25. Bölüm
"Lanet Olsun."AŞKIN
"Şimdi soru vakti..."
Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Şimdi mi soru vaktiydi?
"Soru sormak istemiyorum." dedim yanıt olarak. Garsonun önümüze bıraktığı menüye bakmaya başladım. Şiparişimi verdiğimde Ensar menüye bakmadan sipariş vermişti bile.
"Buraya sık gelir misin?" dedim. Gülümseyip başını yavaşça salladı.
"Soru sormak istiyormuşsun anlaşılan. Cevap veriyorum, senden önce bir kızla sürekli gelirdim." dedi. Kaşlarımı çattım.
"Kulübe çok çıtır geliyor olsa gerek..." dedim. Alayla gülümsedi.
"Yani evet. Kulübe çok çıtır geliyordur eminim. Ama buraya geldiğim kız ev çıtırıydı. Kardeşimdi." dedi. Kendimden utandım bir an. Ne salaktım ben? Buket'ten bahsediyordu.
Önümüze yemeklerimiz getirilmişti. Çatalımı alıp yemeye başladım.
"Ne oldu ona?" dedim. Yüzünü buruşturdu. Çatalını ağzından çekti ve lokmasını sindirdikten sonra konuştu. "Bir trafik kazasıydı... Sahildeydik ve birden yola koştu."
Başımı usulca salladım. Üzerine gitmek istemiyordum. Ama lanet olsun ki onun hakkında bildiğim şeyler çok kısıtlıydı. 20 yaş. Ensar Soydan. Gece kulübünde bir iş. Kardeşi kazada öldü. Annesi ve babasından nefret ediyor. Bir gün ansızın peşime takıldı. Kavgacı... Yakışıklı... Çekici...
Başımı iki yana salladım ve bildiklerimin arasına siyah rengi sevdiğini ekledim.
"Neden yola koştu?" dedim. Ensar'ın arkasında onu kovalarken görmüştüm. Omuz silkti.
"Çocuk işte." dedi. Kaşlarımı çattım. Bir şeyler daha vardı ve ben daha ileriye gitmeyecektim. Aklıma Sena'nın sorusu geldi.
"Beni nereden buldun?" dedim konuyu değiştirerek. Yemeğini yemeye devam ederken gülümsedi.
"Yolda."
Gözlerimi devirdim.
"Yolda yürüyordum ve sen sırtımda mavi rengi sevdiğimi, Deniz diye bir sevgilim olduğunu, psikoloğa gittiğimi mi öğrendin?" dedim. Hızlı konuşmuştum ama öfkeli değildim. Çatalının üzerindeki eli dondu ve bakışlarını bana çevirdi.
"Deniz kim?" dedi. Konuyu değiştir Aşkın. Konuyu değiştir!
"Sorularım bitmedi." dedim. Tek kaşını havaya kaldırdı ve sırtını geriye yasladı.
"Soru vakti dediğimde ikimiz de soracağız anlamında demiştim. Şimdi şöyle yapıyoruz. Cevaba cevap." dedi. Bakışlarımı dikleştirdim.
"Öyle olsun Ensar. Önce sen cevapla." dedim. Başını alayla gülümseyerek iki yana salladı.
"Ben bir soru yanıtladım zaten. Sıra sende. Deniz kim?"
Derin bir nefes aldım. "Eski sevgilim." dedim. Düzeltmek için atladım "Yani öyle değil. Kardeşim." Yine düzeltmek için atladım. "Bak tuhaf görünecek ama karışık olaylar..." dedim. Kollarını iki yana açıp gösterdi.
"Acelem var gibi mi duruyor?" dedi. Anlatsam beni yargılar mıydı?
"Deniz, ben altıncı sınıftayken bizim sınıfa geldi. Sonra bir oyun yüzünden çıkmaya başladık. Sonra gerçekten çıkmaya başladık ama gerçek gibi hissetmedim. Ters giden şeyler vardı. Neredeyse gelmesinden bir yıl sonra... Yedinci sınıfın sonlarında babam beni odasına çağırdı ve bir kadından oğlu olduğunu söyleyip karşıma Deniz'i dikti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nesil Serisi 1; Kıyıdaki İki Tekne Masalı
RomanceIssız bir yolda ilerlerken kenarda kuru çalıları fark edersin bazen... Öldüklerini görürsün. Yanından öylece geçmen büyük hata olur. Durur ve dokunursun yumuşak parmak uçlarınla. Belki dağılır küçük hareketinle çiçekler. Eğilir yanlarına açma...