14.Bölüm"Bilmiyorum..."

695 32 14
                                    

Bu bölümü bana olan desteğinden dolayı HilalNur'a ithaf etmek istiyorum. Teşekkür ederim..

14. Bölüm
"Bilmiyorum..."

AŞKIN

     Ellerim yumuşak yatağı kavradığında gözlerimi açtım. Hızla ayağa kalktım. Bilmediğim bir yer olmasına rağmen yadırgamamıştım. Odanın kapısına ilerleyip tam açacakken kapı kendiliğinden açıldı. 

     "Nasılsın kızım?"

     Karşımda annem duruyordu. En son hatırladığım haliydi. Başında kırmızı bir bandaj vardı ve sarı saçaları boynunu çevreleyerek akmıştı.

     "Anne?" diyebildim titrek bir sesle. Gülümsedi. Üzerime doğru yürümeye başladı.

     "Berbat bir çocuktun sen! Geceleri ağlamaktan uyutmazdın kimseyi! Ne lanet bir çocuktun! Senden her zaman nefret ettim!" diye bağırarak üzerime geldikçe yavaşça geriliyordum. Ağlamaya başlamıştım.

     "Anne..." diyebildim sadece. Sesim titreyerek çıkıyordu. Bir hıçkırık krizi boğazımdaydı.

     Annemin öfkeyle ve ölümle bakan gözleri hiç değişmeden bedeni değişti. Karşımda babamı görüyordum şimdi.

     "Seni beslemek benim suçum muydu? Yalnış olduğunu her zaman biliyordum. Seni öğrendiğim gün, annenin karnından söktürtmeliydim! Ama ne yaptım? Kendi mezarımı  kendim kazdım. Sen bir katilsin!" diye bağırdı babam. Ağlamaya son hız devam ederken hala üstüme geliyordu. Geriledikçe geriliyordum.

     "Sen de p*çin tekiydin! Ama haklısın! Sadece sen ölmeliydin aslında. Deniz yaşasa da olurdu!" dedim. Sesim çıkabildiği kadar çıkmıştı.

     Babam şekil değiştirdiğinde gördüğüm beden hıçkırıklarımı salmama sebep oldu. Mavi gözleri parlıyor, masumca gülümsüyordu.

     "Aşkın?" dedi Deniz. Başımı iki elimle kavradım ve iki yana salladım. 

     "Gerçek olamaz bu! Öldünüz siz. Öldürdüm seni!" diye sayıklamaya başladım ve uzun bir çığlık attım.

     "Suçumu söyler misin Aşkın? Senin kadar ben de kurban değil miydim? Nden öldürdün beni? Neden?" 

     Saçlarımı koparırcasına çekiyordum.

     "Özür dilerim. İstemedim! Seni öldürmeyi istemedim! Tamam biraz istedim ama beraber ölecektik. Ben de ölecektim. Ama pencerem açık kalmış! Kapalı olduğuna emindim. Ama ilahi güç gibi! Hayatta kaldım, özür dilerim."

     Üzerime doğru geliyordu. Geri adım attığımda, rüzgarı nefesimde hissettim. Çok yüksek bir yerdeydik.

     "Şu suratımı görüyor musun Aşkın? Ölmemiş olsaydım 18'imde böyle görünecektim. Bence sen de ölmelisin."

     Yüzünü incelediğimde bebek yüzünü eskide bırakmış olduğunu fark ettim. Daha sert bir kimlik kazanmıştı. Mavi gözleri her zamanki gibi sakindi. Saçları kısa ve bakımlıydı.

     "Sen gerçek değilsin!" dedim inlercesine. Gülümsedi.

     "Ensar daha mı gerçek? Öldürülmeye değer mi bari?" dedi alayla. Şoka uğradım.

     "Ensar mı?" diyebildim yalnızca. Kelime bir o kadar yakınken bir o kadar da uzaktı. Deniz üzerime yürümeye başlamıştı.

     "Ölmelisin. Öleceksin." dedi. Bir adım daha geriye gittiğimde boşluğu hissetmiştim ki birisinin kolumdaki elleriyle dengemi buldum.

Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin