Kahvaltı sonrası Winchi'den aldığı haberle okul bahçesine çıktı. Profesör Elena kendisini bahçede beklemesini istemişti. Bir süre parlayan güneşin altında bahçedeki büyük süs havuzunun yanında bekledi. Profesör Elena nihayet merdiven başında gözükmüştü. Uzun ince sarı renk kol ve etek uçları tüylü elbisesi, ördüğü siyah uzun saçları, siyah ojeleri, ince beline taktığı büyük siyah kemeri ile genç kızlara taş çıkartan güzelliği bahçeye bir güneş gibi doğmuştu.
"Bugünkü ders burada" dedi Profesör Elena örgülü saçına taktığı siyah renk şapkasını düzelterek "Düello nasıl yapılır öğreneceksin""Profesör burası okul sınırlarında ve herkes bizi görebilir" dedi Simya gözleriyle etrafta kimse olup olmadığı süzerek "Tüm okulun önünde mi ders vereceksiniz? Hemde düello?"
"Elbette, tüm okulun önünde ve düello" dedi Profesör Elena birkaç adım geri çekilip düz kahverengi asasını kolundaki asa kılıfından çıkararak "Eninde sonunda asa sahibi olduğunu herkes öğrenecek. Neden bunu direk biz göstermiyoruz. Hem artık düello için hazırsın"
Simya bu konuya kesinlikle katılmıyordu ve inanılmaz korkuyordu. Karşısında bir profesör asasını çekmiş her an bir büyü gönderecek gibi duruyor ve birazdan bahçe okulun öğrencileriyle doluyor olacaktı. Yavaşça belindeki asa kılığından asayı çıkardı.
"Şimdi öncelikle sana öğrettiğim gibi bana bir saldırı büyüsü göndereceksin ve bende koruma büyüsü yapacağım. Daha sonra ben sana bir kitleme büyüsü yollayacağım ve sen koruma büyüsü yapacaksın"
Simya sessizce dinledi, yutkundu, derin bir nefes aldı. Karşısında cansız bir varlık varken büyü yapmak daha basitti. Profesör Elena gardını al manasında kafasını ileri geri oynattı. Asasını kibarca takdim etme hareketiyle Simya'ya salladı. Simya'da aynı şekilde karşılık verdi. Şimdi saldırısı büyüsü yollamalıydı ama nutku tutulmuştu. Selamlamadan sonra bir süre olduğu yerde çakılmış gibi durdu.
"Nasıl yapıldığını göstermemi ister misin?" dedi Profesör Elena. Simya sabah güneşinin vurduğu saçlarını boşta kalan eliyle geriye attı. Hayır der gibi kafasını salladı. Tekrar derin bir nefes aldı. Ve asasını ileri doğru hızlıca salladı ama hiç bir şey olmadı, ucundan kıvılcım bile çıkmamıştı.
Öğrencilerin bazıları bahçeye çıkmaya başlamıştı ki düelloyu duyan pencerelere koşturuyordu. Bazıları merdiven başlarında bazıları ise basamaklarda ilk defa bir öğrenci öğretmen düellosunu izlemek için birbiriyle yarışıyordu.
"Ne yapıyorlar?" dedi Peri yine üstünde rengârenk bir elbise ve fiyonklu sandaletleri vardı.
"Sanırım Simya'ya yine bir profesör özel ders veriyor" dedi Defne nefretle, yaslandığı duvardan bir milim bile kımıldamayarak.
"Özel ders ama onun nasıl asası olabilir" dedi Murat asaya gözlerini dikerek. "Asa kazanmış olamaz değil mi? Olsaydı bilirdik"
"Asa mı?" dedi Defne yaslandığı duvardan aniden doğruldu."Nasıl asası olabilir? Onun gibi birinin? Hem asa kazanmış olsa okula mektubu gelirdi. Yani hepimiz bilirdik"
"Simya dikkatini topla" dedi Profesör Elena etrafta bakan meraklı gözleri görmezden gelerek "Sadece odaklan, saldırı için ne yapıyorduk. Benim dengemi kaybetmemi sağlamalısın"
Simya etrafına bakındı, zümrüt yeşili gözleriyle arkadaşlarını arıyordu. En üst katın penceresinde Tibet ve Beliz pür dikkat onu izliyordu, Can ise destek olmak için alkış yapıyordu. Simya gözlerini sıkıca kapattı, sanki etrafı boşmuş gibi, dünyadaki tek insanmış gibi düşündü. 'Dikkatinin dağılmasını istiyorum' diye mırıldandı ve asasını hızlıca ileri doğru salladı. Ucundan çıkan kıvılcımlar Profesör Elena'ya kadar ulaşmıştı ki çevik bir hareketle asasını salladı ve etrafına şeffaf tozpembesi bir koruma kalkanı yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)
Fantasy"İki yaşam çizgisinin ortasında kalan genç bir kız" Kendisini ait hissetmediği bir hayatın içinde bir yaprak gibi savuran 16 yaşında Simya'nın varoluş hikayesi. Simya açıklayamadığı şeyler yapan hayvanlarla konuşabilen, dokunmadan eşyaları hareket...