Acilen yarım saat içinde yemek yapmam gerekiyor! Çünkü León'un annesi Santiago'dan dönüyor! Ve León'da annesini karşılamak için gitti. Bende çaresiz çaresiz, tek başıma yemek yapmaya çalışıyorum. Yazık bana...
Saatlerdir uğraşıyordum ama bir türlü beceremedim. Ve son yarım saat... Ah, sinir krizi geçirmek için yarım saatim varmış! Tabii rezil olmak içinde.
~
Emesta Hanım, yemeği çok beğendi. Teşekkür etmiş olsam da, o yemeği ben yapmamıştım.
Baktım beceremiyorum, bende lokantadan sipariş ettim. Şu ana kadar da belli olmadı zaten. Hı hı hı...
E: "Ellerine sağlık kızım. Gerçekten harikaydı."
V: "Çok teşekkür ederim, Emesta Hanım."
León, tip tip bakıyordu. Büyük ihtimalle anlamıştır ama belli etmiyordur.
E: "Sizinle bir şey konuşmak istiyorum. Vaktiniz var mı bakalım?"
León'la birbirimize baktık ve başımızı olumlu anlamda salladık. Hep beraber salona gidip, koltuklara oturduk.
E: "Öncelikle...geçmişte kötü anılarınız oldu, farkındayım ama tekrar birleştiniz. Oğlumun ameliyatında ben yoktum, sen vardın. Bunun için teşekkür ederim. Size bir şey söyleyeceğim. Bunu iyice düşünün. Yaşınız gereği de kendinize dikkat edin."
L: "Anneciğim ne söyleyeceksen, söyler misin?"
Onlardan izin isteyip, su almaya gittim. Bardakla geri döndüğümde, Emesta Hanım konuşmaya başladı:
E: "Peki peki. Çok gençsiniz. Bu yüzden de hatalar yapabilirsiniz -ki bu çok normal. Size söyleyeceğim şu: Hormonlarınızın kurbanı olup, evlenmeden öyle bir şey yapmayın."
Elimdeki bardağı az kalsın düşürüyordum. León'da bön bön bakıyordu.
Panik dalgası, tüm vücudumu ele geçirmek üzereydi. Ya öğrenirse? Ya kızarsa? Ya hamile filan kalırsam? Ağh, kahretsin! Böyle şeyler düşünmemeliyim!
Bir yerde de okumuştum: Neyin olmasından korkarsak, o gerçekleşirmiş.
Korkma Vilu, korkma. Olmaz.
Elimde bulunan bardaktaki suyu bir dikişte bitirdim. Bardağı masaya koyup, boynumu kaşımaya başladım. León'da korkmuş gibiydi. Bir keresinde, annesinin çok sinirli olduğunu ve evlilik öncesi böyle şeylerin olmasını kesinlikle istemediğini söylemişti ama biz ne yaptık? Onu ve düşüncelerimizi umursamayıp, o işi hallettik. Aferin bize!
E: "Beni duydunuz mu çocuklar?"
León'la başımızı salladık.
E: "Violetta burada mı kalıyor?"
L: "Evet. Sen yoksun diye yalnız kalmak istemedim. Birlikte kalıyorduk."
V: "Bugün gidebilirim isterseniz?"
E: "Saçmalama! Gece gece nereye gideceksin?!"
L: "Anne...sana bir şey söylemem lazım..."
Hızla León'a döndüm. Ne söyleyecekti ki?!
E: "Söyle bakalım."
L: "Violetta ve ben..."
Kalbim, içeride can çekişiyordu. Eminim terlemeye başlamıştım. Bunu anlamakta zor değildi zaten. Çünkü ilk ellerim terlemişti.
E: "Evet?"
L: "Eee...aynı yatakta yatıyoruz."
Emesta Hanım bir an dondu. Sonra bana ve León'a baktı. Gözlerini kısıp, "Hım. Tamam. Birlikte uyuyun ama sadece uyuyun!" dedi.