26. Bölüm "Radar"

469 20 13
                                    

26.Bölüm
"Radar"

AŞKIN

     "Biz de gidiyorduk. "dedi Ensar ve beni arkasına aldı. Adamı görmemi engelliyordu. Ya da adamın beni görmesini... Bilemiyorum.

     "Tabi canım. Sen şimdi birşey görmediğini de söylersin." dedi adam. Ensar elimi sıkıca tutuyordu. Bir süre sonra morarmaya başlayacaktı.

     "Aynen öyle. Kız gitsin. Birşey görmedi." dedi Ensar. Görmeme izin vermediği için ne olduğunu göremiyordum. 

     "Yürüyün. İkiniz de." dedi. Ensar'ın eli daha da gerilmişti. Ben arkada, Ensar önümde, adam da Ensar'ın yanında ilerlemeye başladık.

     Ensar hafifçe bana eğildi. "Saçlarını yüzüne dağıt. Gözlerini sürekli yerde tut. Başını boynuna eğ. Gözlerini hafif kapat . Göz temasında bulunma." 

     "Fısıldaşma." dedi adam bana emirler yağdıran Ensar'a. Ensar'ın dediklerini yaptım ve boşta kalan elimle saçlarımı yüzüme dağıttım. 

     "Oo... Bu lokum ve kazma da ne?" dedi bir ses. Başımı kaldırıp bakmak istesem de kendimi engelledim.

     "Laflarına dikkat et." dedi Ensar soğuk bir sesle. Ben bile irkilmiştim ondan. Benimle hiç böyle konuşmamıştı ve konuşmamış olmasını dilerim.

     "Vay be. Ama sen şimdi bizi ticaret yaparken gördün?" dedi adam. Merakıma yenilip gözlerimi hafifçe kaldırdım. İki araba önleri birbirine değecek bir şekilde çapraz park edilmişti ve iki arabanın üzerinde de birer tane çanta vardı. Birinde para diğerinde ise sarı paketler görünüyordu. Birkaç adam karşımızda duruyordu. Sayabildiğim kadarıyla 7 kişi...

     "Kız gitsin. Biz başbaşa konuşalım." dedi Ensar. Gözlerimi yere kenetledim ve saçlarım önüme düşerek yardımcı oldu.

     "Kız mı? Bu kadar önemli mi?" dedi. Ardından ekledi. "İkisinin işini bitirin." 

     "Kavga istiyorsunuz yani?" dedi Ensar. Bana hızlıca fısıldadı. "Arkamda kal. Bulduğun ilk fırsatta kaç." 

     Başımı hızlıca aşağı yukarı salladım. Kalbim çok kötü atıyordu. Bize silah dayayan adam ateşlemek üzereyken Ensar silahı yere savurdu. Dövüşmeye başladığında elimi bırakmıştı. Adamlardan üçünü hallettiğinde ne yapacağımı bilemiyordum.

     "Kaç!" 

     Adımlarım hareket edip ilerideki sokağa koşmaya başladı. Aniden durdum ve nefesimi dengeleyip geriye baktım. Ne yapıyordum ben? Ensar'ı orada nasıl bırakırdım? Geriye koştum ve adamlardan birinin üstüne atladım.

     "S*rt*k!" diye inledi adam ve silahı bana doğrultup sıkmaya başladı. Ama denk getiremiyordu. Başına sert bir şekilde vurdum dirseğimle ve o sendelerken sırtından indim. Aynı hızla kasıklarına bir tekme attım ve dizimi karnına vurdum. Yüzüne bir yumruk attığımda sendelemişti ki arkamda bir adam kollarımı kavradı.

     Çırpınsam da bırakmıyordu. Çırpınmaya devam ettim ama daha sıkı kavrayıp geriye doğru gidiyordu. İleride boğuşan Ensar'ı gördüğümde birkaç kişinin daha geldiğini gördüm. Beni tutan adama ayak uydurup geri geri koşmaya başladım. Sonunda arabalardan birine çarptığımızda adam kollarımı bıraktı. Dirseğimi yüzüne geçirdim ve onu arabanın kaportasına yapıştırdım. 

     Yine de diğerinden daha güçlü bir adamdı. Beni kendisine çekti ve yüzümü kaportaya çarptım. Sızı sağ yanağımdan çeneme doğru indiğinde bir şeyin yüzümü kestiğini anlamıştım. Önümde duran çantayı fark ettim ve onu kavrayıp adamın suratına geçirdim. Sanırım sağlam bir maddedendi ki adamda etkisi sağlamdı. Bir kez daha vurdum. Açık olan çanta adama vurmamla beraber kapanmıştı. Yüzüm de ise aksine açılan bir yara vardı sanırım. Elim yüzüme giderken karşıma bir adam daha çıktı.

Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin