"Konunun denetimi bende" dedi Profesör Arel lafı Simya'nın ağzına tıkayarak. Talat Bey oturduğu sandalyeden doğruldu, konuşmadan hoşnut olmamışa benziyordu."Eminim bu durumu da bir önceki gibi çözeceksin Arel" dedi ağzından tükürükler saçarak. Sandalyesinden sanki yüz yaşında bir adammış gibi ağır ağır kalktı, kapıya doğru yöneldi. Kendini beğenmiş tavrıyla Profesör Bijan'da peşine takıldı. Profesör Elena ve Profesör Öker'de öyle.
Hepsi çıktıktan sonra Profesör Arel olanları tekrar dinlemek istediğini söyledi. Kendi masasının başında huzursuz görünüyordu. Simya odadaki en rahat koltuğa oturdu ama koltuk dikenliymiscesine rahatsız ediyordu. Olanları tekrar ayrıntıları ile anlattı. Asa konusunu özellikle hiç açmadı. Profesör Arel masanın altındaki çekmeceyi usulca açtı, uzun tırmıklı asayı masanın üstüne koydu. Gözlüklerinin yanındaki asaya şöyle bir baktı.
"Bunu onların yanında söylemedim çünkü" dedi sanki konunun çok gizli olduğunu ima etmeye çalışır gibiydi "Bu asanın kime ait olduğunu öğrenirlerse senin için hiç iyi olmaz"
"Profesör biliyorsunuz ki, benim niyetim iyi" dedi Simya hızlıca "Yani beni tanıyorsunuz. Kötü bir niyetim yoktu. Asayı aldım ama bir iyi bir sebebim var"
"Bilemiyorum" dedi Profesör Arel gözlerini yumarak "Arkadaşlarını da bu işe alet ederek asayı almaya gitmişsin. Yerini nasıl buldun ya da nasıl aldın inan sormak bile istemiyorum ama bu asa iyi değil"
Simya asayı kullanabilecek tek insanın kendisi olduğunu biliyordu. Çünkü başka birinci dereceden akrabası yoktu ya da en azından o öyle sanıyordu. "Asayı kullanmak istiyor olmam beni onun gibi kötü biri yapmaz"
"Bilemiyorum Simya, aslında bakarsan ben Lena'yı tanıyordum ve seni hep onun yerine koydum. Ama günlüğü okuduğunu bile bana söylemedin, asayı sakladığı yeri öğrendiğin halde bana gelmedin. Hem kendi hayatını hemde arkadaşlarının hayatını boş yere tehlikeye attın"
Simya oturduğu koltuktan kalktı. Sinirlenmişti, nasıl boş yere olabilirdi. "Siz nasıl bunu boş yere olduğunu söylersiniz. Bu ailemin intikamını almak için tek şansım. Siz en yakın arkadaşınızın intikamını almak istemiyor olabilirsiniz ama ben ailemin intikamını almak istiyorum"
Simya kendisinin kötü bir niyeti olmadığını aksine asayı sadece savunma amaçlı kullanacağını söyledi. Ama bu dediği şu an kendisine bile inandırıcı gelmiyordu.
"İntikam iyi bir şey değildir. Asla içindeki acıyı silmeyecek. Asla gidenleri geri getirmeyecek. Eğer geri getireceğini bilsem yıllar önce Vera'yı kendim öldürürdüm. Bu hayatta yakınını kaybeden sadece sen değilsin. Hem insanların senin hakkında ne düşüneceklerini tahmin edemiyor musun? Eninde sonunda onun tarafında olduğunu düşünecekler, seninde onun gibi olduğunu düşünecekler " dedi Profesör Arel "Korkum şu ki onun asası bu, yani ona hizmet etmiş. Onun karanlığının içine çekilmeni istemiyorum."
Simya olanlar konusunda üzgün olduğunu sadece annesinin intikamını almak için bu asaya ihtiyacı olduğunu tekrar tekrar anlattı. Her şeyi günlükten okuduğunu annesinin asanın bulunması gerektiğinde bulunabilmesi için şifreli mesaj bıraktığını söyledi. Profesör Arel aşağı yukarı kafasını salladı, uykusuzluktan kızarmış olan gözlerini ovaladı.
Masanın üstünde duran siyah uzun asayı Simya'ya uzattı. "Annen bunu sakladığına ve sen bulduğuna göre senin demektir. Zaten senin dışında kimse de bu asayı kullanamaz öyle değil m?" dedi. Simya asaya uzandı, çok şaşırmıştı. Kendisine verileceğine ihtimal bile vermiyordu.
"Ama unutma asa sahibine hizmet eder. Onun sahibi sen değilsin. Bazı güçler insana delice şeyler yaptırır. Güç hükmedilmesi gereken bir şeydir. Güçlerinin sana hükmetmesine izin veremezsin. Ve o elindeki asa evet asa sahibi olmak çok güzel bir şeydir ama bir o kadar da tehlikelidir. Bu konuda dikkatli olunması gerekir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)
Fantasy"İki yaşam çizgisinin ortasında kalan genç bir kız" Kendisini ait hissetmediği bir hayatın içinde bir yaprak gibi savuran 16 yaşında Simya'nın varoluş hikayesi. Simya açıklayamadığı şeyler yapan hayvanlarla konuşabilen, dokunmadan eşyaları hareket...