25.BÖLÜM

3.6K 141 14
                                    

Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹  

Savaş'ın ne dediği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Ne daha yeni başlıyordu. Daha doğrusu, neye daha yeni başlıyorduk?

Savaş'ın kulağına ılık nefesimi üfleyerek tekrar bir soru yönelttim."Bu Yağız benden ne istiyor?" Dediğimde tekrar sinirlendirmiş oldum. "Beni, senden ayırıp yanına çekecek."
Sesinde küçükte olsa korku barındırıyordu. Bunu hissedebiliyordum. Üzmüştü, fakat siniride bir o kadar fazlaydı. Şu an mantığım ön plandaydı ve aklıma takılan bir kaç soru vardı. Yağız denilen pislik beni neden istiyordu? Tanımadığım bir adam beni neden yanına çekecekti?
Bunların hepsi bana çok saçma ve mantık dışı geliyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp savaş' a çimden geldiği gibi cevap verdim.
"Öyle bir şey olmayacak." Dedim net bir sesle kulağına fısıldayarak.

Beni seviyordu. İki gündür bana karşı çok farklı davranıyordu. Bir anda değişmesi garip geliyordu açıkçası. Aklıma bir soru geliyordu. "Beni kandırıyor olabilir mi?" diye. Fakat savaş'ın böyle bir şey yapmayacağına inandığim için aklımdan bu düşünceyi siliyordum.

Savaş'ın telefonunun çalması ile savaş, bir anda ellerini belimden çekti ve benden uzaklaştı. Kollarımı boynundan çektim ve kapıya doğru yöneldi. Bir yandan yürürken diyer yandanda elini cebine daldırdı ve cebindeki telefonu alıp odadan çıktı.

Ne konuşuyordu. Daha da önemlisi kiminle konuştuğunu merak ediyordum. Savaş'ı odada volta atarak beklemeye başladım. Aklımda hâlâ yağız denilen adam vardı.

On dakika sonra savaş odaya girdi ve tekrar yanıma yaklaştı. Merakıma yenik düşeker savaşa kiminle konuştuğunu sordum. "Adamlarımla." Dedi sorumu kestirip attı net bir şekilde.

Aklımdaki soruları bir nebzede olsa susturmak amaçlı savaş'a, "Sana bir şey soracağım ama sakin bir şekilde cevap ver. Sinirlenmek yok." Dedim yumuşak bur sesle. Emir verir bir sesle konuşursam soruma cevap vermezdi. Biliyordum.
"Yağız kim? Neden düşmansınız ve neden beni istiyor?" Dediğimde yatağa ilerledim ve narin bir şekilde oturup bağdaş kurdum.
Artık gerçekleri öğrenmek istiyordum. "Teker teker sor sorularını." Dedi ve savaş'ta yanıma oturdu fakat o, bağdaş kurmak yerine ataklarını uzattı. "Yağız kim?"
"Düşmanım."
"Peki neden düşmansınız?"
"Başka bir soruya geç. Bunu cevaplamayacağım." Dediğinde oyun bozanlık yaptığını söyledim "Başka bir soruya geç dedim." emrini verince "Benden ne istiyor?" Sorusunu sorduktan bir kaç saniye hiç bir şey söylemedi. "Benim olan herşeyi elimden almayı seven bir piç o. İlk önce babamı, sonra karımı aldı. Şimdide benim olduğun için seni istiyor." Dediğinde gözlerimi kocaman açtım ve bir kaç saniye öylece kaldım. Yağız denilen pislik savaş'ın babasını mı öldürmüştü. Savaşla aynı kaderi paylaşmak hem güzel hemde çok acı vericiydi. Fakat takıldığım bir konu vardı. "Yağız bunu niye yapıyor?" Diye sorduğumda biraz düşündü ve "psikopatta o yüzden."dedi açıklama yapmadan. Sanki çocuk kandırıyordu!...

Doğruyu söylemek gerekirse kaçamak cevabı beni birazda olsa kıllandırmıştı. Sıkılgan bjr tavır sergileyil "Bu günlük bu kadar soru yeter." Dedi ve ayağa kalkıl terasa doğru ilerlemeye başladı. Arkasından çıkmayı düşünmüştüm fakat biraz düşünüp bu öğrendiklerimi sindirmeden çıkmamayı karar verdim. Yatağa yatıp gözlerimi tavana diktim ve aklımın derin, karanlık ormanında yürüyüşe çıktım.

Bu ormanı birazda olsa özlemiştim. Gözlerimi bir noktaya odaklayıp adımlarımı ormanın derinlerine doğru atarken beynim az önceki duyduklarımı yankı halinde tekrar bana sunuyordu. Aklım karışmıştı. Tamam, yağız denilen pis herif savaş'ın babasını öldürmüş olabilirdi fakat gizemi nasıl yağız'ın olabilirdi?
Bir çok ihtimal vardı fakat gizem, savaş'ı yağızla aldatmış olabilirdi. Belkide bu yüzden düşmanlıkları başlamış, savaş'ın babası öldüren yağız, savaşla arasındaki düşmanlıklarını pekişmişti. Peki bu düşmanlığı başlatan neydi ve kimdi?
Bunu sadece savaş biliyordu. Bana anlatacağını sanmıyordum. Fakat bu konuyuda sadece savaş'tan öğrenebilirdim sanırım.
Beynimin " Benim olan herşeyi elimden almayı seven bir piç o. İlk önce babamı, sonra karımı aldı."
Gizem'i çözememiştim. Ama pek umursamadım çünkü babasını daha çok merak ediyordum. Yağız, savaş'ın babasını neden öldürmüştü?
Sağlam bir nedeni var mıydı?
Savaş, ne yapmış olabilirdi de yağız'ın canını bu kadar çok acıtıp savaş'ın babasını öldürmüş olabilirdi?
Yoksa yağız sırf savaş'ın canını yakmak için mı babasını öldürmüştü?

Bu aklımdaki soruların hepsine bir bir yanıt bulacağım hakkında kendime bir söz verdim ve savaş'ı düşünmeye başladı.

Bu kadar acılar çekmesine rağmen hâlâ ayakta durabiliyordu. Sağlamdı hayata karşı adımları. Bu hareketi kendine hayran bıraktıyordu açıkçası. Ona karşı duygularımın faklı bir gidişatı yetmiyormuş gibi beni kendi karanlığına çekiyordu.
Bu karanlık beni ürpertsede savaş'ın yanında olduğumdan dolayı korkmuyordum. Sadece ürperiyordum. Karanlık olan hayatı beni değiştirecekti bunu biliyorudum. Bu yüzden ona karşı duygularımın eskisi gibi olup, hiçbir şey hissetmemesini istiyordum fakat olmuyordu. Ona göre daha aydınlık olan hayatım, kara delik misali olan hayatına aşık oluyor ve her geçen gün biraz daha o deliğe yaklaşarak kendi içine çekiyordu. Biliyordum, o deliğe girdiğimde bir daha çıkış yoktu ve gitmeme asla izin vermeyecekti. Bunun farkındaydım...

=>=>=> DEVAM EDECEK =>=>=>

Yağız savaş'ın baş düşmanı, baştaki bölümlerde Yağız, Yağmur'un eski sevgilisi olarak geçiyordu. İki karakterin adı Yağız'dı karışıklık olmasın diye yağmur'un eske sevgilisinin adı artık Emre.

BU ARADA HAFTAYA BÖLÜM YOK.

GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin