2. BÖLÜM

8.9K 321 30
                                    

Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹

Evime geldiğimde arabamı park ettim kontaktan anahtarımı çekip elime çantamı aldım ve arabadan indim. Kapıyı açıp içeriye girdikten sonra portmantoya çantamı astım ayakkabılarımıda çıkardıktan sonra salona geçtim. Kendimi salonun en sevdiğim bölümüne yani televizyonun önündeki üçlü koltuğa atmıştım. Bu gün yaşananları düşünürken aklıma son anda gelen telefon gelmişti. Acaba bu işe alınırmıydım? Nasıl bir iş olacaktı benim için? Çocukla ilgilenmek bana iyi gelecek miydi? Her neyse, neden bunu düşünüyordum ki zaten küçüklüğümden beri çocuklarla ilgilenmeyi seven bir insandım. Bu özelliğimi de babamdan almıştım. Babam her çocuğu severdi. Eskiden her ay, yetim veya öksüz çocuklara hediyeler alır onları mutlu ederdi.

Aklıma babam geldiğinde onları ne kadar özlediğim aklıma geldi. Daha fazla düşünerek kendimi yıpratmadan ayağa kalktım. Midem gurulduyordu. Galiba acıkmıştım. Adımlarının yönünü odadan mutfağa çevirdim ve atıştırmalık bir şeyler yemeye karar verdim. Tabağıma koyduğum atıştırmalıkların sonuncusunu ağzıma tıktığımda yavaş yavaş uykumun geldiğini anladım. Ağır hareketlerle tabağımla birlikte kalktığımda evet, ciddi anlamda uykum gelmişti. Mutfağa girene kadar kaç kez esnediğimi fazla üşenmekten sayamamıştım bile. Mutfaktan çıkar çıkmaz direkt odama yöneldim. Kendimi yatağa attığımda gözlerim çoktan kapanmıştı bile.

Şu an kalbim büyük bir heyecanla çarpıyordu. Acaba işe alınır mıydım?
Umarım alınırdım!

İş görüşmesi için arayan adamın verdiği adrese geldiğimde zile bastım ve bir süre sonra kapıda açıldı. Kapıyı şık giyimiyle tebessüm eden, benden beş yaş kadar büyük olan genç adam beni içeriye davet etti. İçeri geçip gösterdiği odaya girdikten sonra Biraz bekledikten sonra Savaş Bey'le görüşebileceğimi söyleyerek yukarıya çıktı. Neymiş efendim önce ona haber verilmesi gerekiyormuş. Falan filan. Yardımcısı gitmeden önce bunları söylemişti. Ben bunları düşünürken ne zaman geldiğini görmediğim bir çanalışa CVmi istedi.Elimdeki CV'yi verdikten sonra yukarı kata çıkıp gözden kayboldu....

Savaş Arıkan

Görevli den biri kapıyı tıktıkladı, ''Gir.''dedikten sonra görevli elleri önünde bağlı bir şekilde konuştu.
"Efendim dün akşam üzeri aradığımız bakıcı adaylarından birisi geldi. Aşağıda sizi beklediğini söyledim."dedi.
"Önce Cv'yi getirin. Eğer dikkatimi çeken bir şey olursa öyle aşağıya önerim."dedim sert bir şekilde.
"Peki efendim." Dedi ve CV'yi almak için aşağı indi.

Neredeyse iki dakika sonra kapı tekrar tıktıklandı,
"Gir."gelen görevliydi ve kafası önüne eğik bir şekilde yanıma yaklaştı,
"Buyrun efendim."dedi ve CV'yi uzattı. CV'yi aldıktan sonra arkamda beklemeye başladı, "Çıkabilirsin" dedim ve görevlinin çıkmasını istedim. Görevli çıktıktan sonra CV'nin kapağını açtım göz gezdirmeye başladım. Kızın adı soyadı çok dikkatimi çekmişti Yağmur Ünsal bu isim çok tanıdık gelmişti. CV'nin sayfasını çevirdim ve biraz daha incelemeye başladım. Annesinin adı Sıla, babasının adı ise Samed'di bu isimler bana çok tanıdık geliyordu ama...

Kâğıdın en altına baktığımda koyu renkle yazılar dikkatimi çekti. Yağmur, anne ve babasını bir sene önce kaybetmişti, anne ve babasının ölüm sebebi ise arabalarına açılan silahlı saldırı yüzündendi. İki saniyeliğine düşündüğümde bu Samed denilen herif, o piç Yağız'ın sağ koluydu. Bende o piçi bulamayınca, adamlarından başlayayım dedim ve Yağız'ın sağ kolu olan Samed'i öldürtmüştüm. CV'yi sert bir şekilde kapattım ve diyer sayfaları inceleme ihtiyacı duymadım.Yağmur'u her ne olursa olsun işe alacaktım. Yağız'ın nerede olduğunu biliyor olabilir, yerini bana söyleyebilir, onunla işim bittiğinde ise tıpkı anne ve babası gibi diğer tarafa bizzat kendi ellerimle yollayabilirdim.

GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin