24.Bölüm "Ben... Ölmek?"

597 20 6
                                    

24.Bölüm
“Ben… Ölmek?”

AŞKIN

     "Aklında soru mu biriktiriyorsun?"

     Gözlerimi arabada yankılanan sesin kaynağına çevirdim. Ensar yola bakıyordu.

     "Sustun da..." diye devam etti cümlesine. Omuz silktim.

     "Yoo... Soru yok. Akışına bırakacağım." dedim gülümseyerek. Suskunluğumun sebebi Berk'ti. Onunla evlenmezsem etrafımdaki insanları öldüreceğini söylemişti. Gözlerimi kapatıp cama yasladım başımı.

     Cidden bunu yapar mıydı? Bu kadar cani olabilir miydi? Aslında diğer ortakların işini bitirdiklerine göre... Ben daha mı kolay olurdum? Ben böyle mi ölürdüm?

     "Saçma şeylerden bile bahsedebilirsin Aşk. Konuşsan?" dedi Ensar. Derin bir nefes aldım. Gözlerimi Ensar'a çevirdim. Bakışlarını birkaç saniyeliğine yoldan ayırıp bana çevirdi.

     "Hadi Aşkın. Konuş işte. Mesela... Berk ile yaptığın işten bahset." dediğinde gözlerimi devirdim.

     "Aklın fikrin onda mı?" dedim. Evet. Ensar'cım. Ben evleniyorum. Düğünüme seni de bekleriz...

     "Rastgele söyledim. Ee? Nasıl bir işti?"

     "Ben asla kabul etmezdim. Anlaşma yaptığımız şirket berbat." dedim. Anlaşma yaptığım adam berbat!

     "Hımm... İş konuşmasından nefret ediyorsun anlaşılan." dedi başımla onayladım ve başımı cama yasladım. Ensar'la vakit geçirmek harikaydı. Cidden çok rahatlatıcı konuşuyordu.

     Ah, bir de o sesi vardı.

    Gözlerimi hızla akan şeritlere çevirdim. Dümdüz yapsanıza şunları! Niye kesik kesik! İnsanın başı dönüyor.

     "Hadi in."

     Kaşlarımı çatıp Ensar'a baktım.

     "Ne?" dedim. Gülümseyerek baktı ve arabadan indi. Ben de peşinden indim.

     "Ne oluyor Ensar?" dedim. Gülümseyerek baktı ve elimden tutup çekiştirmeye başladı. Ayağımdaki topuklularla tökezleyerek de olsa peşinden ilerlemeye başladım.

      "Acı buraya kadar..." dedi. Anlamadığımı belli edercesine bakarken bir binadan giriyorduk. Neresi olduğuna bakamadan beni bir odaya soktu. Ve kendisi çıktı.

     Ne olduğunu anlayamadan çevremi birkaç kadın sarmıştı. Üzerimde bir gelinlik vardı ve saçlarım dağınık topuz yapılmıştı. Kadınlardan biri küçük bir taç iliştirdi saçıma.

     "Çok güzel bir gelin oldun." dedi. Olayı şimdi kavramaya başlamıştım. Biz evleniyorduk! Ama Berk ne olacaktı? İşler iyice kızışacaktı.

     Kadınlardan birinin beni itelemesiyle kapıya yöneldim.

     Kalbim hızla çarpmaya başladı. Ensar karşımdaydı. Alnına doğru hafifçe uzayan saçlarını dikleştirmişti. Üzerinde siyah bir takım vardı. Tamamen simsiyahtı. Karşımda dik bir şekilde duruyordu. Kolunu bana doğru uzattı.

     Koluna girdiğimde gülümsedi ve kulağıma doğru eğildi.

     "Çok güzel bir gelin olmuşsun." dedi. Başımı hafifçe eğdim. Utanmıştım.

     Büyük bir kapıdan içeri girdik ve boş masaların arasında yürüyerek nikah masasına ilerledik.

     "Bu kadar acele etmeseydik." diye mırıldandım. Masalar  boştu ve bu benim çağırmak istediğim kişileri hatırlatıyordu.

Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin