81.Bölüm

1.3K 37 3
                                    

León'dan;

Sabahtan beri portakal arıyordum. Nasıl bulacaksam artık? 

Violetta Hanım, aşerecek başka bir şey bulamadı! Yaz olacak, kış meyvesi arıyorum. Bin pişman etti beni sevinmeme.

Franco'da arıyor portakal. Her on dakikada bir, arıyoruz birbirimizi ama bulabildik mi? Hayır.

~

Violetta burun kıvırıp, "İstemiyorum," dediği anda, beyin hücrelerim birleşti! Sabahtan beri aradım, nihayet bulduğumda da 'İstemiyorum' dedi! İnanılır gibi değil ya!

L: "Violetta ye şunları."

V: "Canım istemiyor."

F: "Kızım, delirtecek misin bizi? Aramadığımız yer kalmadı bulana kadar!"

V: "Tamam. Canım istediğinde, yerim. Şimdi puding istiyorum ben."

Kafama bir şaplak atıp, "Peki," dedim. İyi ki önceden aldığım pudingler duruyordu da, yapabilirdim.

Mutfak dolabını açtığımda, boş olduğunu fark ettim. Pudingler?!

L: "Pudingler nerede?!"

V: "Ah, doğru! Dün akşam canım istemişti de, yedim."

L: "Beş paket vardı orada ama?"

V: "Biliyorum."

İçim daralmaya başladı. Saatlerce portakal için gez, yemesin; puding istediğinde de, önceden bitirdiğini söylesin. 

Kollarımı sıvayıp, portakalları elime aldım.

V: "Ne yapıyorsun ya?!"

L: "Bunları yiyeceksin."

V: "İstemediğimi söylemiştim."

L: "Sence umurumda mı? Pudingleri yemeden önce düşünecektin."

Kabuklarını bile soymadan, Violetta'ya doğru ilerledim. Kaçacak yeri de yoktu, çünkü Franco'da bileklerinden tutuyordu onu.

Bağırarak, "Bırakın," diyordu. Onun bu haline acımıştım. Bende mutfaktan bıçak aldım ve portakalların kabuklarını soymaya başladım. Soyduğumda, hiçbir şekilde kaçamazdı. 

V: "Franco, bileklerim acıyor!"

F: "Bize ne? Yiyeceksin onları!"

Kurtulmaya çalıştıkça, daha da sıkı tutuyorduk. 

L: "İşte hazııır!"

Ağzına yaklaştırdığımda, dişlerini sıkmaya başladı. O inat ediyorsa, bende inat ediyorum.

Nihayet ağzını açtığımda, hemen portakalı tıktım ağzına. Franco'da, bileklerini bıraktı. O portakalı yiyene kadar ayrılmadık başından.

Bitirdiğinde, "Çok adisiniz," dedi. Huyumuz kurusun.

~

Violetta'dan;

Zorla portakal yedirdiler ya! Hatta yedirmek değil, boğmaktı bu. Bir insan, hamile sevgilisine zorla portakal yedirir mi? Tamam, kaşınmış olabilirim ama böyle yapmamalıydı. Franco'dan da bunun hesabını soracağım!

F: "İyi misin?"

V: "Hıı... harikayım! Altı üstü boğulacaktım, o kadar. Sorun yok dimi?"

F: "Ama sen kaşındın."

V: "Olabilir."

León, gülmeye başladı. Hemde durup dururken. 'Onun bu haline gülmeli miyim?' diye düşünürken, Franco'da gülmeye başladı. Nasıl insanlarla yaşıyorum ben böyle...

♪ ♫ GEÇMİŞİN İZLERİ ♫ ♪ |2.KİTAP|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin