3.Bölüm "Merhaba"

1.2K 45 2
                                    

3.Bölüm
"Merhaba"

 AŞKIN

     "Merhaba" dedi kalın sesiyle. Yutkundum.

     "Kimsin? Beni mi takip ediyorsun?"

     "Seni takip etmiyorum. Saçmalama. Adım Ensar." dedi ve elini uzattı. Kalbim hala son hızla atarken vücudum alev almıştı. Siyah gözleri gözlerime kesintisiz bakıyordu. Sarı saçları alnına doğru hafifçe uzamıştı. Çok yakışıklı değildi ama karizmatik duruyordu. Kalbim hala hızlı atıyordu. İçimde bir volkan patlaması olmuş ve magma tüm kalbime yayılmış gibiydi.

     "Aşkın." dedim ama elini sıkmadım. Elini cebine soktu ve omuz silkti. Dudaklarına yayılan mütevazi bir gülümseme vardı.

     "Ne olmuş aşkıma?" dedi. Ya cümleyi duymuş olmamdan ya da konuşmanın uzamasından kalbim ritmini hızlandırdı.

     "Adım bu, gerizekalı. Adım Aşkın." dedim öfkeyle. Öfkemin nedenini hiçbir zaman bilemeyecektim. Gülümsedi.

     "Size kısaca 'Aşk' diyebilir miyim?" dedi yutkundum. Gerizekalı! Aşk diyecekmiş! Peh! Onu pas geçip yanından ilerledim. Sokakta hızlı atan bir kalp ve hızlı yürüyen adımlarla ilerliyordum. Önüme geçip her adını haykıran insanla böyle konuşamazdım ya. Hem kimdi o? Ne hakla bana 'Aşk' olarak seslenecekti? Karizmatik veya yakışıklı olması onu statü bakımından yükseltemezdi ya...

     Tak, tak, tak...

     Durdum. Bu ses beni normalde sakinleştiren şey olurdu fakar şuan sinirlerimi geriyordu. Hızla arkamı döndüm. Duvara dayanmış, bir ayağının tabanıyla duvara basıyordu. Kolunu dirseklerinden kırmış, kaldırmıştı. Yumruk olan elindeki işaret parmağı hafif çıkıktı ve duvara vuruyordu.

     Tak, tak, tak...

     "Neden bunu yapıyorsun?" diye bağırdım. Omuzlarını silkti. Ben gerildikçe onun rahat davranması sinirlerimle dalgaç geçmek gibiydi.

     "Senin için sorun mu teşkil ediyor Aşk?" dedi, gerildim.

      "Benim. Adım. Aşk! Değil! Aşkın!" diye bağırdım ve ekledim, " Şu lanet hareketi yapmayı bırak!"

      "Özür dilerim." dedi. Kalbime dalan hançeri görmezden gelmeye çalıştım. Gözlerime ifadesiz bakıyordu. Ya da gerçekten özür diler gibi. Bunları gerçekten yaşıyor muydum ben? Sadece gitmeliydim.

     Başımı hızla iki yana salladım ve yürümeye başladım. Onu arkamda bırakmıştım.

     Hızlı adımlarla iki sokak ilerlediğimde geriye dönüp bakma ihtiyacı hissediyordum. Ama dönmedim. Dönüp onu peşimde görsem ne yapacaktım? Ama belki…

     Lanet olsun! Yüzü gözümün önünden gitmiyordu. Siyah gözler, sarı saçlar, birazı alnında, dik erkeksi ve sert bir surat… Gözlerimi saniyeliğine kapatıp başımı salladım.

     Durak denilen yere geldiğimde derin bir nefes aldım. Artık eve gitme yolunda bir adım daha atmış olacaktım.

     “Affedersin? Geçebilir miyim?”

     Dönüp tanıdık olan yüzle karşılaştığımda nefesimi tuttum.

     “Yine mi sen ya?” diye inledim. Ayağımla yere vurdum; tak, tak, tak… Ayağıma bir bakış attı ve gülümsedi.

      "Sakin ol kızım. Sadece durakta beklemek istiyorum." dedi ve yanımdan ilerleyip, arkadaki taştan duvara sırtını yasladı. Yerimde çivi gibi kalakalmıştım. Ne oluyor burada?

Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin