Derin nefes al, ver; derin nefes al,ver... Son on beş dakikadır aynı şeyleri tekrarlıyordum. Ve, León'a yumruğumu geçirmek üzereydim. Böyle tuhaf tuhaf dersler almaya ne gerek var ki? Pilates dersleri de alacakmışım!
V: "León, yoruldum ben!"
L: "Daha on beş dakikadır yapıyoruz, ne yorulması?"
V: "Ama hep aynı şeyler!"
Öğretmenimizin uyarıcı sesiyle karşılaştık. "Lütfen sessiz olur musunuz?!"
Mecburen aynı şeyleri tekrarlamaya başladım. Tamam hamileyim de, bu kadarı da fazla ya! Hiçbir şey söyleyemeden, aynı tuhaflıkları yapmaya devam ettim. Keşke León'la yer değiştirsek. O, benden daha hevesli.
~
Nihayet ders bitmişti ama iki gün sonra tekrar gelecektik.
V: "Alacağın olsun ya! Böyle şeylerden nefret ettiğimi biliyorsun ve eziyet olsun diye yapıyorsun! Çok kötüsün!"
L: "Bebeğimizin sağlıklı olmasını istiyorum. Yarın da pilates dersin var. Tanınmış birini tuttum."
V: "İyi halt ettin!"
Su şişemi alıp, yürümeye başladım.
L: "Hey! Nereye?!"
V: "Üstümü değiştirmeye?"
L: "Peki. Görüşürüz."
V: "Altı üstü on dakikalık iş. O kadar bile sürmez yani."
L: "Olsun. Hadi giyin de, gezelim biraz. Temiz hava alırsın."
"Aldıracağım o temiz havayı sana!" deyip, soyunma odasına gittim. Göreceksin sen! Zorla getirdi ya!
~
L: "Ah, hadi ama!"
V: "Bir daha gitmeyelim lüüütfeeeen..."
L: "Gideceğiz. Hadi Franco'yu ara da, azıcıkta onun başının etini ye."
V: "Gerçekten mi?!"
L: "Evet, gerçekten."
Yerimde zıplayıp, León'u bol bol öpmeye başladım. Aşkım benim!
Beni kendinden uzaklaştırıp, "Üf, ara işte!" dedi. Onun bu haline güldükten sonra, tekrar öptüm. Sonrada telefonumu çantamın en dip köşesinden çıkardım.
V: "Alo, Franco? Lara'yla beraber, yanımıza gelebilir misiniz? Hayır bir şey olmadı! Sadece gezmek için. Ah, tamam."
Telefonu kapattığımda, hayal kırıklığına uğramıştım. Lara'yla beraber değilmiş. Hatta burada bile değilmiş. Birkaç haftalığına, Madrid'e dönmüş. Sebebini de söylemedi. Bizimle ilgili bir şey olup, olmadığını da çok merak ediyorum. Belki de kırılmıştır...
L: "Vilu?"
Düşüncelerimden sıyrıldım. "Hı?"
L: "Ne oldu?"
V: "Gelemiyor."
L: "Olsun. Sevgilisiyle kafa dinlemek istiyordur o da."
V: "Gelemiyor. Çünkü burada değil, Madrid'de."
L: "Ah, çok üzüldüm. Neden gitmiş ki?"
V: "Söylemedi. Hatta tersledi."
L: "Hım. Olsun! Mutlaka geçerli bir açıklaması vardır. Geldiğinde, öğreniriz."
V: "Öyle mi dersin?"
L: "Evet. Güvenmiyor musun bana?"
V: "Güveniyorum tabii ki!"