Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹
Yağmur'dan
Savaş garipti. Anlaşılması zordu. Fakat bana gösterdiğini ilgide farklıydı. Gözlerine baktığımda kahverenginin pişman hâlini görüyordum.
Canımı yaktığını anlaması iyi bir şeydi. Duygudan duyguya saniyeler içerisinde geçebilen bir özelliği vardı. Düşünceliydi, fakat bazen kendinden başka kimseyi düşünmeyen bir yapıya sahipti.Savaş'a bakarak bunları düşünürken Savaş, boynuma doğru başını yaklaştırdığında gözlerim refleks olarak kapandı. İçim yanıyordu sanki. O yangın, Savaş'ın kalp şeklindeki dudakları boynuma deydiğinde oluyordu. Bu dudaklar sihirliydi sanki. Fakat ben bu sihirli dudakları durdurmak istiyordum. Çünkü bu dudakların tattırdığı his bana oldukça yabancıydı.
Savaş dudaklarını yavaş ve sakin bir şekilde aşağı indirdi. Öpmüyordu fakat dudakları hâlâ tenimdeydi. Savaş, dudaklarını köprücük kemiğime geldiğinde durdu. Bir kaç saniye hareketsiz kalan o dudaklar üç kez köprücük kemiğimin çukur kısmını öptü ve geri çekildi.
ஜSavaş'la birlikte film izliyorduk. Bu gün benim için gayet yorucuydu. Uyuyup dinlenmem en iyi seçenekti. Savaş, karşımdaki koltuğa ayaklarını uzatmış yatar bir pozisyondaydı. Savaş'a bakarak "Ben yatacağım. Yukarı çıkıyorum."deyip yüzüne baktığımda Savaş, gözlerini televizyondan ayırmadan "Tamam." Dedi ve umursamamazlıktan geldi. Yine sinirlenmiştim. Beni umursamamazlıktan gelmesi sinirlerimi bozuyordu. Bende onu umursamıyormuş gibi yapıp odadan yavaş adımlarla çıkıp merdivene doğru ilerledim. Koridor karanlıktı ve sessizdi. Bu sessizlik beni germişti. Hızlı adımlarla Savaş'ın odasına girdiğimde çalışma masasının üstünde duran bir telefon çalıyordu. Bu telefon Savaş'ın olmalıydı. Kapıyı kapatıp hızlı adımlarla çalışma masanına yöneldiğimde telefonu elime alıp kimin aradığına baktım. Arayan Gizem'di. Saat üçtü bu saate neden arıyordu da. Yine ne istiyordu acaba? Telefonu açıp konuşmak istesemde Savaş'ın azarını hiç çekemeyeceğimi anlayıp telefonunu tekrar çalışma masasının üstüne koyup yatağa yattım. Yatağın içinde bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Merak uyutmuyordu. Neden aramıştı acaba?
Neden olacak senin Savaş'la aynı evi paylaşmanızdan dolayı kıskanıyor olmalı.
Olabilir. Savaş kaslı, çekici, sempatik ve sert mizaçlı bir erkekti. Çekiciydi. Heleki o kalp şeklindeki dudakları. Büyüleyici olan kahve kokusu eşsizdi.Ne diyordum ben?!
Mantıklı bir şekilde düşündüğümde ise bu olasılığın çok düşük olacağını fark ettim. Kıskanan bir kişi on kere aramaz. Bu pek hayrı alamet değil gibi duruyordu. Bunu,annem ve babamdan biliyordum.Savaş'tan
Yağmur yatak odasına gideli üç saat olmuştu. Hem zaten filmde bitmişti. En iyi seçenek uyumaktı sanırım. Yanımda duran kumandayı elime alıp televizyonu kapattım ve ağır adımlarla odaya ilerledim. Bu gün yorulmuştum. Odaya girdiğimde gözüme sabahın ilk ışıkları çarptı. Sabah olmuştu. Gözlerimi kısarak çalışma masasına doğru ilerledim. Bu gün telefonumla çok bakmamıştım. Masasının üstünde duran telefonumun alıp bildirimlere baktığımda Gizem'den on cevapsız arama olduğunu gördüm. İlk başta endişelenmiştim fakat bu Gizem'di. Ot içinde arardı bok içinde. Telefonumu kapatıp tekrar çalışma masasının üstüne koydum ve pek umursamadım. Yatağa doğru ilerledim. Yağmur uyumuştu. Zaten uyumasaydı yanıma gelme ihtimali yüksekti. Yatağa yatıp kollarımı Yağmur'un beline sardım. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalışsamda uykumu bölen Yağmur'un telefonundan gelen bildirim sesi oldu. Saat altıydı. Merak ettim. Bu ne buldirimi olabilirdi de? Aklıma Yağmur'a gelen mesajlar aklıma geldi. Sanırım o mesajlardan biride bu olabilirdi.
Yavaş bir şekilde kolumu Yağmur'un belinden çekip yatağın yanında duran komodinin üstündeki telefonu alıp açtığımda mesaj geldiğini gördüm. Bildirimlere baktığımda mesajı okudum.
Gönderen: Gizli Numara
Sana bir çok kez mesaj gönderdim fakat hiç birine cevap vermedin. Ne istediğini bilmiyorum. Senin kadar saf ve güzel bir kızın ne isteyeceğini tahmin edemiyorum da. Ama bana ne istediğini söyle. Her şeyi yapabilirim. Geceler eğelenceli, gündüzler müthiş geçer. Yeterki o Savaş piçini bırakıp bana gel.
Mesajı okuduktan sonra deliye döndüm. Bağarmamak için kendimi zor turuyordum. Gözlerimi kapatıp deri nefesler alıp yavaş bir şekilde verdikten sonra birazda olsa sakinleşmiştim. Gözlerimi açtıp karşımda duran komodine gözlerimi diktim ve bağırarak söylemek istediğim cümleleri içimden geçirmeye başladım.
Bu piç kimdi?
Yağmur'u neden istiyordu ve nereden biliyordu?
Peki ya yağmur beni bırakıp o piçe gidecek miydi.
Benim bilmediğim bu piçi, benim yerime tercih edip gidecek miydi?
Siktir! Asla böyle bir şey olmaz. Buna asla izin vermezdim. Bu orospu evladı her kimse Yağmur'u benim kadar iyi bilen biriydi. Lanet olsun! O benimdi. Benim yanımdaki bir kıza bu şekilde mesajlar göndermesi göt isterdi. Her öğün yürek yiyordu sanırım bu piç evladı.
Bu mesaj göndereni bulup en iyi fantazilerimi yapacaktım. Yemin ederim. Onu annesinden emdiği sütü burnundan fitil fitil getirecektim.=>=>=>DEVAM EDECEK=>=>=>
Yeni kitabım yayımda!
Bakarsanız çok sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|
Genç Kurgu-YAĞMUR ÜNSAL- Babası ve annesi gizli bir şekilde öldürülmüştü.Herkes büyük bir üzüntü ve şok içerisindeydi. Yağmur annesi ve babasının bu gizli ölümünü tabii ki araştıracaktı. Fakat bu ölümün arka perdesi hiçde iç açıcı değildi. Yağmur, lise son ö...