🌹29.BÖLÜM🌹

11.7K 782 201
                                    

Taehyung'un hareketleri ileriye giderken açıkcası içimde bir korku oluşmuştu.Biz yine yanlış bir şey yaparsak ve bu sefer kaçınılmaz sona mahkum kalırsak diye pek fazla karşılık veremiyordum.Bunu fark etmiş olacak ki boynumdaki başını kaldırıp üzerimde biraz doğruldu.

"Sorun ne Eun Sun? Beni buna mecbur bırakan sendin şimdi bu isteksizlik neden?" Dedi.Haklıydı o an ne yaptığımı düşünmeden yapmıştım ama yine de ona korkuyorum diyecek cesaretim yoktu.

"Sorun mu? Ne sorunu?" Dedim altından kurtulmaya çalışırken.

"Aklıma geldi de resepsiyona inmem gerekiyor." Deyiverdim birden.

Üzerimden kalkıp yatağa oturup bana şaşkın şaşkın bakmaya başladı.Telefonu açıp ekrandaki saati gözüme sokarcasına uzattı.

"Bu saatte mi?"

"Ihm..Evet bu saatte çok önemli ama bir kaç dakikaya gelirim merak etme." Deyip yataktan kalktım.Oflayarak kendini yatağa bıraktı.

"Burada beni öldürmeye falan mı çalışıyorsun? Bu noktadayken bırakmak sence doğru mu?" Dedi acınası bir haldeydi.Gülmemi tutup ellerimi iki yana açtım.

"Bilmiyorum ama benim işim de önemli." Yalandı.İşim falan yoktu fakat biraz zaman kazanmak belki beni rahatlatabilirdi.Odadan hızlıca çıktım.

~Taehyung'un Ağzından~

Yatağın üzerinde bir sağa bir sola dönüp Eun Sun'u bekliyordum.Erkeklere dair hiç bir şey bilmiyordu.Normalde böyle bırakılan bir erkeğin yapabileceklerini hayal etmeyi kimse istemez fakat Eun Sun...ah o çok saf biri.

Kapıdan Namjoon denen çocuğun sesini duyduğumda yine sinirlerim gerilmeye başlamıştı.Fakat bir problem vardı ki bu çocuğun sesi çok yakından geliyordu.Oh,yoksa içeride miydi ki?

"Eun Sun-ah! Kapıyı açık bırakmışsın neden? Kötü niyetli birisi içeri girebilirdi!"

İçerideydi!
"Kötü niyetli birisiymiş hıh! Senin ne işin var o zaman içerde?" Diye söylendikten sonra hızlıca yatağa girip battaniyeyi kafama çektim.

"Ah,uyuyor muydun? Biliyor musun aklımdan seninle uyuyabileceğim geçmişti bu yüzden geldim."

Gözlerim kocaman açılırken onun ne saçmaladığı konusunda hiç bir fikrim yoktu.Yanımda bir çökme hissettiğimde işte şimdi sıçtın diyen iç sesimin haklı olduğu kanısına vardım.Hala battaniyenin altındayken Eun Sun'a mesaj yazmaya çalıştım.

"Neredesin sen be? Kuzenin olacak o Namjoon geldi ve seninle uyumak istediğini düşünmüş.Bunu gerçekleştirmek için de buraya kadar geldi.Ayrıca çok akıllı birisi olduğun için kapıyı açık bırakıp gitmişsin bravo!"

Mümkün olduğunca hareket etmeden yazmaya çalışıyordum.Bir an önce Eun Sun'un bir şeyler düşünüp beni bu durumdan kurtarması gerekiyordu.Çok geçmeden telefonum titredi.

Ne? Nasıl açık unutmuşum? Neyse bir şekilde halledeceğim ben meraklanma sen.

Gelen mesaja hızlıca geri cevap attım.Çünkü o Namjoon denen çocuk bana yaklaşıyordu.

Ne demek meraklanma? Bana yaklaşıyor bu şey!! Bak cidden öğrenmesin diye saklandım fakat işler kötüye gidiyor haberin olsun,bir an önce halletsen iyi olur!

Sinirle ekran kilidini kapattım ve belimde hissettiğim elle irkilip açabilecekmişim gibi gözlerimi daha da açtım.Bu çocuğun davranışları iyiye gitmiyor şu an iyi ki burada ben varım.Eğer şu an burada yatan Eun Sun olsaydı ve bu eller onun üzerinde olsaydı bu çocuğu gebertirdim.Titreyen telefon ile tekrardan mesaja baktım.

İstersen ben aranızdan çekileyim çünkü siz işi bayağı ilerletmişsiniz.

İnsanı deli etme Eun Sun! Çabuk bir şeyler bul ve kurtar beni.Yoksa ben bunu döverim!!

Huysuzca yerimde kıpırdandım ve birazcık da olsa benden uzaklaşması için debelendim.

"Eun Sun-ah,uyanmalısın artık benim canım sıkılıyor ve benimle konuşmanı istiyorum." Dediğinde yüzüne yumruğu indirmek istemiştim.Sanki sen söyledin diye uyanacaktı ya bu kız.Tanrım sen benim sinirlerime hakim olmamı kolaylaştır!

Aradan geçen 5 dakika sonra bir görevli içeriye girdi.Bir kaç bişey söyledikten sonra ikisi birlikte dışarı çıktılar.Dakikalar sonra kapı tekrar açıldığında gülme sesini duyduğum an sinirle kafamdaki battaniyeyi açtım ve üzerimden attım.Kaşlarımı çatarak Eun Sun'a bakarken gülmesi beni daha da sinirlendiriyordu.

"Ne diye gülüyorsun sen?! Seninle ben ayrı konuşacağım zaten bu konuyu! Bu kadar yakın davranmasına nasıl izin verirsin sen?!" Ben burnumdan solurken o hala gülüyordu.

"Ne var ki? O benim kuzenim,yakın davranması normal.Seninkileri de biliyoruz." Diye imada bulunduğunda yerimden fırlar biçimde kalkıp duvarla kendi arama aldım onu.Gülen yüzü solduğunda bu sefer gülen ben olmuştum.

Aramızdaki mesafeyi tek nefes boşluğuna indirirken kalbinin deli gibi attığı,hızla inip kalkan göğsünden belli oluyordu.Yan bir sırıtış atıp alnımı alnına dayadım.Göz kapaklarımı kapatıp dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim.Şimdi kaçmana izin yok Kang Eun Sun...

Heyyy!!! Umarım beğenirsiniz voteler yüksek olsun lütfen! Sizleri çok seviyorum!!😍😗😗😗

𝐓𝐄𝐀𝐂𝐇𝐄𝐑 ❦ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin