Eve giderken, Marotti aradı ve mecburen stüdyoya gittim.
M: "Vilu, bu ne hal?"
V: "Ne varmış halimde?"
M: "Çok üzgün görünüyorsun, kızım. Kim üzdü seni?"
V: "Hiç kimse. Ne için çağırdın beni?"
M: "Klip için dansına çalışman gerek."
V: "Bugün olmasa?"
M: "Bir haftadan az kaldı çekimlere. Bugün olacak."
V: "Peki. Koreograf nerede?"
M: "Birazdan gelir."
Marotti gitti, bende üstümü değiştirdim. Sonra da pencerenin önündeki tabureye oturdum ve kollarımı dizlerimle birleştirip, kafamı da gömdüm.
~
Dans dersi bitmişti.
Ders bitmeden önce de Diego gelmişti.
D: "İyi misin? Güzel dans edemedin de."
V: "Çok mu kötüydü?"
D: "Yani...evet, bayağı. Sana ne oldu? Bana her şeyi anlatabileceğini biliyorsun."
V: "Her şey başlangıca döndü."
D: "Nasıl yani?"
V: "Buradan çıksak? Duvarlar üstüme üstüme geliyor."
D: "Tamam. Ama anlatacaksın!"
V: "Anlatacağım."
~
Diego'yla birlikte, daha önce gelmediğim bir parka geldik.
D: "Anlat bakalım."
V: "León...beni tekrar aldattı."
D: "Ne?! Yok artık ya! Seni üzmekten bıkmamış mı bu?!"
V: "Görünüşe göre..."
D: "Seni bu kadar üzmesine izin verme. Sanki hiç üzülmemişsin gibi yap."
V: "Söylemesi kolay...Bu...öyle can yakıcı bir şey ki..."
D: "Sana yardım etmemi ister misin?"
V: "Ne yapacaksın ki? Ya da ne yapabilirsin?"
D: "Bak şimdi..."
~
Diego'yla plan yaptık ve parktan ayrıldık. Onu çok özlediğim için, yolda sıkıca sarıldım ona. O da bana...
Diego'yu üzmüştüm ama anlayışlıydı ve çok iyi birisi...
Onu üzmekte ve ondan ayrılmakta büyük...çok büyük hata yaptığım kesindi.
~
Eve geldim ve hemen odama kapandım.
Günlüğümü yatağımın altındaki kutumdan çıkardım ve boş bir sayfasını buldum.
"Yine yaptı...Beni yine aldattı...
Bunun canımı ne kadar yaktığını bilmesine rağmen, tekrar aldattı beni. Bu haksızlık değil mi? Ben onun için Diego'dan ayrılayım. Hatta durup dururken aldatayım Diego'yu ama o ne yapsın? Beni elde edince, tekrar aldatsın. Bravo! Gerçekten bravo! Ama bunu, onun yanına bırakmamakta kararlıyım!"
Günlüğümü kapattım ve kutuya koyup, yatağın altına ittirdim.
Birden kapım tıklatıldı. Kim olduğunu da tahmin edebiliyorum.
L: "Violatta, konuşmamız gerek. Kapıyı açar mısın?"
Ses vermezsem, gider belki.
L: "Odada olduğunu biliyorum. Uyuyor olmanda imkansız. Lütfen aç şu kapıyı. Sana söylemem gereken bir şey var."
V: "Defol git. Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok benim artık."
L: "Var! Diego'yla, seni gördüm. Onun, senin aklına girmesini istemiyorum. Gerçekten göründüğü gibi değil."
V: "Ya bir git! Öpüştünüz ve geri çekilmedin! Ne anlatılabilir ki?"
L: "Bir şey var işte. Aç şu kapıyı ne olursun."
Gidip, kapıyı açtım.
V: "Her şeyi anlatmak için bir dakikan var."
L: "O kız, benim kuzenim Buena."
V: "Ne yani?! Kuzeninle mi öpüştün?! Ne biçim aileniz var be sizin!"
L: "Anladığın şekilde değil ya. Buena'yı teyzemler evlatlık aldılar. Bu yüzden de psikolojik sorunları oluştu. Bana da aşık...Kurtulmak için, geri çekilmemem gerekiyordu. Sende tam zamanında gelmesen olmuyor zaten."
V: "Ve ben buna inanacağım?"
L: "İnanıp, inanmamak sana kalmış ama şunu bil ki; ben seni bir kere kaybettim, ikinciyi göze alamam."
Odadan çıktı.
Şimdi ben ne yapacaktım ki?
Bir tarafta gördüklerim, diğer tarafta da León'un söyledikleri var...
~
Bir saat sonra filan, odadan çıktım ve televizyon koltuğuna kuruldum. Elimde de 'Söz Yaşlarım' kitabı vardı. Sonuna kadar da okumakta kararlıydım.
~
'21 Mart 2015
Violetta ve León'un ilişkileri artık ayrılamayacakları boyutlara gelmiştir.
León'un teklifi üzerine, Violetta, Öpücük Park'a gider. Elinde de Söz Yaşlarım kitabı vardır.
V: "Neden geldim ki buraya? Daha doğrusu; neden çağırdın?"
L: "Sadece bir dakika bekle."
Violetta bir dakika boyunca sabırsızca bekler.
Bir anda, karşılarında duran yapay ağaçtaki Noel Lambaları ışık saçmaya başlamıştır.
V: "Bu muydu? Güzelmiş."
L: "Daha olmadı."
Violetta biraz daha bekler.
Arkalarından birkaç çocuk gelir ve Violetta'ya gül verirler.
Violetta gülü alıp, León'a döndüğünde, León diz çökmüştür ve elinde de bir yüzük vardır.
L: "Senin için o kitabı yazan, bu Salak'la evlenir misin?"
Violetta'nın gözlerinden yaşlar süzülür ve 'Evet' anlamında başını sallar.'
Kitabı kapattım ve gözyaşlarımı sildim.
Bu kitabı gerçekten o yazmış. Her şeyi düşünmüş hemde...
Kitabı elime aldım ve hızla León'un odasına gittim.
Yatağa yatmıştı, arkası da dönüktü.
V: "León?"
Dönmedi.
Herhalde uyuyordu ama söyleyeceklerimi mutlaka şimdi söylemeliydim.
Yanına gittim ve uyandırmak için sarstım onu.
Gözleri yavaşça açıldı.
"Violetta?" deyip, elimdeki kitaba baktı. Sonrada her şeyi anlamış gibi gözlerini devirdi.
L: "Okumamanı söylemiştim."
V: "Dayanamadım. Zaten sana da kızgındım...Benim için bunları yapabiliyorsan...seni asla bırakamam ki."
Gözleri parladı ve gülümsedi.
V: "Ama bu, sana kızgın olmadığım anlamına gelmez."
L: "Yine de affedildim. Sorun çözülmüştür!"
V: "Seni çok seviyorum."
L: "Bende seni çok seviyorum, Meleğim."
Beni yatağa çekti ve dudağıma minicik bir öpücük kondurdu.