18. Bölüm "Gerçekten mi?"

659 20 13
                                    

18.Bölüm
"Gerçekten mi?"

ENSAR

     Belimdeki o lanet şeyin ağırlığını hissetmemek imkansızdı. Attığım her adımla daha da ağırlaşıyordu...

     'Gidin ve bitirin.'

     Bir insanın hayatını bu kadar kolay bitirmek hiç de adil değildi. Birkan abiye gidip bu işte olmayacağımı söylemeliydim.

     "Hayır bunu yapmayacaksın." 

     Sesin geldiği yöne baktığımda Levent karşımdaydı. Kaşlarımı çatarak baktım. Sanırım sesli düşünmüştüm.

     "Neden? Beni engelleyen ne olacak?" diye sordum. Parçalara ayırdığı bir silah önünde duruyordu. Yavaşça parçaları birleştirirken bana da göz atıyordu. Benden birkaç yaş büyüktü ve saçları kızıla yakındı. Gözleri ise siyahtı ve her an bir şeyleri parçalayabilecek gibi bakıyordu.

     "Birincisi onun favorisi sensin. İkincisi bu işe bir adım atarsan arkandaki izler silinir, geri dönemezsin. Ya sonuna kadar bu işte konuşursun ya da sonsuza kadar susturulursun." dedi ve silahın son parçasını yerleştirip oturduğu koltukta geriye yaslandı. Kaşlarımı çatarak 'susturulma'nın anlamını soracaktım ki, silahın namlusunu boğazını kesermişçesine hareket ettirince anlamış oldum.

     "Ama bunu istemiyorum. Ailemi riske atamam." dedim. Gözlerini kısarak baktı.

     "Annenin ailesini mi, karının ailesini mi?" dedi. Birkaç salise içinde ancak kavramıştım. Evli olmadığında sahip olduğum ailemi mi? Yoksa evlenince kurduğum aile mi?

     "İkisi de olabilir." dedim ve karşısına, kırmızı tekliye oturdum. Aramızda siyah bir masa vardı ve küçük odanın duvarları modern çizgilerle kırmızı-siyahtı. Tüm kulüp bu şekildeydi.

     "Evli misin?"

     Sorduğu soruyu umursamıyor gibi duruyordu. Aşkın ile bir evlilik güzel giderdi sanırım. Biraz inatçı ve dik başlıydı ama... Yine de değerdi. Evlenelim desem ne olurdu acaba? Üzerime atlayıp beni öldürür müydü? Yoksa boynuma atlayıp kahkaha mı atardı?

     Her türlü güleceği kesindi.

     "Suratındaki gülümsemenden bir adayın olduğunu görüyorum." dedi Levent tekrar. Ben cevap vermeyince. Kendimi toparlayıp suratımdaki sırıtışı sildim. Aşkın da her şeye gülmeme sinir oluyordu.

     "Umarım." dedim ve alayla gülümsedim. Aşkın benden hoşlanmadığını söylüyor, ben onunla evlilik hayali kuruyorum. Ne ironi ama! Gerçi beni sevdiğinden adım kadar eminim. Tek yapmam gereken onu kaybetmemek...

     "Sen?" diye sordum. Onu sormazsam büyük bir kabalık olabilirdi. Gözleri birkaç saniyeliğine daldı ve ardından omuz silkti.

     "Bir nişanlım vardı ve iki sene önce..." derin bir nefes aldı. "...burada çıkan bir kavgada vuruldu."

     Aşkın'ı bir an öyle görmekten kendimi alamadım. Bir el ateşin karnında açtığı yaradan sızan kan tüm tişortuna yayılmaya başlamış ve kollarıma yığılarak kalmış bir vaziyette. Ve Ela gözleri güneşe dönük bir şekilde donmuş.

     Görüntülerden silkelenircesine başımı iki yana salladım.

     "Çok üzül-" 

     "Üzgün olman veya vereceğin taziye umrumda değil çünkü bu hiçbir şeyi değiştirmez." dedi sözümü keserek. Başımla onayladım onu. Ayağa kalktım.

Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin