Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹
Yağmur'dan
Savaş'la partiye giriş yaptığımızda balo salonunda Sancak- Düşün ki çalıyordu fakat Sancak'ın sesi sanki canlı gibiydi. Yoksa, Sancak sürpriz konuk muydu? Savaş'a heyecanla dönüp tam soracaktım ki Savaş ben sormadan sorumu cevapladı, "Evet, sürpriz konuk Sancak."
Balo salonunun kapısından girdiğimiz sırada Savaş'ın beni sıkıca saran elinden ayrılıp boynunda ellerimi birleştirdim. Beni her zaman mutlu etmeyi biliyordu. Başımı kulağına doğru koydum ve o kadar çok ses olmasına rağmen fısıldadım, çünkü beni anlayabileceğini biliyordum. "Seni seviyorum."Savaş elini belime dolayıp beni sıkıca sardı ve kulağıma yakın bir yerden öpücük kondurdu. Herkesin "İyi ki doğun Yağmur, iyi ki doğdun Yağmur, iyi ki doğdun Yağmur. Mutlu yıllar sana." Diye bağırma seslerini duymamla elimi kollarımı Savaş'tan çektim, Savaş'ta ellerini belimden çekip elini elime bağladı. Evet, sonunda doğum günüm başlamıştı.
Savaş'la kırmızı halıdan yürümeye başladığımızda herkes kırmızı halının yanına uzun bir yol oluşturdu ve beyaz bir sahne ışığı bizi, sahnenin önündeki pastaya geleseye kadar takip etti. Allah'ım, bu hayalimdeki doğum günü partisinden daha güzeldi.
Şarkı bittiğinde gözlerimi dört katlı, tamamen çilek ve böğürtlenden yapılmış olan pastadan çekip Sancak'a baktım. Mutluluktan ölmem üzereydim. Adam bildiğin kanlı canlı karşımdaydı. Beyaz kısa kollu tişörtü, siyah, üstünü dağıtmış saçını ve siyah, tamamen bacaklarını sarmış pantolunu giymiş klasik Sancak. Tamamen sadelikten tarafa kullandığı seçimi ile göz kamaştırıyordu.
"Savaş bu gerçek değil mi? Hepsi gerçek?" Diye sorduğumda Savaş, samimiyetle cevap verdi.
"Evet bebeğim. Bunların hepsi gerçek."Sesler gitgide artarken herkes yanıma toplandı ve ses git gide artmaya başladı. Artık pastadaki mumları üflemenin zamanı gelmişti. Pastaya dönüp mini katlardaki mumları saydım. Tam on dokuz mum vardı. Benim yaşım kadar. Tekrar gülümsedim. "Dilek tut ve üfle Yağmur." Diyen Sancak'ın sesiyle ilk önce gözlerimi kapatıp dilek diledim.
Dileğim dünya barışı, savaşların bitmesi gibi çok huzurlu ve iyimser bir dilek değildi. Dileğim, Savaş'ın ve benim sonsuza kadar mutlu olmamızdı ve aklımda ki soru işaretlerinin tamamen asılsız olması ümidiydi. Gözlerimi açıp derin bir nefes aldım ve hızlı bir şekilde geri verip bütün mumları tek seferde söndürdüm. Doğum günü partimin olacağından haberdardım ama bu kadar muhteşem ve kalabalık bir parti beklemiyordum.
Alkışlar ve ıslıklar eşliğinde pastanın yanında duran bıçağı aldım ve pastanın ilk katındaki çilekli kısmın bir dilim kestim. Evet, artık on dokuz yaşıma girmiştim. Masadan doğrulup arkamı döndüğümde Savaş'ın bana samimi bir şekilde baktığını gördüm. Gülümsemem iyice yüzüme yayıldı ve kollarımı boynuna sarıp sıkıca kendimi kenetledim. Onun yanımda olması beni her zaman güvende ve mutlu hissettirmişti.
Savaş elini belime sarıp sahiplenici bir tavırla beni kendine çekti ve kulağıma fısıldadı, "İyi ki doğdun Meleğim." Karnımdaki kelebekler harekete geçtiğinde hiçbir şey söylemedim. Savaş elini belimden çektiğinde sarılma faslı bitti sanmıştım ama Savaş, yüzümü avuçlarının içine aldı ve alnını alnıma deydirdi. Aramızdaki boşluk sıfıra düştü, herkes o an kaybolup gitti. Benim için o an Sadece Savaş ve ben vardım. Kendimi anın büyüsüne bıtaktım ve gözlerimi kapatıp öpmesini bekledim.
Beklediğim gibide oldu Savaş, dudağını dudağıma deydirip uzun, tutkulu tek bir öpücük bıraktı.Etraftan çığlık sesleri ile alkış sesi geldiğinde kendime geldim ve gözlerimi açıp Savaş'tan utanmış bir şekilde geri çekildim. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Pasta çalışanlar tarafından gitti ve Sancak'ın "Doğum günü kızı, konuşma yapmak ister misin?" demesi ile güler bir yüzle olumlu anlamda başımı sallayıp sahneye çıktım. Sancak'ın uzattığı mikrafonu alıp nazikçe teşekkür ettikten sonra benim için gelen herkese baktım ve mutlulukla gülümsedim. Beni seven gerçektende çok kişi varmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|
Novela Juvenil-YAĞMUR ÜNSAL- Babası ve annesi gizli bir şekilde öldürülmüştü.Herkes büyük bir üzüntü ve şok içerisindeydi. Yağmur annesi ve babasının bu gizli ölümünü tabii ki araştıracaktı. Fakat bu ölümün arka perdesi hiçde iç açıcı değildi. Yağmur, lise son ö...