35. BÖLÜM PART 3 (5 BİN ÖZEL)

2.6K 133 39
                                    

😙Herkese teşekkür ederim sonunda beş bin olduk.

Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹  

Savaş'tan

Birden olduğum yerde kalakaldım. Duyduklarım doğruydu değil mi? Yağmur beni seviyordu. Öyle mi? Arkamı yavaşça dönüp Yağmur'un yüzüne baktım. Yağmur şaka yapıyor veya dalga geçer gibi bir hali yoktu. Yağmur dudaklarını aralayıp bir şeyler söyleyecekti ki, telefonum çalmaya başladı. Benim şansıma sıçayım! Ormanda nasıl telefon çalabilirdi?

Yağmur'a birkaç saniye daha baktıktan sonra arayanın bizimkiler olmasını diledim. Eğer onlarsa, kamp alanında gözüme gözükmeseler iyi olurdu. Telefonumu cebimden çıkartıp ekrana baktığımda arayanın Ali olduğunu gördüm. Birden ciddileşip telefonu açtım " Ne var Ali?"  "Efendim, Uraz'la ilgili yeni haberim  var."  " Dinliyorum." Dedim ilgiyle. " Gizem Hanım, yarın Uraz Bey'i bırakmaya size gelecek." Birkaç saniye duraksadım. "Tamam." Dedim ve telefonu kapattım. Etrafıma baktığımda Yağmur yoktu. Arkama baktığımda ise Yağmur'un kamp alanına gittiğini gördüm. Bir şey söylemedim. Gitmesine izin verdim.

Olduğum yere oturup düşünmeye başladım. Beni sevmesi iyi bir şey miydi?  Annesini ve babasını öldürdüğüm kızı kendime bağlamam iyi bir şey miydi?
Bunun kesin ve net bir cevabı vardı, "Hayır!" Nereden bilebilirdim onu seveceğimi? Nereden bilebilirdim onunla tanışacağımı? Derin bir nefes alıp geri verdim. Elimi saçlarımın arasına aldım. Şimdi ne yapacaktım? Onu her gördüğümde daha çok sevecektim. Ama Yağmur gerçeği öğrendikten sonra beni her gördüğünde korkacaktı. Daha kötüsü nefret edecekti. Bunu kaldırmam zordu. Sevdiğimin beni sevmesine rağmen benden nefret etmesi, her insana koyardı.

Tekrardan derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve kamp alanına yavaş bir şekilde yürümeye başladım.

Akşam yemeğini yemiş hava çoktan kararmıştı. İdaayı tahmin ettiğim gibi ben kazanmıştım ama şu an iddaa umrumda değildi. Kafam çok karışıktı. Yağmur'u seviyordum ama onun beni baştan beri sevmesini istemiyordum. Sadece bana bağlanması gerekirken sevmesi işleri biraz daha kötüye sokacaktı. Birden Ecrin'in sesini duymamla ısınmak için yaktığımız ateşten gözlerimi çektim. "Savaş şarkı söylemeyecek misin?" Dedi rica ederek. Başımı olumlu bir şekilde sallayıp ayağa kalktım. Hiç hareketli bir şarkı söyleyecek havamda değildim doğrusu, en iyisi Mustafa Ceceli'den Simsiyahım'ı söylemekti sanırım. Yavaş adımlarla çadırdan gitarımı alıp tekrar eski yerime, Yağmur'un yanına oturdum.
Gitarımı siyah renkli kılıfından çıkartıp Yağmur'a doğru uzattım.
"Şunu tutar mısın?"
Yağmur, gözlerini kılıfa odaklamış, cılız bir sesle, "Tabi." Dedi. Gitarımı elimle kavrayıp sessiz olan ormanda sesimi ve gitarımı yankılandırmaya başladım.

Aklıma geldikçe senin gözlerin,
Kimse bilmez, seni nasıl özledim.
Sanma sakın yoldan geri dönerim,
Söyle, seni nerde bulabilirim?

Yola çıktım tam şu anda aniden,
Ve dönmiycem seni tekrar görmeden,
Vazgeçtim ben, kan kırmızı kalbinden,
Simsiyahım, farkım yok hiç geceden.

Acılarım tutun beni, kaldırın,
Aşkın gelmiş, geçmişine saydırın,
Suçum aşksa, ben cezama razıyım,
Simsiyahım, farkım yok hiç geceden.

Suçum aşksa, ben cezama razıyım
Simsiyahım, farkım yok hiç geceden.

Bir yağmur yağsa yüzüme yüzüme,
Kalbim yeter, daha fazla üzülme,
Su deysede baştan aşağı tenime,
Simsiyahım farkım yok hiç geceden.

GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin