18.BÖLÜM

4.3K 168 21
                                    

Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹

Bu mesajı atan kimdi?
Neden böyle bir mesaj atma gereği duyuyordu?
Savaş'tan ve benden ne istiyordu?

Başımı kaldırıp etrafa bakınmaya başladığımda Savaş'ın bıçak gibi kesen gözleri daha fazla etrafa bakmama izin vermedi. "Yüzünde yine güller açıyor." Sesinde alaycı bir tavır vardı fakat bu ses tonu bir anda gidip yerine daha sert bir ses tonu ile "Neler oluyor? Az önceki halinle şimdiki halin bir değil." Sanırım çok belli olmuştu sinirlerimin bozulduğu. Ama bozuntuya vermeden "Ne varmış hâlimde?"dediğimde sandalyesinden kalkıp bana doğru hızlı adımlarla yanıma geldive kolumu tuttu. Yüzüne "Ne yapıyorsun?" dercesine baktığımda "Kalk."dedi sertçe. "Bırak. Kalkmak istemiyorum." Sesimi yükselltiğimde Savaş'ın gözlerinden alev püskürttü adeta. "Bana sesini yükseltmeyi kes! Kalk diyorsam kalkacaksın. Zorlama." Kolum, Savaş sıktıkça daha çok acıyordu. O öyle yaptıkça onunla inatlaşıyor, kalkmak istemiyordum. "Bırak kolumu. Kalkmayacağım." Onunla inatlaşmamı sevmiyordu bunun farkındaydım fakat Savaş bana bu şekilde davrandıkça benim ona nasıl davranmamı bekliyordu?

Savaş kolumu yavaşça bıraktı o sırada kanımın damarlarımdan ilerlediğimi hissettim. Yanımda duran siyah renkli sandalyeyi çekip oturdu ve siyah renkli pantolonunun sağ cebindeki telefonunu çıkardı ve kamerasını açıp yüzüme doğru çevirdi. "Şu haline bir bak. Şimdiki Yağmur'la sabahki Yağmur aynı değil." Dediğinde sesi sert çıkmıştı. "Sana öyle geliyor." Dedim inkar ederek. Haklıydı. Tenim sapsarı olmuştu. Savaş bir anda kükredi. "Bana yalan söylemeyi kes. Neler oluyor?" Korkmuştum. Onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Artık kaçacak bir yerim kalmamıştı. Bir şey olduğunun farkındaydı. Fakat söylememek konusunda kararlıydım. "Söylemek istemiyorum." Dediğimde Savaş ayağını sandalyemin ayağına dolayıp kendine çektiğinde beni yanına yaklaştırıp nefesimi kesmemi sağladı. "Söyleyeceksin." Dediğinde itiraz ettim. "Hayır. Söylemeyeceğim." Cümlem bittikten sona gözlerini kapatıp kafasını geriye doğru attı. Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar yaklaştı "Şansını zorluyorsun." Sesi yakıcı çıkmıştı. "Zorla söyletemezsin." Dediğimde elini masaya sertçe vurup sandalyeden kalkıp gitti.

Savaş'tan

Yağmur'un bana güvenmemesi, beni deli ediyordu. Ona zarar vereceğimden korktuğum için mutfaktan çıktım fakat Yağmur, benimle tartışmaya istekli gibiydi.
Oturma odasına hızlı adımlarla giderken Yağmur'da arkamda kendi kendine söyleniyordu. Oturma odasına arka bahçeye çıkan kapı vardı. O kapıya doğru ilerleyip evden çıktım. Adımlarımı havuza doğru ataken Yağmur'unda bana iyice yaklaştığını anladım. Havuza iyice yaklaştım ve durduktan sonra Yağmur'a doğru döndüm. "Neden geldin?" Dediğimde bir iki saniye afalladı. "Şu kolumun haline bak. Koparsaydın!"dediğinde koluna baktım. Kolu hafif morarmış etrafı kızarmıştı. İçim burkuldu. Sanırım elimin ayarını biraz fazla kaçırmıştım. "İyileşince geçer." Demiştim umursamazca fakat iç sesim elime ağır bir küfür etti bu yaptığımdan dolayı. "Şu umursamazlığa bak! Sanki ben yaptım." Sesi yüksek çıkmıştı. "Ne yapabilirim?" Dediğimde umursamazca olan tavrım Yağmur'u iyice deliye çevirdi. Onunla tartışmak istemiyordum.

Yağmur'un yanından geçip eve girecektim fakat Yağmur'un sözü eve girmemi engelledi. "Şu umursamazlıklarına bak! Senin tek gecelik kızlarındanda mı değersizim?" Bağırarak söylediği bu söz, beni şimdi tam anlamıyla sinirlendirmişti. Ellerimi yumruk yapıp sıktım. Gözlerimi kapatıp sakin olmaya çalıştım ama başarısız oldum. O orospular ile kendini neden bir tutuyordu? Yağmur'a o orospular gibi davransaydım şimdiden bazı şeyleri elinden gitmiş olurdu. Ah! Saf kız!

Arkamı dönüp Yağmur'a doğru ilerlediğimde yüz ifadesi değişti. Hızlı adımlarla Yağmur'a yaklaştım ve "Eğer seni o orospularla bir tutsaydım şimdiye kadar bazı şeylerin elinden gitmiş olurdu." Dediğimde bembeyaz oldu. Ne söyleyeceğinide bilemedi. Bu afallamasından yararlanarak arkamı dönüp eve doğru adımlarımı atmaya başladım fakat Yağmur'un yardım çığlıkları tekrardan eve girmeme engel oldu. "Savaş. Savaş. Yardım et. Yü-me bilmi." Sesi kesik kesik geliyordu. Bir kaç dakika öylece durdum ve numara yaptığını sandım ama sesi gittikçe kısılan Yağmur'a doğru Arkama döndüğümde havuzda boğulan Yağmur'la karşılaştım. Açıkçası onu bu halde görmeyi düşünmüyordum. Koşarak havuzun kenarına geldiğimde Yağmur dibe batmaya başladığını gördüm. Acele ile soğuk olan havuza atladığımda gözlerimi açtım ve Yağmur'un yanına hızlı bir şekilde yüzerek ulaştım. Sağ kolumu beline doladım ve hızlı şekilde yüzmeye çalışarak havuzdan çıktık. Yağmur'u çimlere yatırıp yüzüne baktığımda baygın bir haldeydi. Yağmur'u ayıltmak için hafif yüzüne vurduğumda ayılmadı. Göğsüne baktığımda ise göğsünün inip-kalkmadığını, nefes almadığını fark ettim. Sağ elimle boynundan nabzını aramaya başladığımda bir kaç saniye içerisinde nabzı buldum ve rahatladım. Yağmur'a suni tenefüs yapmaya ihtiyacım vardı. On altı yaşındayken can kurtaranlık eğitimi almıştım, bazı güzel kızları tavlaya bilmek için fakat nasip Yağmur'aymış.

GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin