini dikerek "Profesör Bijan'ı özledim bile sayılabilir"

Beliz bu sözüyle ortamdaki herkesin tepkisini çekmeyi başarmıştı. Çünkü Bijan özlenecek biri değildi. Can ve Tibet kaşlarını çatmış ters bakışlarının altında Beliz'i ezerken, o önündeki küçük deftere daha da yoğunlaştı. "Olmuyor işte" diye bağırdı boş kütüphanedeki masasından kalkarak. "Yapamıyorum, ben nasıl geçeceğim o sınavdan"

Kütüphanedeki hafif sönmüş şömineden derin bir nefes çekermiş gibi hırıltı geldi, sonunda son alevde sönmüştü. Öğrenci salonu dururken kimse akşamın o saatinde kütüphanede takılmıyordu. Simya kafasını gömdüğü Asa Kazanma Sanatı isimli kitaptan kaldırdı. Deftere bile bakmadan masanın bir ucundan diğerine sürükledi.

"Önemli olan yapmak için uğraşmak değil, olmasını istemek" dedi ama bu Beliz'in daha fazla sinirinin bozulmasından başka bir şeye yaramamıştı.

"Senin için basit nasılsa" dedi Beliz masanın üstünde duran kitapları tek bakışıyla yere sererek "Sevgili Agev sana çok düşkün, seni çok seviyor, en sevdiği öğrencisisin. Hem zaten akıl okuyabiliyorsun, bunlar senin için zor değil. Hatta eminim şu an benim aklımı da okuyorsundur. Zaten dersten kalman mümkün değil. Hem kalsan da eminim sana torpil yapar"

Beliz'in boş kütüphanede kitaplıklar arasında yankılanan sesine çarptığı kapıda eşlik etti. Yere saçılan kitapları toplarken Tibet onun adına özür dilemeye başlamıştı bile. "Haklı aklından geçenleri okuyabiliyorum" dedi Simya hüzünle "Neler demek istediğini de demek istemediğine biliyorum. Profesör Agev'i sevmiyor ve ona olan takıntısı dersi de sevmesine engel oluyor."

"Bence bu Beliz'in fırtına öncesi sessizliğiydi" dedi Can masanın üstündeki kaleme gözlerini dikmiş sağa sola oynatarak "Eğer geçemezse gerçekten çok kötü olacak, aslında bu kadar kafayı takmasa daha kolay yapar. Bak sinirlendiği için her şeyi yere saçabildi."

Ertesi gün sanki kötü bir şeyler olacak gibi okulun tepesinde kara bulutlar dönüp duruyordu. Simya koridordaki göl manzaralı camdan kapalı havaya baktı. Göl her an patlayacak fırtınaya el eder gibi hafif dalgalanmış gözüküyordu. Ceketinin cebinde hissettiği günlüğü sıkıca tuttu. Uygulama sınavların yoğunluğundan bu aralar kafayı günlükle değil sınavları ile bozmuştu. Bunca ders yükünün arasında en basiti zihin kontroldü. Başlarda deli gibi korktuğu ders artık onu korkutmuyordu. Profesör Agev ile bu dersin üstesinden gelmişti çünkü. Bijan'ın aksine Agev ders konusunda da özel konularda da çok daha iyi bir öğretmendi. Beliz'in her türlü inadına rağmen Profesör Agev'e olan sevgisi de bundan kaynaklanıyordu. Her zaman ona karşı iyiydi, hep nazikti. Profesör Elena'dan daha iyi olduğunu düşünmüyordu ama iş yoğunluğuna bakınca Agev ile daha çok zaman geçirebiliyordu. Beliz ara sıra kıskançlık yapsa da Simya'ya özel derslerin çok katkısı olmuştu. Profesör Agev kendisi de zihin okuyabildiğinden Simya'ya karşı özel bir ilgi besliyordu.

"Bugünkü sınava hazır mısınız?" dedi Profesör Agev koridorda yürüyen Can, Tibet ve Simya'ya. "Elbette, profesör" dedi Simya "Birçok alıştırma yaptık"

BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin