64.Bölüm

1.5K 39 0
                                    

Violetta'dan;

Emesta Hanım geldikten sonra, evime döndüm. Canım öyle çok sıkılıyordu ki...
Her gün León'la konuşuyoruz ama hiçbir konuşmamız, beraberken ki gibi değil. Annesi de salmıyor dışarıya. Yani, eve kapatılmış kız çocukları gibi. Eski halim gibi...

Telefonumun 'Habla Si Puedes' melodisini duydum. Arayan belliydi zaten, León.

V: "Merhaba."
L: "Merhaba. Nasılsın?"
V: "İyi değilim..."
L: "Bende...Kendimi hapse alınmış biri gibi hissediyorum. Sende gittin zaten."
V: "Dayan azıcık. Geçeceğine eminim. Hem bugün, grup toplantısı var."
L: "Evet ama annem, Marotti'yle konuştu. Gidemiyorum."
V: "Yok artık! Resmen, benim eski halime döndün."
L: "Biliyorum. Tek çıkar yolda sinir bozucu."
V: "İkna olacaktır."
L: "Asla olmaz."
V: "Bugün kızlarla buluşacağız."
L: "Bensiz..."
V: "Biliyor musun? Benim için sevgililerinden vazgeçtiler."
L: "Nasıl yani?"
V: "İkimizin durumunu öğrendiler. Bugün, hepsinin randevusu varmış ama iptal ettiler. Bu iğrenç hissettiriyor."
L: "Tahmin edebiliyorum. Çok eğlen olur mu?"
V: "Elimden geleni yaparım."
L: "Seni çok seviyorum Kraliçem."
V: "Bende seni çok seviyorum."
L: "Eee...?"
V: "Ne 'eee...'?"
L: "Bana 'sevgilim','aşkım'...filan demen gerekiyordu."

Kıkırdadım ve, "Seni çok seviyorum Öküz Prensim," dedim.

L: "Öküz mü?! Ben, öküz müyüm?"
V: "Değil misin?"
L: "Ne öküzlüğümü gördün?"
V: "Şimdi bütün hepsini saymak istemiyorum."
L: "Örnek versen?"
V: "Annenin geldiği günden sonraki gün, bacağımdan çekerek kaldırdın beni."

Bir süre sustu.

L: "Ah! Ben, onu tamamen unutmuştum."
V: "Belli."
L: "Şimdi?"
V: "Sanırım...kapatma zamanı..."
L: "Maalesef...Seni çok çok öpüyorum."
V: "Ben daha da çok öpüyorum."
L: "Hoşça kal..."
V: "Sende..."

Telefonu, gözyaşlarımı bastırabilmek için hemen kapadım ve bir peçeteyle, azıcık akan yaşları sildim. Biz, bunu hak etmiyorduk.

~

V: "Kızlar hiç havamda değilim. Alışverişle de uğraşamam."

Son bir saattir canım çıktı! Oradan oraya koşturup durdular. Bende mecburen arkalarından gidiyordum.

Ludmi: "Vilu! Mızmızlık yapma! Gideceğiz işte!"

İsyan edercesine inledim ve peşlerine takıldım. Gerçekten çok yorulmuştum ama!

Fran: "Hızı yürümezsen, arkandan itiririz!"
V: "Ama çok yoruldum."

Hepsi, korkunç bir bakış attılar. Fran da bana iyice yaklaşıp, kolumdan çekmeye başladı.

~

Elime zorla tutuşturdukları bir elbiseyi giymek için soyunma kabinine gittim.Elbise, bana çok abartıydı. Yeşil renkten nefret ediyorum!
Kendi elbisemin fermuarını açmaya çalışırken, bir el sırtıma dokundu. Korkuyla çığlık attım.

"Şşştt! Sessiz ol güzelim!"

Gözlerimiz buluştuğunda, bu seferde mutluluktan çığlık attım.

V: "León!"

Ona sıkıca sarıldım! Nasıl da özlemişim...
Ayrılmadan önce, kokusunu bol bol içime çektim.

V: "Nasıl çıkabildin evden?"
L: "Annem bıraktı."
V: "Ne? Nasıl?"
L: "Günlerdir doğru düzgün yemek yemiyordum, uyuyamıyordum, odamdan çıkmıyordum...Annemde korkmuş, bıraktı. Özgürüm artık."

Bir kez daha çığlık atıp, sarıldım ona.

L: "Çığlık atma!"
V: "Peki peki."
L: "Fermuarını mı açıyordun?"
V: "Açamıyordum, boğuşuyordum. Açılmıyor!"

"Dur bir de ben deneyeyim," deyip, elini sırtıma götürdü. Buz gibi ellerini...

V: "Ellerin buz gibi!"
L: "Kusura bakma."

Bir dokunuşta, fermuarı açtı. Refleks olarak, elimdeki YEŞİL elbiseyi üstüme tuttum.

L: "Yine mi?"

Kaşlarımı 'üzgünüm' anlamında kaldırdım.

L: "Ben gideyim o zaman."
V: "Kabinin dışına git ama!"
L: "Tamam."

Kabinden çıktı. Büyük bir nefes alıp, elbiseyi giydim.
Aynada kendime baktığımda, tam bir faciaydı! Nasıl giymemi isterler bu elbiseyi?!
Gözlerimi kapatıp, kabinden çıktım. 
Gözlerimi açtığımda, hepsi bana bakıyordu.

V: "İğrenç olduğunu biliyorum."
Cami: "Bu mu iğrenç?"
V: "Evet?"

Cami yanıma gelip, elindeki elbise askısını kafama geçirdi.

V: "Ne yapıyorsun?!"
Cami: "Bu elbiseye çirkin dedin ya..."
V: "Ama çirkin."

Tekrar geldi, tekrar askıyla vurdu.

L: "Durun artık! Aptal yapacaksınız sevgilimi."
V: "Bana 'aptal' mı dedin?"
L: "Demedim. 'Aptal yapacaksınız' dedim."
V: "Ha çok fark etti."
L: "Sonuna da 'Sevgilim'i ekledim ama."

Kafamı sallayıp, gülmeye başladım. Kibar(!) öküzüm benim...

Ludmi: "Elbise gerçekten hoş ama. Sana da yakıştı."
V: "Gerçekten mi?"
Ludmi: "Gerçekten."
V: "Ama yeşil renkten nefret ediyorum."
Ludmi: "Biliyoruz ama gerçekten çok güzel oldu." 

Dudaklarımı büzdüm. Tekrar aynaya baktığımda, yakıştığını fark ettim. İlaç filan mı içirdiler acaba bana?

L: "Yapma şöyle."
V: "Efendim?"
L: "Sonra söylerim."

Elimi tuttu ve bizimle alışverişe başladı. Bizimle!

~

L: "Lütfen durun artık..."

İki büklüm olup, elleriyle dizlerini tuttu.

V: "Dayan biraz daha."
L: "Siz yorulmadınız mı ya?"
Fran: "Daha yeni başladık. Ne yorulması?"
L: "Yeni mi?! Üç buçuk saattir alışveriş yapıyorsunuz! Ben gelmeden önceyi de sayarsak, dört buçuk saattir."
Ludmi: "Sen karışma! Biz daha yeni ısınıyoruz."
L: "Violetta?"
V: "Bende çok yoruldum...aranızdan ayrılsak?"

Gözlerini devirdiler ve onayladılar. León'la birbirimize sarılıp, sevincimizi belirttik.
Kızlar gözden kayboluncaya kadar bekledik.

L: "Seni harika bir yere götüreceğim!"
V: "Nereye?"
L: "Sahilde bir yere."

Söyledi? Kesin bir şeyler var...

~

Elimden tutup, ateşin etrafında toplanmış olan grubun yanına götürdü beni.

V: "Burası çok güzel...ama neden geldik ki?"
L: "Şarkı söylemek için."

Genç ve GÜZEL bir kızın verdiği mindere oturduk. 
Biz şarkı söyleyenleri dinlerken, kızda bize bakıyordu. Özellikle de León'a. 
Bir an göz göze geldik ve sertçe baktım kıza. Utanmış olmalı ki, başını eğdi. Bir daha da bakmadı.

Adı Leonel ve oldukça yakışıklı olan bir genç -ki muhtemelen bizimle yaşıt- bana gülümsedi.

Leonel: "Birlikte şarkı söyleyelim mi?"

León'a baktığımda, çocuğu öldürecekmiş gibi duruyordu ama ona inat, "Olur," dedim.
Leonel, 'Nuestro Camino'yu çalmaya başladı. Ağh, bu olmak zorunda mıydı?!

'Birçok zamandır senin yanında yürüyorum
Hala tanıştığımız günü hatırlıyorum
İçimdeki aşk doğmuştu, gülüşün beni eğitmişti
Ondan sonra bulutlar her zaman güneş olacak

İtiraf etmeliyim ki sensiz devam edemem
Benim açımdan sen yoldaki ışıksın
Ruhum seni gördüğünden beri
Senin tatlılığın beni sardı
Eğer ben seninle birlikteysem saat durur

İkimiz onu hissediyoruz
Kalp bizimle konuştu
Ve bizim kulaklarımıza yumuşakça fısıldadı

Sana bakmak istiyorum, senin hayalini kurmak istiyorum
Her anı seninle yaşamak
Sana sarılmak istiyorum, seni öpmek istiyorum
Benim yanımda olmanı istiyorum
Aşk için ne hissediyorsam
Benim her şeyimsin

Sana bakmak istiyorum, senin hayalini kurmak istiyorum
Her anı seninle yaşamak
Sana sarılmak istiyorum, seni öpmek istiyorum
Benim yanımda olmanı istiyorum
İhtiyacım olan sensin
Niçin aşkı hissediyorum

Gözlerinde renkli dünyayı görüyorum
Kollarında aşkı buldum
O bana aynı şekilde bakacak mı?
O benimle birlikte olmak isteyecek mi?
Kalbinin benim için de attığını söyle

İkimiz onu hissediyoruz
Kalp bizimle konuştu
Ve bizim kulaklarımıza yumuşakça fısıldadı

Sana bakmak istiyorum, senin hayalini kurmak istiyorum
Her anı seninle yaşamak
Sana sarılmak istiyorum, seni öpmek istiyorum
Benim yanımda olmanı istiyorum
Aşk için ne hissediyorsam
Benim her şeyimsin

Sana bakmak istiyorum, senin hayalini kurmak istiyorum
Her anı seninle yaşamak
Sana sarılmak istiyorum, seni öpmek istiyorum
Benim yanımda olmanı istiyorum
İhtiyacım olan sensin
Niçin aşkı hissediyorum'

'Seni öpmek istiyorum' kısımlarında, daha belirgin bir şekilde söylüyordu. Ama çokta güzel söylemiştik.

Leonel: "Çok güzeldi."
V: "Evet...öyleydi..."

Leonel'in gözlerine bakmamaya çalışıyordum ama çekiyordu. Mecburen de bakmıştım. Keşke bakmasaydım...

L: "Vilu! Şimdi de biz söyleyelim mi?"
V: "Tamam."

León, gitarı aldı ve 'Voy Por Ti'yi çalmaya başladı. Ama bu çok saçma!

'En azından görünmez gibiyim,
Ve sadece anlıyorum bana ne yaptığını,
Bak bana iyice ve söyle,
En iyi kim?

Sana yakınken, dayanılmaz bir şey,
İnanılması güç bir performans gibi,
Bana bak iyice ve söyle,
En iyi kim?

Konuşalım bir zamandan,
Benim seni gördüğüm ama senin beni görmediğin,
Bu hikayede her şey karmakarışık,
Umurumda değil bu defa, senin için geliyorum.

Konuşalım bir zamandan,
Daima senin yakınında olacağım bir zamandan,
Beni görmesen bile, bak bana,
Umurumda değil bu defa senin için geliyorum.

Biliyorum bazı anlar vardır,
Mümkün gibi görünen,
Bir bakış, bir mimik,
Dayanılmaz olan,
Bak bana iyice ve söyle,
En iyi kim?

Farketmiyorsun,
Birbirinize uyumlu değilsiniz,
Gözlerinizdeki bağı çözün ve bakın,
Bak bana iyice ve söyle,
En iyi kim?

Konuşalım bir zamandan,
Benim seni gördüğüm ama senin beni görmediğin,
Bu hikayede her şey karmakarışık,
Umurumda değil bu defa, senin için geliyorum.

Konuşalım bir zamandan,
Daima senin yakınında olacağım bir zamandan,
Beni görmesen bile, bak bana,
Umurumda değil bu defa senin için geliyorum.'

Şarkı bittikten sonra León, Leonel'e gözlerini kocaman açarak baktı.

V: "Gidelim mi artık?"
Leonel: "Durun nereye?! Çok erken daha."

León, elimi sertçe tuttu ve, "Gidiyoruz!" dedi. 

Beni nazikçe yerimden kaldırıp, vedalaşma faslına bile izin vermeden çekmeye başladı. Ne bu kıskançlık böyle?!

V: "İyi misin?"
L: "İyiyim! Neden olmayayım ki?! Sevgilimin, başka birinden hoşlanmasını görmemden dolayı mı?!"
V: "Ne diyorsun sen ya?!"
L: "Şuradan uzaklaşalım, anlatacağım."

Oradan iyice uzaklaştık. Elimi bıraktı ve benden uzaklaştı. Neden ki?

V: "Ne oldu?"
L: "O çocuktan hoşlandın!"
V: "Saçmalıyorsun."
L: "Saçmalamıyorum! BİZİM şarkımızı söylerken, nasıl kendini kaptırdığını gördüm! Öpmeyle ilgili olan kısımlarda da sana bakıyordu! Gözlerini çekmedin ondan!"
V: "Saçmalamaya devam ediyorsun! Senin dediklerin olmadı!"
L: "Oldu! Kendi gördüğüme mi inanayım, üç kişiye de aynı anda aşık olan birine mi?!"

Hiçbir şey söyleyemedim. Sanki sesim gitmişti ve hiç konuşamıyordum gibi. Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Düşünüyorsa, ne zamandır?

L: "Özür dilerim."

Cevap vermedim. Onu haklı çıkaracak bir şey yoktu çünkü.

Gözlerini kaçırarak, "Bir şey söyle," dedi.

V: "Ne söyleyebilirim ki? Belki haklısın, belki değilsin ama kalbimi tekrar kırdın."
L: "Özür dilerim. Sadece...kıskandım..."
V: "Kıskanmanı gerektirecek bir durum yoktu ortada."
L: "Vardı. Sana öyle...aşık gibi bakıyordu ki...Sende gözlerini kaçırmadın."
V: "Kaçıramadım ki. Sanki...gözleri, gözlerimi çekiyordu."
L: "Hoşlandın ondan."
V: "Hayır! Ben sana aşığım..."
L: "Bana aşıksın ama ondan hoşlanıyorsun."
V: "Neyi değiştirir ki?"
L: "Bana olan duygularını..."
V: "İmkansız."
L: "Değil. Tomás'ta da , Diego'da da aynısı olmuştu."
V: "Ama yine birlikteyiz. Bizi kimse ayıramaz ki."
L: "Evet ama...seni kırabilirler."
V: "Umurumda değil."
L: "Sonra gidersin."
V: "Artık seni bırakamam."

Parmak uçlarımda yükselip, onun boyuna eriştim ve dudaklarına küçük, masum bir öpücük koydum. Tabii León, öpücüğün amacını değiştirene kadar...

L: "Kendini kanıtlamak için yapmıyorsun dimi?"

Başımı iki yana salladım. Gülümsemesine neden olmuştu bu.
Belimi tutup, arabasına doğru geri geri ilerletti beni. 

L: "Tekrar...?"

Başımı olumlu anlamda salladım. Arabayı çalıştırdı ve çok değişik, kimsenin olmadığı bir yere getirdi bizi.

V: "Çok ürkütücü bir yer ama amacımızla ne ilgisi var?"
L: "Burada."
V: "Ne?!"
L: "Benim evimde de olabilirdi ama annem var. Otelde olabilir ama bu seferde kendini kötü hissedersin. Bence en iyi yer."

Etrafa dehşet içinde baktım.

V: "Korkuyorum..."

Gözlerime baktı. Karanlıkta ne gördüyse artık, arabayı tekrar çalıştırdı. Yolda da annesini ve evi aradı.

L: "Bana gidiyoruz."
V: "Kesinlikle olmaz! Annen evdedir!"
L: "O eve değil ki."
V: "Hı?"
L: "Benim, annemden gizli aldığım bir ev vardı."
V: "Kız atmak için mi?"
L: "Hayır. Seninle evlendiğimizde, yerleşmek için. Ve bugün, oradaki ilk özel gecemiz olacak."

Bilinmeyen bir evi mi vardı? Daha neler öğreneceğim onunla ilgili acaba?

~

Arabadan indiğimiz gibi, beni öpmeye başladı. 
Rutin olan bacaklarımı, beline bağlama işlemini de yaptıktan sonra, içeriye girdik.

♪ ♫ GEÇMİŞİN İZLERİ ♫ ♪ |2.KİTAP|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin