29.Bölüm
"Yaralanmak..."
AŞKIN
Normal bir insan onca olaylar yaşadıktan, topuklu ayakkabı ve mini bir elbiseyle dolaştıktan, bir uyuşturucu satışına şahitlik yapıp kavga ettikten, tüm gece boyunca ders çalıştıktan-bir de sayısalsa- ve beyni binbir kabusla döndükten sonra kendini yatağa atar ve iki gün boyunca uyur.
Ama normal değilim ki! İşte kanıtı. Sadece uyumamdan üç saat sonra ufacık bir kabuscuğun etkisinde uyandım. Her zamanki gibi saçma rüyalarımdandı ve titretmemişti bile. Gözlerimi yanıma çevirmiş ve yanımda yatan Huzur'a bakmıştım.
Birkaç dakika geçmiş olmalıydı. Birkaç dakikadır yanımdaki Huzur'un sert biçimli yüz hatlarını ezberliyordum. Gözlerim uyuşmuşçasına acırken gözlerimi kapatıp manzarayı kestim. Yaşadıkları şeyler hem üzücü hem de benim açımdan mutluydu.
Keşke Buket yaşasaydı da gidip sarılsaydım. Defalarca yanaklarından öpüp ona ne kadar minnettar olduğumu söyleyebilseydim. O söylemese, Ensar'ın dönüp bana bakacağı yokmuş. Dudaklarıma acı bir gülümseme yayılırken duşa gitmem gerektiğini kavradım. Rüyamdan terli kalkmıştım.
Ensar'la sarılı olduğumuz halden çıkmaya başladım. Uyurken sürekli beni kendine çekiyordu. Elimi de çektiğimde istemsizce acıyla inledim.
x
Ensar sıçrayıp kalktı ve hızla etrafa bakındı. Gözleri beni bulduğunda elimin bilek noktasını yüzümü buruşturarak ovuyordum. Elim Ensar'ın altında kalmıştı!
"Ne oldu?" diye sordu Ensar. Elimle o kadar meşguldum ki ne tonda söylediğini fark edememiştim.
"Ciddi olamazsın. Elimin üzerine yattığını fark etmedin mi?" diye çınladım. Sınav öncesi olacak şey miydi bu?
"Harbi mi?" dediğinde gözlerimi ona çevirdim.
"Harbi." dedim sesinin taklidini çıkararak. Yüzünü buruşturup yatakta bağdaş kurdu. Ben de onun gibi duruyordum.
"Elini ver bana." dedi. Elimi ona uzattım. Nazikçe alıp parmaklarımla oynamaya başladı.
"Onlar parmaklarım oluyor." dedim gülerek. Bu hareketleri yapması tuhaftı. Ve açıkçası, tatlıydı da...
"Acıyan yeri bulmaya çalışıyorum." dedi. Bileğime doğru indiğinde hafif bir çığlık attım. Gözleri gözlerimi buldu ve ayağa kalktı.
"Sargı bezi var mı?" dedi. O neydi ya?
"Banyo dolabında olabilir." dedim. Şu incindiğinde sarılan şeyi hatırladığımda. Odamdaki banyoya açılan kapıyı açtı ve görüntü alanımdan kayboldu. Geri geldiğinde elindeki beyaz şeyi gösterdi. Gülümseyip dilimin ucunu ısırdım. Başım hafif meşrepti.
Bileğimi merkez alıp sarmaya başladığında acımı unutup yüzüne baktım. Oldukça yakınımdaydı ve ben onun parfümünün kokusunu alabiliyordum. İlk defa ondan yayılan bir kokuyu şimdi keşfediyordum. Sert bir kokuydu ama hiçbir şeyle karşılaştıramıyordum. Neye benziyordu? Daha önce nasıl fark edememiştim?
Başka şeyler düşünüyorsun. Neden olacak?
İç sesime gözlerimi devirdim ve susarak ona trip atmaya başladım.
Gerçekleri reddedemezsin.
İç sesim konuşsa da tınlamıyordum. Ensar'a bakmaya başladım. Büyük bir ilgiyle elimle ilgileniyordu. Yataktan kalkınca bile mükemmel kokan bu çocuk...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne Masalı
RomanceIssız bir yolda ilerlerken kenarda kuru çalıları fark edersin bazen... Öldüklerini görürsün. Yanından öylece geçmen büyük hata olur. Durur ve dokunursun yumuşak parmak uçlarınla. Belki dağılır küçük hareketinle çiçekler. Eğilir yanlarına açma...