Lunapark'ta inanılmaz derecede eğleniyordum! Nereden ve ne zaman bulduğunu bilmiyorum ama León'un elinde biletler görünce şok olmuştum.
"Eee, şimdi nasılsın?"
"Harikayım! Nasıl buldun biletleri?!"
"Yarın senin doğum günündü ve bende en erken kutlamak istedim. Kötü mü olmuş?"
"Unutmamışsın."
"Neyi?"
"Doğum günümü. Hediye harika! Canım 'arkadaşım' benim!"
" 'Arkadaşım'?"
"Biz arkadaşız León."
"Bir süreliğine" deyip, göz kırptı.
~
"Daha ne yapalım?"
"León, çok geç oldu. Yarın gösterimiz var ve biz uyumuyoruz. Dansımız da çok zor. Bence artık eve gidelim."
"Ben gösteriyi unutmuştum. Seni evine bırakayım en iyisi."
"Tamam."
" 'Tamam' mı?"
"İstemiyorsan kendim de gidebilirim, sorun yok." Yalan söyledim. Vardı işte! Güzel güzel vakit geçirdik ve şimdi o beni eve bırakmak istemiyor.
"Hayır, öyle düşünme. Tabii ki bırakırım da şaşırdım."
"Neden?"
"Zorladığım zamanlarda bile kabul etmezken, şimdi ben sormadan kabul ettin."
"Ne diyebilirim ki? İnsanları şaşırtmayı seviyorum."
"Belli."
"Laf mıydı bu şimdi?"
"Kısmen."
"Söylememişsin gibi yapacağım."
"Sen bilirsin."
~
"Yarın görüşürüz. İyi uyu da, bende rezil olmayayım."
"Asıl sen iyi uyu. Provalarda nasıldın, gördük"
"Sinirim bozuktu tamam mı?! Hem senin bu davranışından nefret ediyorum ya!"
Yüzü düşmüştü. Sanırım çok fazla tepki gösterdim. Ama hak etti!
"Kırdıysam özür dilerim."
"Bir kere kırmadın ki. Eskileri saysam sabah olur. Ve bugünküler. Önceden bana hiç laf sokmazdın sen. Ne değişti?"
"Sen!"
"Ben hala aynı, benim!"
"Değilsin, Violetta! Eski Violetta'nın yakınından bile geçmiyorsun! Bakışların bile değişikken, nasıl senin istediğin León olabilirim ki?!"
"Çok basit! Sadece insanları kırmaktan vazgeç!"
"Vazgeçersem, benimle olur musun?"
"Hayır."
"Neden?"
"Çünkü, Diego'yu seviyorum ve o üzülmeyi hak etmiyor. Sen yokken, o vardı. Mutluluğumu ona borçluyum. Çok mutlu etti mi? Hayır. Çünkü sen beni mutlu olmaya küstürdün. Anladın mı şimdi seni neden istemediğimi?"
"Beni istiyorsun ama eskiye dönmekten korkuyorsun."
"Korkmuyorum."
"Korkmasaydın, seni öptüğümde ağlamazdın."