42.Bölüm

1.6K 41 0
                                    

"Hadi! Hadi! Hadi!"

León'u hastaneye getirmiştik.

"Hanımefendi, siz ameliyathaneye giremezsiniz!"

"Bırakamam onu! Lütfen bende geleyim..."

"Hanımefendiyi alabilir misiniz?"

"Ta-tabii."

Broduey ve Marco, beni tuttular ama ben León'a gitmek için çırpınıyordum.

"Lütfen bırakın beni! León! León, bensiz yapamaz! Lütfen bırakın! Bensiz yapamaz o..."

León, gözümün önünde, ameliyathaneye alındı.

Kapılar kapandığında yere çökmüştüm.

Fran ve Cami de saçlarımı okşuyorlardı.

"O, bensiz yapamaz Fran...ölür...Hasta da zaten."

"Toparlanır o. Yıllarca seni bekledi. Seninle evlenmeden, bırakmaz seni."

"Kalbi hasta onun...ya tekrar bir şey olursa?"

"Olmaaz. Hadi yolun ortasından kalkalım. Dimi, Cami?"

"Hı hı. Evet kalkalım."

"Ben kalkmayacağım. Burada oturup, León'u bekleyeceğim."

Fran ve Cami, erkeklere baktılar. Sonra da kollarımdan çekildim.

Sandalyeye oturttuklarında, orada ağlamaya devam ettim.

~

İki hafta geçmişti ve uyanmadı hala...

Doktorlar da olumlu cevap vermiyorlar. Hatta umutsuzlarmış.

Umutsuz olmalarına rağmen, León'u özel odaya aldılar -ki bundaki asıl neden; Yoğun Bakım'da başka hastalara yer kalmamasıydı. Ama yine de o makinelere bağlı...

Francesca, kapıdan başını uzatıp "Sana yemek getirdim." dedi.

"İstemiyorum."

"Vilu, günlerdir bir şey yemedin. Doktorlar, León'un seni duyabildiğini söyledi. Bunları duyuyorsa hiç uyanmaz. Seni, kemikleri çıkmış görmek istemez."

Bir süre León'a baktım ve yerimden kalkıp, Fran'ın yanına gittim.

"Neden uyanmıyor?"

"Çok yorulmuştur. Dinlenmek istiyordur. İyice dinlendiğinde uyanır."

"Diğerleri nerede?"

"Doktorlar fazla kişi istemedi."

Cevap vermeyip, elimdeki tostu yemeye başladım.

~

Odada, León'un elini tutmuş bir şekilde duruyordum.

İki haftadır o yeşilin en güzel tonu olan gözlerini, gamzelerini, gülüşünü göremiyorum ve çıldırmak üzereyim!

Sadece bir kıpırtı...tek isteğim bu, León...minicik bir kıpırtıcık...

İki haftadır doğru düzgün uyumamıştım ve gözlerim bana meydan okuyordu. 

Ya ben uyurken, León uyanırsa?! Ondan sinirimi çıkarmam lazım! Ne hakla bu kadar uzun süre uyuyabilir?!

Dayan Vilu...dayan...

Daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kapadım.

~

Francesca'dan;

Odaya girip, baktım. Ama hiç ses çıkarmamaya çalışarak, geri döndüm.

Vilu, León'un koluna sarılmış ve uyuyordu...

♪ ♫ GEÇMİŞİN İZLERİ ♫ ♪ |2.KİTAP|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin