30.Bölüm "Sakin ol."

487 17 6
                                    

Şarkı: Gökhan Türkmen - Çatı katı

Düzensizliği ve kopukluğu affola :)))

30.Bölüm
"Sakin Ol"

AŞKIN

     Ölmek ve yaşamak... Zıt değiller, eşit değiller... Toprak ve gökyüzü gibi birbirlerini tamamlıyorlar. Ve biz insan topluluğu, yer ve gökyüzü arasında sıkışıp kalmış bir parçayız. Ne yersiz kalabiliyor bedenimiz, ne de göksüz... İkisinin arasında sağa sola savruluyoruz. Ölüm ve yaşamın arasından kurtulamadığımız gibi... İki yere de ait değiliz. Ama onlarsız da duramıyoruz.

     Araf...

     Pek mantığımın almadığı şey... Madem araf denen yer pek ala, niye ölümü seçer insan? Ya da yaşamayı?

     Ya hep, ya hiç! 

     Ve bu söylediklerim sadece bende... Çünkü ölüm denen şey Ensar'a yakışamayacak kadar aptalca. Çirkin, berbat, uyumsuz...

     Saçlarımı geriye atıp üzerine eğildim. Ne yapacağımı bilmiyordum! Ellerim titrerken ayağa kalkmaya çalışıyordu.

     "Ensar... S-sen?"

     "Şimdi değil Aşkın. Ufak bir yara. Sakin ol ve nefes al. Şimdi bayılmaman gerek." dediğinde başımla onayladım ve omzundaki yaraya baktım.

     "Yarama bakma. Gitmemiz lazım." dedi ve tekrar ayağa kalkmaya çalışırken yaralı olmayan kolundan tuttum.

     "Ensar ben korkuyorum." diyebildim sadece. Korkuyordum, ne diyeceğimi bilemiyordum ve kan omzunda büyük bir daireyle yayılıyordu. Beni kolunun altına iyice çekti.

     "Sorun yok. Ufak bir yara." dedi. Ekledi."Cebimden anahtarı çıkarır mısın?"

      Cebine uzanıp anahtarı almaya çalışırken aynı zamanda yolda ilerliyorduk. Anahtarı aldığımda havada salladım ona göstererek. Elime uzandığında kaşlarımı çatıp anahtarı geri çektim.

     "Bu halle araba süremezsin." dedim. Gözlerini devirdiğinde yüzünü buruşturdu. Arabanın yanına gelmiştik bile. Arabayı açtım ve ona yavaşça oturmasına yardım ettim. Derin bir nefes alıp başını geriye yasladığında kapısını kapatıp sürücü koltuğuna yöneldim.

     "En yakın hastane nerede?" dedim Ensar'a aceleyle. Bana baktığında siyah gözlerinin daha da koyulaşmış olduğuna yemin edebilirdim. Kalbim çok kötü atıyordu ve bu titrememe sebep oluyordu.

     "BarClup'a gidiyoruz." dedi ve gözlerini kapattı. Başını koltuğa yaslandığında arabayı çalıştırmıştım bile...

     "Ensar, sen uyuyunca daha da korkuyorum." dedim. Kalbim onu kaybedeceği düşüncesiyle ışık hızına hareketini çekmiş ve dört nala gidiyordu. Yaralı olan koluna dokundum. Oradan da eline indim.

     Yüzünü yaranın verdiği belli olan acıyla buruşturup dikleştirdi bedenini ve gözlerime baktı. "İlk sağdan dön. Düz git. 50 metre yazan yazının olduğu yerden soldaki caddeye gir."

     Dediklerini onaylarken sakin olmaya çalıştım. Ufak bir yara demişti. Ufak bir yara... Sağa döndüm.

     Yanımdan yırtılma sesi geldiğinde bakışlarımı ona çevirdim. Tişortunu yaralı olan taraftan yırtmaya başlamıştı. Yakasının sol tarafını ağzının yardımıyla ve sağ eliyle çekip yırttı. Kolunun altından tişortunun eteklerine kadar yırttığında tişortu çekip üzerinden aldı. Gri, kana bulanmış tişortunu rastgele katladı ve sol omzundaki yarasına bastırdı. İnlemeyle yüzünü buruşturunca kaşlarımı çattım.

Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin