Yeni bölüm geldi!! Biliyorum, bu yeni bölüm haddinden fazla zaman sonra geldi ama, nedenim var. Beğeni. Ya Allah aşkınıza bölümü 300 kişi okuyor, hepinize teşekkür ederim ama birde beğenin lütfen. Ben dört saate yakın size yeni bölüm yazmak için uğraşıyorum ama bölümleri 20 kişi anca beğeniyor. Artık sınır koyacağım. Bu bölüme en az 40 beğeni gelirse yeni bölüm gelecek. Bu konu hakkında kuyruk acım var, kusura bakmayın. Ama gerçekten insanın sinirleri bozuluyor. Bölüme geçelim artık. :))
İyi okumalar dilerim...
Umursama kimseyi, sadece bize odaklan.
Yağmur'dan
Sabahın ilk ışıkları gözlüme çarmaya başladığında, mide bulantısı ve yanımda büyük bir boşluk olduğunu hissederek uyandım. Savaş uyanmış olmalı diye düşünerek gözlerimi yavaşça araladığımda Savaş'ın oda da olmadığını görünce gözlerim iyice açıldı. Sabah sabah nerede olabilirdi?
Yataktan yavaşça kalktım ve gözlerimi ovalayıp tekrar odaya baktım. Kör değildim, Savaş odada yoktu. Aman, herhalde mutfağa inmiştir. Diyerek yavaş adımlarla banyoya ilerledim. Karşımda duran aynadan kendime baktığımda yüzümde aptalca bir gülümseme oluştu. Dün sürdüğüm rimelden dolayı göz altlarım kapkara olmuştu.
Gülümsemem hâlâ devam ederken gözlerimi aynadan çektim ve musluğu açtıp yüzümü soğuk su ile bolca yıkadım. İçimden keşe, dün yatmadan önce makyajımı çıkartsaydım dedim. Yüzüme çamur sürsem, dünkü fondetinimden daha güzel duracağına yemin edebilirdim.
Yüzümde ki makyajı çıkartasaya kadar yüzümü bol suyla yıkadım ve musluğu kapattıktan sonra aynaya bakıp yüzümü havluya silmedim, çünkü soğuk su hem uykumu açıyor, hem de yüzümün rahatladığını hissettiriyordu.
"Günaydın anne panda." Savaş'ın sesini duyduğumda, arkamda ki Savaş'a doğru dönüp gülümsedim, "Sana da günaydın." Savaş, bana doğru yaklaşıp gülümserken, sanki bana bir şey söyleyecekmiş gibi duruyordu. Evet, artık Savaş'ı gayet iyi tanıyordum.
Savaş elini çıplak olan belime bastırıp kendine çektiğinde dudaklarıma küçük bir buse kondurup, "Bu gün annem ve kız kardeşim gelecek." Dedi ve birkaç saniye benim tepki vermemi bekledi. Başta şaka yapıyor sanmıştım ama, Savaş'ın seninde bir gram eğleniyormuş gibi bir ton yoktu. "Kahvaltıya mı gelecekler?" Diye sorduğumda Savaş başını onaylar gibi sallayıp, "Evet, bir saat sonra onları havaalanından almaya gideceğim." Dedi ve elini belimden çekip yüzüme tekrar baktı, "Çok heyecamlanma. Annem seni sevecek, buna eminim."
ஜ
Savaş'ın son dakika verdiği haberden sonra hemen yarım saatlik duş alıp, özenle kıyafetlerimi seçtim ve şimdi Uraz'la birlikte, Savaş'ın annesini ve kız kardeşini bekliyorduk. Kalbim hızla çarparken, böbrek üssü bezlerim hayatım boyunca vücuduma hiç bu kadar adrenalin hormonunu damarlarıma salmamıştı sanırım.
Uraz, "Anne, babam sana babaannemin ve halamın ismini söyledi mi?" Diye sorduğunda Uraz'a bakıp başımı olumsuz bir anlamda salladım. "Hayır söylemedi." Uraz, içinden bir şey söyedikten sonra karşımda oturduğu koltuktan kalktı ve yanıma oturup bana doğru döndü. "Babannemin adı Leyla, halamın adı Özge," Dedi ve birkaç saniye düşünüp cümlesine devam etti.
"Babaannem gerçekten iyi biridir, ama hizmetinin iyi olmasını ister. Evde ki çalışanları sevmez. Kendi işimi ben yapabilirim der ve kendisi de yapar. Halam ise, iyi birisidir. Herkesle anlaşabilir.""Yağmur, Savaş Bey, Leyla Hanım ve Özge Hanım arabadan indiler, istersen kapıyı sen aç kızım." Diyen Efsun Abla'nın senini duyduğumda birden irkildim ve gözlerimi Efsun Abla'ya odakladım, o hangi ara buraya gelmişti yahu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|
Teen Fiction-YAĞMUR ÜNSAL- Babası ve annesi gizli bir şekilde öldürülmüştü.Herkes büyük bir üzüntü ve şok içerisindeydi. Yağmur annesi ve babasının bu gizli ölümünü tabii ki araştıracaktı. Fakat bu ölümün arka perdesi hiçde iç açıcı değildi. Yağmur, lise son ö...