Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹
İç sesim, beynimdeki düşüncelerime bir kaç saniye ara vermemi sağladı,Saçmalama Yağmur. Başka bir neden olmalı. O geceyi hatırla, Savaş'la gece ormanda konuştuğunuz geceyi. Savaş sana mantıklı bir açıklama sunmuştu.
Haklısın dedim içimden. Başka bir neden olmalıydı. Annemi ve babamı Savaş öldürmüş olamazdı. Bu düşünceyi derhal aklımdan silmeliydim. Masanın üstünde duran Savaş'ın telefonunun açma kapama düğmesine batığımda saatin 06:54 olduğunu gördüm. Çok işim vardı. Hemen ayağa kalkıp üstümü değiştirecek, moralimi düzeltmek için Sancak ve Sagopa şarkıları dinleyecek, kahvaltı yapacak, derse girecektim. Başımı kaldırıp Savaş'a baktım, "İçeri girsek, benim birkaç işim var." Kollarımı Savaş'ın vücudundan çekip ne diyeceğini bekledim. Savaş olumlu anlamda başını sallayıp kollarını vücuduman çektiğinde yavaş adımlarla terastan çıkıp yatak odasına giriş yaptım. Çalışma masasının yanında duran aynaya yaklaşıp yüzüme baktığımda çok yorgun ve halsiz olduğumu gördüm, daha zamanım vardı, soğuk bir duşa girip kendimi toparlanmam en iyisiydi yoksa gün boyunca hortlak gibi gezecektim. Odanın içinde olup olmadığını merak ettiğim Savaş'a baktığımda çoktan çalışma masa sandalyesinin üstünde telefonla uğraştığını gördüm. "Ben banyoya giriyorum." Dedim ve hâlâ uykun verdiği ağırlıkla Savaş'ın odasından çıkıp kendi odama giridim. Üstümdeki pijamalarımı çıkartıp uykumu ve moralimi açmak adına banyoya giriş yaptım.
Duşakabinden çıktığımda gerçektende rahatlayıp moralimin biraz da olsa düzeldiğini fark ettim. Kapının arkasında duran toz pemde kısa bornozumu giydikten sonra saçıma havluyu dolayıp Banyodan hızlıca çıktım. Önce odamın kapısına doğru ilerleyip kilitleyip bu gün giyeceklerimi seçmek için gardoba doğru ilerledim. Gardorbun kapağını açıp gözüme ilk takılan toz pembe rengine, diz kapağıma kadar uzanan tatlı ve bir o kadarda şık bir elbise gördüm. Sanırım Savaş bu elbiseyi yeni aldırtmıştı. Askıda duran elbiseyi askısından çıkartıp aynanın karşısına geçtim ve elbiseyi üstüme tutup kendimi bunun içinde hayal ettim. Bu elbise gerçektende bana yakışmıştı. Falat bedeni uyacak mıydı?
Gardobumun içinden iç çamaşırlarımı alıp banyoya girdim ve iç çamaşırlarımı giyip elbiseye yöneldim. Elbisenin sırt kısmında duran küçük fermuar çokta dikkat çekecek bir cinten değildi. Bu detayı sevmiştim çünkü genelde bir elbisede ince detaylara dikkat ederdim. Elimle fermuarı açıp başımdaki havluyu yere bıraktım, elbisenin etek kısmını önce kollarımdan sonra da vücudumdan geçirdim.
Saçlarımı omuzlarıma toplayıp elbisenin fermuarını çektiğimde tam üstüme oturduğunu, sanki benim için özel dikilmiş kadar güzel olduğunu fark ettim.Bu adamın kıyafet seçimleri bile güzel.
Makyaj masasına ilerleyip çekmeceyi açtım ve saçlarım kurumadan hızlı bir şekilde taradım. Masanın üstünde duran, fişe takılı olmayan saç kurutma makinasını masanın arkasında duran pirize takıp koltuğa oturdum ve makinanın açma kapama düğmesine basıp saçımı kurutmaya başladım.
Neredeyse on beş dakikada kuruyan saçımı tekrar taradım ve sıkı bir şekilde balık sırtı ördüm. Saçalarım ince telli ve çok yukuşaktı bu aslında güzel bir özellikti fakat banyodan sonra saçlarım hiçte güzel olmuyordu. Saçımı da örüp hallettikten sonra masanın üstünde duran makyaj malzemelerine gözüm gitti. Bunlar benim makyaj malzemelerimdi. Savaş benim valizimi mi karıştırmıştı?
Bir an içimdeki öfkeye hakim olamasam da şu an bunun pek bir önemi yoktu. Gözlerimi kapatıp içimden ona kadar saydım.Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on. Ben sakinim.
Dedim ve derin bir sefes alıp geri verdim. Makyaja başlamadan önce makyaj malzemerin önünde duran telefonumdan Sancak-Düşün Ki' yi açıp gözerimi tekrar açıp önümdeki makyaj malzemelerine odaklandım. Bu günkü yorgunluğu yüzümden silmek için ilk önce fodoten ile başlamak istedim, elime çok az bir fodoten sıkıp yüzüke minik minik noktalar koydum ve bir yandan şarkıyı mırıldanıp diyer yandan da makyaj sünderi ile yüzüme iyice yedirip dağıttım. Daha sonra uzun olan kiripiklerimi biraz daha dikkat çekemesi adına rimel ile dolgunlaştırıp uzunlaştırdım. Fazla da abartmama gerek yok diye düşünüp rimeli gözlerimim etrafına bulaştırmadan yerine koydum ve dudak pembesi renginde, çilekli parlatıcımı da sürüp koltuktan kalktım. Daha fazla abartmaya lüzum yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|
Teen Fiction-YAĞMUR ÜNSAL- Babası ve annesi gizli bir şekilde öldürülmüştü.Herkes büyük bir üzüntü ve şok içerisindeydi. Yağmur annesi ve babasının bu gizli ölümünü tabii ki araştıracaktı. Fakat bu ölümün arka perdesi hiçde iç açıcı değildi. Yağmur, lise son ö...